Kokuşmuş Medeniyet
Özellikle Cumhuriyetin ilan edilmesinden sonra örnek alınan medeniyet batı medeniyeti olmuştur. Rahmetli Mehmet Akif ERSOY bunu çok güzel ifade etmiştir. “Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar.” Lakin batılılar bu kokuşmuş sözde medeniyetlerini insanlarımıza yavaş yavaş aşılamayı başardılar. Bu ahlaksızlığın ilk temeli ülkemizde düzenlenmesine izin verilen bir güzellik yarışmasıyla başladı. Net’ten edindiğim bilgiler şöyledir. “Türkiye'de tertip edilen ilk Güzellik Müsabakası, 1925 veya 1926 yılında yapılmıştır. Birinciliği ise, Melek Sinemasında halka yer gösteren Matmazel Araksi Çetinyan isminde bir Ermeni kızı kazanmıştı. Ermeni kızın güzel oluşundan değil, amaç: Türkiye halkını bu tip pis işlere alıştırmak için bir Ermeni’yi seçmişlerdi. Daha sonra 1932 yılında "Dünya Güzellik Yarışması", 31 Temmuz günü Belçika'da yapıldı. 28 Ülkenin kadınlarının katıldığı bu yarışmada jüri, "Türkiye Güzeli" Keriman Halis'i"Dünya Güzellik Kraliçesi" seçti. Bütün Belçika ve Avrupa basını jürinin bu kararını ve Türk kızını ayakta alkışlıyordu. Çünkü amaçlarına ulaşmışlardı. Müslüman olan bir ülkede kadınları soğan gibi soyacakları bir sürecin ilk adımları atılmıştı.
Ve o süreç medeni adı altında kanunlar değiştirilerek 18 yaş sınırlamasıyla birlikte bu ahlaksızlıklar kanunla devletin güvencesi altına alınmış ve günümüze kadar dozunu artırarak devam etti, ediyor. Günümüz Gençliği bunun en bariz örneğidir. Ülkemiz gençliğinin büyük çoğunluğu bu vahşi medeniyeti benimseyerek hayatlarına aksetmişlerdir. Adı da özgürlük olmuş. Gerek giyim kuşamda, çıplaklıkta, ahlakta. Hayâ ve hicapta, konuşma üsluplarında, saygı ve sevgide, anne baba’ya karşı davranışlarında, büyüklerine karşı sergiledikleri tavırlar insanımızın nasıl bir yozlaşmaya itildiği çok açıktır. Yine Dinimizde söylenmesi caiz olmayan birçok kelimeyi de bizlere ezberlettiler. Çoğumuz farkında olmayarak bu kelimeleri günlük hayatta kullanıyoruz. Bu konu için ayrı bir yazılması gerek. Çünkü bize benimsetilen Dinen sakıncalı olan çok fazla kelime var. Çağımızda olmazsa olmaz olan ilim, bilim, sanayi, teknoloji, üretim, kalkınma yerli üretime hız vererek onların önüne geçmemiz gerek. Bu konuda sıkıntı yok. Lakin onların yaşam tarzlarını değil, Dinimizin farzlarını örnek almamız gerekiyor.
“Bu konu İslami açıdan çok önemlidir. Ailece sahillere akın eden insanlarımız hayâ, hicap, ar duymadan beraber soyunarak denize girip vücutlarını sergilemekte ve güneşlenmekteler. Son zamanlarda sahillere gidip üstsüz Turistlerle birlikte denize girenlerin sayıları hızla artmaktadır. Bundan dolayı yukarıda saydığım ahlaki değerler konusunda tabiri caiz ise bir çöküntü yaşanmaktadır. Gençler üzerinde çok etki yapmaktadır ki bu da geleceğimiz için çok tehlikelidir. “Bu yazıdan dolayı bana gerici yaftasında bulunanlar olabilir”, ancak bizim yaşam şeklimiz ve bakış açımız İslama göredir. Dinimiz günlük hayatta ve ömür boyu nasıl yaşayacağımızı belirlemiştir. Din dışı her yaşam şekli günah bataklığıdır, çirkeftir sonu cehennemdir. Nitekim bu ahlaki yozlaşmadan dolayıdır ki aile kavramının altı boşaltılmış ve boşanmalar hızla artmış, namus kavramının artık bir anlamı kalmamıştır. Yazdıklarım kokuşmuş batı medeniyetinin bize bulaştırdıkları pisliklerden sadece bir kısmıdır. Osmanlı dönemlerinde sahillerde böyle bir kepazelik yoktu…
İslam medeniyeti Kur’an, Sünnet ve Şeriat üzerine kuruludur. İslam medeniyeti insan ve yeryüzü boyutlarına uygun bir fıtrat medeniyetidir. Bütün medeniyetler içinde varoluş sorusuna en doğru cevabı veren bu medeniyettir. O, adalet, namus, ar, hayâ, hicap ve insaf medeniyetidir. Ahlak ve fazilet medeniyetidir. İslam’ın kanunları âdil kanunlardır. “Benim dinim İslam, medeniyetim Batı medeniyetidir” sözü batıl olup Müslümanlara empoze edilmiş beşeri ve dünyevi bir yaşam şeklidir. Böyle bir iddia ve inanç Allah muhafaza kişiyi dinden çıkartır, imandan eder. Batı medeniyeti Kur’an-a aykırı bozuk beşeri bir medeniyettir. Batının sözde medeniyeti dünyayı yaşanmaz hale getirmiştir. Batı medeniyeti, dünyayı ve insanlığı bir kere değil, bin kere yok edecek nükleer silahlar üretmiştir. Batı medeniyeti yüzünden dünya savaşla, kaosla, anarşi ile dolmuştur. Batı medeniyeti sömürgeci, emperyalist, zalim, acımasız, vahşi bir medeniyettir. Batı medeniyeti Hz. İbrahim’e, Hz. Musa’ya, Hz. İsa’ya ihanet etmiştir. Batı medeniyetinin mefsedetleri (kötülükleri, fesatları), maslahatlarından (olumlu taraflarından) bin kat fazladır. İslam dünyasına, bütün kötülükler, çirkinlikler, fuhşiyat (zina) Batı’dan gelmiştir. Batı dünyası, Müslümanların birleşmesini, tek bir Ümmet olmasını bütün gücü ve şeytanlığı ile önlemek için çeşitli senaryolar üretmektedir. Batı medeniyeti hızla ateizme kaymaktadır. Rabbim biz Müslümanları bu ve buna benzer konularda uyanık olmayı nasip eylesin inşallah... Selamla kalın selamette kalın.