Kulüp başkanlığı ateşten gömlek

Kulüp başkanlığı ateşten gömlek

ve Büyükşehir Belediyesi DİSKİspor tarafından Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu`nda başladı. Toplantıda bir konuşma yapan Şanlıurfaspor Kulüp Başkanı Habib Arslan, "Futbol kulüplerinin yönetimine gelmek adeta ateşten birer gömlek giymek gibidir" dedi.

Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Şanlıurfaspor Kulüp Başkanı Habib Arslan ve çok sayıda davetlinin katıldığı konferansa ilgi bir hayli fazlaydı. Spor yöneticileri, antrenörler, akademisyenler, teknik direktörler ve basın mensuplarının yoğun ilgi gösterdiği Spor Konferansı`nın ilk oturumunda `Sporda medyanın rolü` ele alındı. Zeki Çol ve Turgay Renklikurt`un konuşmacı olarak katıldığı birinci oturum sorunsuz bir şekilde devam etti. 2 gün sürecek ve 45 katılımcının yer alacağı Spor Konferansı yarın akşam tamamlanacak.

"KULÜP BAŞINA GELMEK ATEŞTEN BİRER GÖMLEK GİYMEK GİBİDİR"

Şanlıurfaspor Kulüp Başkanı Habib Arslan konferansta yaptığı konuşmada, "Türkiye de bilinen mevcut sorunlar nedeniyle, hangi sektörün başında olursanız olun, yaptığınız iş dikensiz gül bahçesi değildir" diyerek, "Ancak tüm iş grupları arasında belki de en sorunlu sektörlerin başında spor, sporda da futbol gelmektedir. Bu durum özellikle Güneydoğu da kendini daha da ağırlıklı hissettirir. Futbol kulüplerinin yönetimine gelmek adeta ateşten birer gömlek giymek gibidir. Futbol takımlarında yönetimlerin en büyük sorunu, iş başına geldiğiniz gün, önceki yönetimlerden size bırakılan borçlardır. Şuan kulüpleri ayakta tutan en büyük gelir iddia gelirleridir. Ancak kulüplerin büyük bir bölümü bu gelirden istifade edememektedir. Çünkü kulüp hacizlidir. Yine futbol federasyonuna olan borçlar yüzünden kulüpler transfer yapamamaktadır. Malatya spor bunun en somut örneğidir" dedi.

"KULÜPLER MUTLAKA KURUMSALLAŞMALIDIR"

Bunun başlıca sebebinin kulüplerin iyi yönetilmemesine bağlayan Arslan, "İş başına gelen yönetimler, kulüpleri bir işletme mantığı içerisinde yönetmeli ve kulüpler mutlaka kurumsallaşmalıdır. Günü kurtarma politikalarıyla yapılan astronomik harcamalar kulüplerin geleceklerine ipotek koymaktadır. Bence kulüp yönetimleri oluşturulurken ilin Valisi, Belediye Başkanı ve sivil toplum kuruluşları ilgisiz kalmamalı; ortak akılla ortak listeye görev verilmelidir. Yine yasal düzenlemeler ile hem kulüpler denetim altına alınmalı, hem de her türlü harcamalarından sorumlu tutulmalıdır. Kulüplerin çek ve senetleri kaldırılmalı başkan ve yönetimin şahsi çek ve senetleri kullanılmalıdır. Yönetimler dürüst, şeffaf ve saygın bir yönetim anlayışı ortaya koyduklarında kentin her kesiminden maddi ve manevi destekler görecekleri de ayrı bir gerçektir" diye ifade etti.

"KALICI GELİRLER OLUŞTURULMALI

Profesyonel futbol kulüpleri yarınlarının karanlık olmaması için, mutlak suretle kalıcı gelirler oluşturmak zorunda olduğunu ifade eden Arslan, "Yıllarca belediyeler tarafından kulüplere verilen otobüs hatları, benzinlik, halı saha ve benzeri gibi gelir getirici işletmeler satılmayıp, kulüpler tarafından işletilmiş olsaydı, bugün birçok kulübümüzün ekonomik anlamda çok güçlü olacaklarını rahatlıkla söyleyebilirdik.   Yine kulüplerimizin iddia gelirinden sonra, belediyeler tarafından yapılan yardımların büyük bir pay olduğu bilinen bir gerçektir. Bu çerçevede yapılacak yasal düzenlemelerle belediyelerin profesyonel futbol takımlarına yardım yapmalarında hukuksal sıkıntılar ve engeller ortadan kaldırılmalıdır" diye kaydetti.

