Kırvar'dan darbecilere suç duyurusu

Kırvar'dan darbecilere suç duyurusu

12 Eylül darbesinin sorumlularının yargılanmasını engelleyen maddenin kaldırıldığı anayasa değişikliğinin kabul edilmesi üzerine çok sayıda sivil toplum kuruluşunun yanı sıra, dönemin mağdurlarından Aşiret lideri Ahmet Kırvar da darbeciler hakkında suç duyurusunda bulundu.

12 Eylül askeri darbesinin 30. yıl dönümüne denk gelen referandumda anayasa değişikliği paketinin kabul edilmesi üzerine dikkatler, aralarında 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evrenin de bulunduğu darbecilere çevrildi. Türkiye genelinde çok sayıda sivil toplum örgütü, Evrenden başlayarak mahalle bekçilerine kadar uzanan liste hakkında suç duyurusunda bulunuyor. Referandumun 12 Eylül günü Evet olarak çıkmasının ardından 13 Eylül sabahı sivil toplum kuruluşları darbeciler için suç duyurusunda bulunmak için adliyelere koşarken, buna dönemin Aşiret Reisi olan Ahmet Kırvar da eklendi.
TBMM 20 ve 21.Dönem Şanlıurfa Milletvekili ve Kırvar Aşiretini Lideri Ahmet Kırvar 12 Eylül 1980 ihtilalinde görev alan dönemin Diyarbakır İl Alay Jandarma komutanı, İl sıkı yönetim jandarma komutanı, Diyarbakır valisi, Diyarbakır İl Emniyet Müdürü, Gözaltı işkencesine katılan ekip, Diyarbakır E tipi Cezaevi Müdürü, Diyarbakır E tipi Cezaevinin 3-6-27 nolu koğuşlarında yetkili komutanları ile gardiyan ve görevlileri, Ş.Urfa İl Alay Jandarma komutanı, İl Jandarma komutanı, Mustafa Özkan (Jandarma Yüzbaşı), Ş.Urfa valisi, Ş.Urfa İl Emniyet Müdürü, Gözaltı işkencesine katılan ekibinde aralarında bulunduğu kişilerin cezalandırılması için Siverek Adliyesine dilekçesini veren Eski Parlamenter Ahmet Kırvar , toplam 16 kişi hakkında suç duyurusunda bulundu.
Sabah saatlerinde Siverek Adliyesine gelen Kırvar Aşiretinin lideri ve TBMM 20 ve 21.Dönem Şanlıurfa Milletvekili Ahmet Kırvar kısa bir açıklamada bulundu. Kırvar, 12 Eylül 1980 darbesini gerçekleştiren dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren öncülüğünde kurulan sıkıyönetim komutanlıklarında görev alanlar hakkında, Sistematik işkence, darp, yaralama, hürriyeti tehdit, eziyet, hakaret ve tehdit iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.
Hazırladığı şikayet dilekçesinde dönemin Diyarbakır İl Alay Jandarma komutanı, İl sıkı yönetim jandarma komutanı, Diyarbakır valisi, Diyarbakır İl Emniyet Müdürü, Gözaltı işkencesine katılan ekip, Diyarbakır E tipi Cezaevi Müdürü, Diyarbakır E tipi Cezaevinin 3-6-27 nolu koğuşlarında yetkili komutanları ile gardiyan ve görevlileriyle beraber aynı dönemin Ş.Urfa İl Alay Jandarma komutanı, İl Jandarma komutanı, Mustafa Özkan (Jandarma Yüzbaşı), Şanlıurfa valisi, Şanlıurfa İl Emniyet Müdürü, Gözaltı işkencesine katılan ekibinde aralarında bulunduğu kişilerin cezalandırılması talep etti.    
Şanlıurfa ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmek üzere Dönemin Sıkıyönetimde görev alan görevliler hakkındaki suç duyurusu dilekçesini veren Ahmet KIRVAR açıklamasında  Ülkemizde 12 Eylül hadiseleri olarak bilinen ve 12 Eylül 1980 de ordunun yönetime el koyması ile başlayan ve insan haklarının, insan onurunun, şeref ve haysiyetini rencide eden olaylarla başlayan süreçte, iradesine ipotek konulmuş, meclis kapatılmış ve siyasi partilerin kapısına kilit vurulmuştur. Bu süreçte 650 bin kişi alınmış 1 milyon 683 bin kişi fişlenmiş, açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılanmış, 7 bin kişi için idam cezası istenmiş ve 517 kişiye idam cezası verilmiş bunlardan 50 si asılmıştır. 30 bin kişi işten atılmış, 383 bin kişiye pasaport verilmemiş, gazetecilere hapis cezası verilmiş, 300 gün ülkede gazete çıkarılmamış 39 ton gazete ve dergi imha edilmiş ve ceza evlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirmiştir.
Geçici 15 madde de 12 Eylül tarihinden ilk genel seçimler sonucu toplanacak TBMMnin başkanlık divanı oluşturuluncaya kadar geçecek süre içinde, yasama ve yürütme yetkilerini Türk milleti adına kullanan 2356 sayılı kanunla kuru Milli Güvenlik Konseyinin bu konseyin yönetimi döneminde kurulmuş hükümetlerin 2485 sayılı Kurucu Meclis hakkında  kanunla görev ilan eden. Danışma Meclisin her türlü karar ve tasarruflarından dolayı haklarında cezai mali ve hukuki sorumluluk iddiası ileri sürülemez ve bu maksatla herhangi bir yargı merciine başvurulamaz.
Bu karar ve tasarrufların idarece veya yetkili kılınmış organ merci ve görevlilerce uygulanmasından dolayı karar alanlar tasarrufta bulunanlar ve uygulamalar hakkında da yukarıdaki fıkra hükümleri uygulanır.
Şeklinde düzenlenen bu geçici medde, diğer bir değişle darbecilere koruma kalkanı  ve zırh oluşturan bu maddedeki zırh tabiri caizse Halkın yönetime el koyduğu 12 Eylül 2010 referandumundan anılan kişiler hakkında suç duyurusunda bulunma imkanımız doğmuştur.

