Kırboğa; Suriye ateşi Türkiye’ye sıçrayabilir

Merkezi Şanlıurfa'da bulunan Türkiyeli Araplar Kültür ve Dayanışma Derneği (ARAPDER) Genel Başkanı Şükrü Kırboğa, Suriye’de yaşanan olaylar hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu: “Bu ateşin Türkiye’ye sırçama ihtimali var.”

Kırboğa; Suriye ateşi Türkiye’ye sıçrayabilir

ARAPDER Genel Başkanı Şükrü Kırboğa'yı ziyarte eden Şanlıurfa Olay Gazetesi Yazarları M. Kemal Uğuzlu, Recep Akyol, Bilal Bebe  ve Olay Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Celal Çiftçi, gündeme dair konuştular.

Suriye'de Beşşar Esed'e bağlı silahlı güçler ile muhalif savaşçılar arasındaki çatışmalar devam ediyor. Çatışmaların Türkiye’ye yakın sınırlara yaklaşması bölge halkını endişelendiriyor. Merkezi Şanlıurfa'da bulunan Türkiyeli Araplar Kültür ve Dayanışma Derneği (ARAPDER) Genel Başkanı Şükrü Kırboğa, Suriye’de yaşanan olaylar hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu: “Bu ateşin Türkiye’ye sırçama ihtimali var.”

 

AKÇAKALE’DE 3–4 GÜNDÜR BİR KATLİAM YAŞANIYOR

Kırboğa, Suriye’de çok sayıda akrabalarının olduğunu belirterek, “Akçakale’de 3–4 gündür bir katliam yaşanıyor. Bu katliamın durması için ilgili ve sorumluların illa ki ABD seçimlerini beklemesi gerekmiyor. Bölgede büyük devletiz iddiasında olanlar; İran, Türkiye, Suudi Arabistan bu ülkeler bir araya gelip bu ateşin sönmesi için, ellerini çabuk tutmaları gerekiyor. Aksi takdirde, ölümler çoğalacak bu arada neticede insanlarımız; dünyaca komşularımız, dince kardeşlerimiz ve asaleten akrabalarımız ölüyor! Biz bu konuda çok endişeliyiz. Bu ateşin Türkiye’ye sıçrama ihtimalide var. Bütün bunları göz önünde bulundurduğumuz zaman Türkiye’de biz hakikaten haklı olarak büyük endişeler taşıyoruz.” dedi.

 

TEK ÇATI ALTINDA TOPLANMASI LAZIM

Şükrü Kırboğa, Suriye’de muhaliflerin tek çatı altında toplanması gerektiği vurgulayarak şunları söyledi: “Ben şuan ki durumu tasvip etmiyorum. Ama Beşer ESAD düştükten sonraki dönemden daha endişeliyim. Çünkü orada birçok grup var. Hangi grubun başa geçeceğini bilmiyoruz. Başa geçecek gurup diğer grupları benimseyecek mi bilemiyoruz. Biz her zaman Suriye’nin bütünlüğünden yanayız. Daha doğrusu; Suriyelilerin kendi özgür iradelerinden yanayız. Bu bütünlüğü bir çatı altında toplayacak özgürlükçü muhalif bir grup var mı bilemiyoruz. Şuan meclisin vatanı yani; SUK (Suriye Ulusal Konseyi) dediğimiz meclis var. İçerisinde farklı etnik gruplar var. Ama şu anda aktif olduğunu düşünmüyorum. Gelen Suriyelilerin şikâyetleri var.  Aktif olmadıklarına dair ve ikinci bir meclis kurma çalışmaları var.”

