Kolesterol hakkındaki gerçekler
Ağırlık eğilim kolestrolü öcü gibi göstererek, hastalıkların futarısının kolestrole kesilmesi. Ama yapılan son araştırma bu tezi savunanları hayal kırıklığına uğrattı
Ahmet Rasim Küçükusta'nın köşe yazısı
Sonuçları bu hafta açıklanan önemli bir araştırma her kolesterolü yüksek kişiye, her şeker hastasına kolesterol düşürücü ilaç yazmayı görev bilen tıp dünyası için büyük bir hayâl kırıklığı yarattı.
ABD hükümeti tarafından finanse edilen ve 10 binden fazla şeker hastası üzerinde yapılan ACCORD adlı araştırmanın neticeleri Amerikan Kardiyoloji Derneği'nin senelik kongresinde bildirildi.
Bu araştırmada hastaların bir kısmı 5 yıl boyunca sadece statinlerle ve bir kısmı da statinlere ek olarak fibrat sınıfı ilaçlarla tedavi edildiler. Statinler, "kötü kolesterol" (LDL) düzeyini düşüren, fibratlar ise trigiliseritleri düşüren ve "iyi kolesterol" (HDL) seviyelerini artıran ilaçlar.
Araştırma sonucunda, beklenildiği gibi, her iki ilacı alan grupta trigliseritlerin azaldığı, iyi kolesterolün arttığı belirlendi ancak bu hastalarda kalp krizi ve felç riskinde ve bunlara ilgili ölümlerde bir azalma olmadığı ortaya çıktı.
Bu araştırmanın bir başka kolunda ise şeker hastalarında kan basıncını daha çok ilaçla 140 yerine 120'in altına düşürmenin de kalp-damar hastalıkları riskini azaltmadığı belirlendi. Üstelik daha fazla ilaç alan grupta tansiyonda aşırı düşme ve potasyum yüksekliği gibi çok ciddi yan etkiler de görüldü.
Bu bulgulardan çıkarılması gereken sonuç şu: Şeker hastalarında daha çok ilaçla tansiyonu, kan yağlarını daha fazla azaltmak kalp-damar hastalıkları riskini azaltmıyor. Bu hastalarda kilo kontrolü, beslenmenin düzenlenmesi, egzersiz gibi hayat tarzı düzenlemelerine ağırlık verilmesi daha mantıklı.
Kolesterol hakkındaki gerçekler
Kolesterol öldürücü bir zehir değil, görüldüğü yerde vurulması gerekmiyor. Ayrıca bütün 'memelilerin' hücreleri için hayati önemi olan, hücreleri dış etkenlere karşı koruyan hücre duvarının temel yapıtaşı ve birçok kimyasal reaksiyonda rol alıyor. Kortizol, testosteron, östrojen gibi hormonlar; D vitamini, safra asitleri kolesterolden üretiliyor. Kolesterol beynin gelişimi ve işlevleri için de olmazsa olmaz bir madde.
Gerçekte, yüksek kolesterol kalp krizi ihtimalini artırabilen sigara, hareketsizlik, dengesiz beslenme, şişmanlık, yüksek tansiyon, diyabet, stres gibi risk faktörlerinden sadece biri. Kolesterol yüksekliği tek başına asla bir hastalık değil ve kalp hastalığı riski olmayan insanların tedavi edilmesi de kesinlikle gerekmiyor.
Oysa bırakın halkı, birçok doktor da kolesterol yüksekliğinin kalp krizi ve inme gibi ölümcül hastalıkların tek sebebi olduğunu ve mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini sanıyor. Her kolesterolü yüksek olan kişiye, kaşına gözüne bakılmaksızın hemen 'kolesterol düşürücü ilaç' yazılması da bu yüzden
Ne kâ kolesterol o kâ damar sertliği demek değil!
Kanda kolesterol ne kadar yüksekse damar sertliği (ateroskleroz) ihtimalinin de o kadar yüksek olduğunu sanılırsa da, kalp krizi ve inmelere sebep olan damar sertliğinin kan kolesterol düzeyi ile doğrudan bir ilişkisi yok. Kan kolesterol seviyeleri normal, hatta düşük olan kişilerde de yüksek olanlar kadar ağır ateroskleroz gelişebiliyor.
Günümüzde peynir ekmek gibi yazılan 'daha önce kalp hastalığı geçirmiş veya ileride geçirme riski yüksek olan insanların yarar göreceği' kolesterol düşürücü ilaçlar milyonlarca insan tarafından gereksiz yere kullanılıyor.
Kolesterol düşürücü ilaçların yıllık satış rakamı 25 milyar doların üzerinde ve her geçen yıl da artmakta, ama 'kârına kâr katmak isteyen ilaç endüstrisi' gereksiz de olsa daha fazla insanın ilaç kullanması için elinden geleni ardına koymuyor.
Kan kolesterol düzeyleri giderek daha aşağı çekiliyor. Amerikan Kalp Derneği (AHA) kalp hastalıklarının önlenmesi için LDL-kolesterolün 100'ün, yüksek risk grubundakilerde ise 70'in altında olması gerektiğini bildiriyor. Bu kriterlere göre, mesela dünyanın en sağlıklı insanlarının yaşadığı Norveç'de 40 yaşın üzerindeki erkeklerin yüzde 85'i ve kadınların yüzde 20'si 'yüksek risk' grubuna giriyor ve kolesterol düşürücü ilaç kullanmaları gerekiyor.
Oysa kolesterol düşürücü ilaçların kalp hastalığı olmayan her yaştaki kadında ve 69 yaşın üzerindeki erkeklerde yararlı olduğunu gösteren güvenilir bir kanıt yok. Üstelik de sağlıklı insanlarda gereksiz yere kullanılan bu ilaçların önemli ekonomik kayıplar yaratması yanında, çok ciddi yan etkileri olabilecekleri unutulmamalı.
Kolesterolün faydaları
Sanılanın aksine kolesterolü yüksek olanların daha uzun yaşadıklarının birçok araştırma ile ispatlanmış olduğu da unutulmamalı. Genel olarak 70 yaşın üzerinde ölüm riski, yüksek kolesterollü kişilerde daha düşük. Bunlar, tüberküloz, zatürree, AİDS gibi enfeksiyonlarına daha az yakalanıyorlar ve bu hastalıklardan ölüm de daha az görülüyor. Kronik kalp yetersizliğine bağlı ölüm riski düşük kolesterollü hastalarda daha yüksek.
Kolesterol düşürücü ilaç kullananlarda kanser oranının yüksek olduğu da gösterildi. Araştırmacılar, ilaçlar ve kanser arasındaki ilişkinin net olmamasına karşılık kolesterolü sert bir şekilde düşürmenin kanser riskini artırdığı konusunda şüphe olmadığını belirtiyorlar. Başka bir deyişle, kolesterol düşürücü ilaçlar doğrudan kansere yol açmıyorlar, ama kolesterolün belirli bir seviyenin altına inmesi kanser oluşumu kolaylaştırıyor.
Gelelim neticeye
Hastalarıma her zaman söylerim: Kolesterol korkutmalarına sakın kanmayın. 'Asıl tehlikeli olan kolesterol yüksekliği değil, kafayı kolesterol yüksekliğine takmaktır.'