 12 EYLÜL 1980 DE ORDUNUN YÖNETİME EL KOYMASI İLE BAŞLAYAN HUKUKSUZLUKLARIN
 BİREBİR MAĞDURUYUM.
24 Nisan 1981 tarihinde gözaltına alındım ve bu süreçte dayanılmaz ve insan onuru ile bağdaşmayan işkenceler gördüm bu süre yaklaşık iki ay sürdü, bu iki ay boyunca, gündüz Emniyet birimleri gece de jandarma birimleri diğer bir değişle gözaltı ekibi tarafından sistematik şekilde işkence uygulamıştır. Daha sonra Diyarbakır İline gönderildim ve bu süreçte de gözaltında işkence gördüm ve akabinde Diyarbakır sıkıyönetim mahkemesinde yargılandım. Yargılandığım madde TCK 125 maddesidir. Yaklaşık 10 yıl 8 ay tutuklu kaldık ve sonra 1991 tarihinde tahliye oldum ve anılan dosyamdan beraat ettim.
Yaşadığım bu 10 yıl 8 ayda, sürekli hakaret ve işkencelere maruz kaldım Sayın savcılığınız Diyarbakır 2 nolu Sıkıyönetim Mahkemesinde dosyamı celp ederse ki bu dosyanın da suç duyurusu dosyamın arasına celbini talep etmekteyim. anılan bu dosyada maruz kaldığım haksızlıkla ve hukuksuzluklar ortaya çıkacaktır. Tarafımın talebi yukarda andığım şüpheliler ve ayrıca bu şüphelilerle birlikte iştirak halinde hareket eden gözaltı ekibinde bulunan şahısların, ilgili kurumlara müzakere yazılarak bu şahısların, tespit edilmesi ve haklarında anılan suçlamalardan dolayı kamu davası açılması amacı ile anılan suç duyurusunda bulunma zaruretim hâsıl olmuştur.
Bu anlamda yukarıda arz ve izah etiğim nedenlerle ve resen göz önüne alınacak nedenler karşısında anılan şüpheliler ve gözaltı ekibi ile beraber bu şahıslar hakkında sistematik işkence, darp, yaralama, hürriyeti tehdit, eziyet ve hakaret suçlarından kamu davası açılmasını saygı ile arz ve talep ederim. Dedi.
Açıklamanın ardından, Ahmet Kırvar ve beraberindeki heyet, hazırladıkları dilekçeleri Cumhuriyet Başsavcılığına verdi.