 

SURİYE’NİN SIKINTILARINI BAŞKA BİR DEVLETİN SIKINTILARI OLARAK ALGILAMAYALIM

Suriye parçalanırsa hiç birimizin yararına olacağını düşünmüyorum diyen Şükrü Kırboğa, “ Ama gelen yönetimlerin güçlendirilmesi ve insani değerlerin insanlara yüklenmesi zorunludur. Bu bir lütuf değil Allahın verdiği bütün güzellikleri insanlara vermek kadar güzel bir şey yoktur. Mesela Kürtlere kimliğinin verilmesi, kültürel değerlerin geri iade edilmesi ve bundan sonra gelecek olan herhangi bir düşünce bütün bunlara eşit şekilde Suriye vatandaşı adı altında bir etnik yapının etrafında değil de, bütün insanların bir noktada birleştiği, bir çatı altında ve sistem içerisinde olursa olur. Var olan Suriye bütünlüğü devam eder. Ama aksi takdirde gelen yönetimler ulusalcılık ya da bir etnik yapı etrafında olursa tıpkı Türkiye’mizin ilk başta kurulduğu gibi bu çatı bir etnik yapı üzerine inşa edilirse bizim yaşadığımız sıkıntılar gibi, Suriye’de öyle sıkıntılar devam eder. Suriye’nin sıkıntılarını başka bir devletin sıkıntıları olarak algılamayalım. Bunlar aynı şekilde bize de yansıyacak. Dolayısıyla muhalefet çok geniş kapsamlı olması lazım, hele tüm etnik yapıları içinde barındırması lazım ve her düşünceyi içinde barındırması gerekiyor.” şeklinde konuştu

 

SURİYE YÖNLENDİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR

Şükrü Kırboğa; Arap Baharı’nın Amerika’nın yâda dış güçlerin bir projesi olmadığını belirtti.Araplar’ın  40-50 yıldır, iktidar rejimleri altında ezildiğini dile getiren Kırboğa, şunları söyledi:“Çünkü Araplar 40-50 yıldır, iktidar rejimleri altında ezilmişlerdir. Adeta bir anda Tunus ta cereyan etmiş olan bu özgürlük hareketinden Suriye’de nasibini almış oldu. Fakat biz Türkiye kamuoyu olarak bunların arkasında ya İsrail yâda Amerika vardır diye düşünüyoruz. Sürekli bunu tartışıyoruz. Aslında bu bahardaki uyanış kendiliğinden Arap halkının özgürlüğünden kaynaklanan bir şey, fakat Amerika ve İsrail’in müdahaleleri bu bahardaki uyanışı sonra yönlendirmeye çalışmışlardır. Suriye’de yönlendirilmeye çalışılıyor.”

 

BATACAK OLAN GEMİ İÇERİSİNDE BİZDE BATARIZ!

Suriye’nin bütün devletlerin çatışma sahası alanlarına dönüştüğünü kaydeden ARAPDER Genel Başkanı Şükrü Kırboğa,  “Çeşitli grupların Suriye’de savaştığı ve Türkiye’nin bu gruplara teması demek Avrupa’yla teması demektir. Yani Türkiye doğru yapmıyor. Batacak olan gemi içerisinde bizde batarız. Dolayısıyla bütün bunları görmemiz gerekir. Yani bu ateş hepimizi götürebilir. Hepimizin aklıselim davranıp bu ateşi en kısa sürede söndürmemiz gerekiyor. Bu ateş bizim ve Suriyelilerin geleceği için ve tüm bölgenin geleceği ve hatta tüm dünyanın geleceği buradadır. Diye düşünüyorum.” dedi

 

ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYMADIK

Kırboğa, sözlerini şöyle sürdürdü:“Daha düne kadar ortak bakanlık kurulu yaptığımız ve neredeyse sınırları kaldırıp tek bayrak altında yaşayacağımız Suriye’de ne oldu da böyle karıştı. Aslında biz hakem olabilirdik. Biz Araplara kardeşlik yapalım, ağabeylik değil, ama belki ilk defa bir ağabeylik gerekiyorsa o da buse fer olmalıydı. Esad ile muhalifleri bir araya getirebilirdik. Başbakan Sayın Tayyip Erdoğan Suriye’ye gitseydi. Esad’la görüşseydi, Beşar’a deseydi ki; demokratik reformları hızlandır. Televizyona çıksaydı, ey Suriye halkı Esad’a kefilim,5 yıl süre tanıyın. 5 yıldan sonra arzuladığınız demokratik dönüşüm olmazsa, istediğinizi yapın. Ben inanıyorum ki Suriye halkı evlerine çekilirdi. Belki bu durum bu noktaya gelmeyebilirdi.’’ dedi.