'Kürtçe kitaplara gereken ilgi yok'

Kürtçe kitapların gereken ilgiyi görmediğini belirten araştırmacı, yazar ve kitapevi işletmecileri, Kürt Dili ve Edebiyatının okunması için ciddi projelerin hayata geçirilmesi gerektiğini söylediler.

'Kürtçe kitaplara gereken ilgi yok'

Kürtçe kitaplara gereken ilginin gösterilmediğini ve bu sorunun aşılabilmesi için ciddi projelerin hayata geçirilmesi gerektiğini ifade eden araştırmacı, yazar, yayınevi ve kitapevi işletmecileri önemli tespitlerde bulundular.

Kürt dili ve edebiyatına gereken ilginin gösterilmemesinin büyük bir eksiklik olduğunu belirten Araştırmacı-Yazar M. Ali Arslan, bu eksikliğin giderilmesi için öncelikle Kürtçenin ikinci resmi dil olması gerektiğine vurgu yaptı.

“Kürt dilinin okutulmasına yönelik gerekli mekanizmalar olgunlaştırılmadı”

Kürtçe kitaplara ilginin yüzde bir denilecek seviyede olduğunu ifade eden Arslan, “Her şeyden önce bunun sebeplerine inmek lazım. Bazı genelgelerle Kürt dilinin okutulmasına karar verildi. Ama Kürt dilinin okutulmasına yönelik gerekli mekanizmalar olgunlaştırılmadığından, yeterli düzeyde bir talep de oluşmadı.” dedi.

“Kürtçe kitaplara ilgi yüzde bir seviyesinde”

“Şu anda Kürtçe konuşuyoruz ama maalesef Kürtçe okuyamıyoruz.” diyen Arslan, “Yayınevlerinde gördüğümüz kadarıyla Türkçe kitaplara rağbet yüzde 90 seviyedeyken Kürtçe kitaplara ilgi yüzde bir seviyesindedir. Elbette bunun birkaç sebebi vardır. Bugün bir yayınevi Kürtçe kitap yazmaya karar verdiği zaman öncelikle; acaba Diyarbakır, Mardin, Batman şivesine göre mi yazsak, diye düşünüyor. Kürtçenin farklı lehçeleri olduğundan dolayı bunu yazıya aktarmakta da sıkıntı yaşanıyor. Bu da ayrı bir sorun haline gelmiştir.” diye belirtti.

“Medreselerde seydalarımız Arap Alfabesi ile Kürtçe dersler verebiliyorlardı”

Latin Alfabesinin, tüm dilleri kucaklayan bir alfabe olmadığını belirten Arslan, sözlerinin devamında şunları söyledi: “Daha önce medreselerde seydalarımız, Arap Alfabesi ile Kürtçe dersler verebiliyorlardı. Ama şimdi Latin harfleriyle bir Kürtçe kitap önlerine konulduğu zaman o kitaptan ders veremiyorlar. Çünkü bir kitaptan ders verebilmek için önce onun mefhumunu anlamak lazım. Mefhumunu anlamak içinde okuyabilmek lazım. Bugün biz Kürtçe kitapları okuyamıyoruz. Okuyamadığımız kitabın anlamını öğrencilere nasıl aktaralım. Bu sorunu gidermek için gerekli mekanizmalar oluşturulmadığı müddetçe Kürtçe kitaplara rağbet çok daha az olacaktır.”

“Kürtçenin yazım ve imla kurallarını öğrenmeye dayalı bir süreçten geçilmesi lazım”

Kürtçe okuyabilmek için Kürtçe derslerin verilebilmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Arslan, “Bugün Kürtçe TV kanalları var. Burada haberler Kürtçe sunulmasına rağmen Kürtçe alfabeler kullanılmamakta ve aynen Türk Dil Kurumunun hazırlamış olduğu Türkçe lehçelere benzer lehçeler oluşturularak değişik tabirler oluşturulmaktadır. Bu da çok anlamsız şeylere sebep olmaktadır. Kısmen de olsa Kürtçe okutulmaya başlatıldı ama bundan da önce Kürtçenin yazım ve imla kurallarını öğrenmeye dayalı bir süreçten geçilmesi lazım. Bunun için gerekli mekanizmalar sağlanmalı ve eğitimciler yetiştirilmelidir.” diye konuştu.