"FUTBOL ÜZERİ SİYASET YAPILMAMALI"

Futbol takımlarının kentlerin başta turizm olmak üzere, ekonomisine ve tanıtımına olan katkıları göz ardı edilemez olduğunu vurgulayan Arslan, "Bu nedenle başta ilin Valisi ve Belediye başkanı olmak üzere tüm dinamiklerinin kentin futbol kulübüne destek çıkması gerekir. Yine futbol kulüpleri üzerinden siyaset yapılmamalı, kulüp siyaset üstü tutulmalıdır. Kulüp tüm kentin ortak sevdası ve sosyal aktivitesi olarak görülmeli ve sahiplenilmelidir. Zira başarılı bir futbol takımı Türkiye de her zaman adından söz ettirmektedir. Örneğin Şanlıurfa Arena stadı 30 bin kişi kapasitelidir. Biz Şanlıurfa spor olarak her maçımızı ortalama 25 bin kişiye oynuyoruz. Bu durum ulusal medyada büyük yankı uyandırıyor. Şanlıurfa spor özellikle bu sezon futbol takımı sayesinde kenti en iyi şekilde temsil ediyor. Şanlıurfa sporun elde ettiği başarı, iç turizm dinamiklerini de harekete geçiriyor" diye vurguladı.

"BAŞARI AHENKLİ VE UYUMLU EKİPLERİN İŞİDİR"

Kulüp başkanlarının bu işe talip olduklarında, yola çıkacakları yönetim arkadaşlarını çok iyi belirlemek zorunda olduğunu vurgulayan Arslan, "Çünkü başarı ahenkli ve uyumlu ekiplerin işidir. Başarının sırrı ekip ruhu içerisinde saklıdır. Aynı hedefi görebilen, dürüst, çalışkan, bilgili ve vizyonlu ekiplerin başarılı olmaları kaçınılmazdır. Kulüpler mutlaka kurumsal anlayış ile yönetilmelidir. Görev bölümleri yapılmalı yardımlaşma, sevgi ve saygı ön planda tutulmalıdır. Başkan sadece orkestra şefi gibi görevini yapmalıdır. Ben değil, biz mantığı ile yola devam edilmelidir. Başarı tüm kente mal edilmeli, kentin kulübe sahiplenmesi sağlanmalıdır" şeklinde konuştu.

Arslan, ilerleyen cümlelerinde şu ifadelerie yer verdi;

"Aynı lig kategorisinde mücadele eden kulüp başkanları arasında, birliktelik ve diyalog olmalıdır. Bu diyalog futbolcu transfer ücretlerinden tutun, pirim tespitinden, taraftar davranışlarına kadar her aşamada olmalıdır. Bu tutum ve davranışların kulüplerimize maddi ve manevi çok şeyler kazandıracağı inancındayım, Alınacak teknik heyet ve futbolcular bütçemize ve bünyemize uygun olmalıdır. Sezon başında gerçekçi bir bütçe oluşturmamız ve bu bütçeden ödün vermememiz gerekir.

Taraftar derneklerini dışlamamalı, onların oluşumlarında aktif roller oynamalıyız. Birden fazla dernek yapılan hem kulübe hem de kente zarar vermektedir. Taraftar dernekleri mümkünse tek çatı altında toplanmalı, eğitimli, kültürlü ve ekonomik seviyeleri iyi kişilerden oluşturulmalıdır.

Bölgemizin sorunlarını ve az gelişmişliğini göz önünde bulundurarak diyorum ki: Güneydoğuda spora ve özellikle futbola federasyonun ve devletin pozitif ayrımcılık yapması gerekir.

Son olarak kulüp başkanlarının, yönetimlerinin, taraftarların ve basının fair-play ruhu içerisinde hareket etmesi gerektiğine inanıyorum. Zira sportif faaliyetlerin başarısı ve ekonomisinden önce dostluk, kardeşlik ve barışın gelmesi gerektiği aşikârdır. Yine merkez hakem kurulunun ve federasyonun adalet ve çerçevesi içerisinde bir yönetim anlayışı sergilemeleri en dileğimizdir.

Bu toplantımızın Türk futboluna ve bölgemize başarı, kazanç ve hayır getirmesini diler; emeği geçen herkese teşekkür ederim" 

Sembol