“Kürt Dili ve Edebiyatı Milli Eğitim müfredatlarına konulup okutulmalı”

Kürtçeye rağbetin artırılması için yapılması gerekenleri sıralayan Arslan, son olarak şunları söyledi: “Kürt Dili ve Edebiyatına özellikle gençlerin ilgisiz olduğunu biliyoruz. Bu ilgisizliğin kalkması için öncelikle Milli Eğitim Bakanlığının bu konuda projeler oluşturarak adım atması, destek sunması gerekir. Bunun yanı sıra Kürt âlim, edebiyatçı ve yazarların eserleri, uzman bir ekip tarafından sadeleştirilerek Kürt halkına sunulması lazım. Halkın 3’te birinin Kürt olduğu bir ülkede Kürt diline ve edebiyatına gereken önemin verilmemesi büyük bir eksikliktir. Bu sebeple okullarda Kürt Dili ve Edebiyatı derslerinin Milli Eğitim müfredatlarına konulup okutulması gerekir. Bu eksikliğin giderilmesi için de öncelikle Kürtçenin ikinci resmi dil olması gerekir.” 

“Medrese ehli olanların Arapça alfabeli Kürtçe kitaplara ilgisi var”

Diyarbakır’da büyük bir yayınevinin sahibi olan Mehmet Hadi Erdem, Kürtçe kitapların rağbet görebilmesi için sadeleştirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Önceden Kürtçe kitaplara pek ilgi yoktu. Daha yeni yeni Kürtçe kitaplara biraz ilgi arttı. Eğer Kütçe kitaplar, Türkçe kitaplar gibi anlaşılacak şekilde sadeleştirilirse rağbet artar. Halkta yavaş yavaş Kürtçe kitap okuma kültür oluşur. Latince ve Arapça tipi Kürtçe var. Bizim alanımız Arapça tipi olandır. Türkçe kitaplar gibi olmazsa da medrese ehli olanların Arapça alfabeli Kürtçe kitaplara ilgisi var. Kürdistan’da halk, Kürtçe kitaplardan çok Türkçe kitapları tercih ediyor. Hükümet, buna yönelik bir çalışma başlatırsa, Kürtçeye de ilgi artar. Bu yapılırsa yüzde 10 okunan Kürtçe kitaplar, yüzde 80’e çıkar. Vatandaş kısmen de olsa Kürtçe kitaplara ilgi gösteriyor ama pek anlamadığı için okuyamıyor. Her şeyden önce hükümet buna el atmalıdır.” diye belirtti.

“Arapça harflerle yazılmış Kürtçe kitaplar ilgi görüyor”

Batman’da faal bir kitapevinin sahibi olan Sinan İrem de Arapça harflerle yazılmış Kürtçe kitaplara rağbetin daha fazla olduğuna dikkat çekerek, “Latin harflerle yazılan Kürtçe kitaplara halk fazla ilgi göstermiyor. Günümüz Kürtçesine fazla rağbet yok. Medrese tahsilinde okunan Arapça alfabeyle yazılmış Kürtçe kitaplara daha fazla rağbet var. Latin alfabesiyle yazılan Kürtçe kitaplar ise pek fazla ilgi görmüyor. Ayrıca yeni basılan Kürtçe kitapların Türkçe gibi rağbet görebilmesi için halkın anlayabileceği şekilde sadeleştirilerek yazılması gerektiğini düşünüyoruz.” dedi.” (M.Fatih Akgül-İLKHA)