Koşaner'i insafa davet ediyorum!
Eski Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Koşaner 29 Temmuz 2011'de görevinden istifa etti. Tabi, onunla birlikte diğer üç kuvvet komutanı da… Görevde sadece Necdet Özel kaldı. Dilekçesinde gördüğü lüzum üzerine istifa ettiğini yazmış Koşaner Paşa… Fakat Yüksek Askeri Şuraya iki gün kala istifa eden ve istifasıyla kamuoyunu hiç yere ve haksızca meşgul eden bu zat kalkmış bir veda mesajı yayınlamış.
Neler söylemiş bakalım:
"Şu anda 173'ü muvazzaf, 77'si emekli olmak üzere 250 general-amiral, subay, astsubay ve uzman jandarma çavuş, hürriyetlerinden yoksun olarak tutuklu bulunmaktadır. Tutuklamaların evrensel hukuk kaidelerine, hakka, adalete ve vicdani değerlere uygun olarak yapıldığını kabul etmek, birçok hukukçunun da ifade ettiği gibi, mümkün değildir. Bu durum, birçok defa yetkili makamlara iletilmesine, anlatılmasına ve takip edilmesine rağmen soruna yasal çerçevede bir çözüm bulunması mümkün olmamıştır."
Tutuklanmaların evrensel hukuk ilkelerine uygun yapılmadığını söylüyor Paşa… el-İnsaf… Adamlar kalksınlar halkın oylarıyla seçilmiş hükümeti devirmek için örgüt kursunlar, sonra cuntacıların bu eylemlerine karşı çıkabilecek komutanlara da su-i kast tertiplesinler… Hâkimler de hiçbir şey olmamış gibi onları tutuklamasın; öyle mi?
Koşaner'in yasal düzenlemeden maksadı ne olabilir? Muhtemelen, hükümet kendi kuyusunu kazan bir cuntacı ekibi serbest bıraktırmak için askere-özel bir yasal düzenleme yapmalıydı; paşalar bunu istiyorlardı. Böyle kişiye özel bir düzenlemeyi yapan bir hükümet halkın hükümeti olabilir mi?
Esasen Koşaner'in bu sözlerinin halkımız tarafından dinlenebilir olabilmesi için, Türk Silahlı Kuvvetlerine yönelik tutuklamalar yapılırken öncelikle Koşaner'e veya onun makamını işgal edenlere bir görev düşüyordu; şöyle demeliydiler:
"Sayın vatandaşlarım! Bugün 250 general-amiral, subay ve astsubay darbe yapmak ve hükümet aleyhinde komplolar düzenlemek suçlamalarıyla tutuklanmış bulunuyorlar. Ama şerefimle sizi temin ederim ki, TSK, artık çağa uygun olarak demokrasiye ve kanunlara bağlı bir şekilde görevine devam edecektir. İçimizde bazı çürük portakalların bulunması hiçbir zaman tüm silahlı kuvvetlerini zan altında bırakmamalıdır. Lütfen Türk Silahlı Kuvvetlerine, eskiden olduğu gibi güvenmeye devam ediniz. Elbette ki her kalabalık toplulukta olduğu gibi Türk Silahlı Kuvvetlerinde de bazı suçlu unsurlar bulunabilir. Fakat bu deveden kulak sayılmaktadır."
Fakat maalesef ne Koşaner, ne Başbuğ, ne Büyükanıt, ne de başka bir Silahlı Kuvvetler mensubu, içlerinde kötü niyetli insanların bulunabileceğini hiçbir zaman ima bile etmediler. Hele emekli askerler kanal kanal dolaşarak tutuklanan generaller sebebiyle ordu ve Türkiye'nin geleceği hakkında felaket senaryoları anlatmaya başladılar. Hep öfkeyle kalktılar, hep gözdağı vermeye çalıştılar. Çünkü bu zevat böyle bir gelenekle yetişmişlerdi ne yazık ki… Kimse onların tavuğuna kış demeyecek; dedikleri dedik, kestikleri kestik olacak. Buna alışmışlardı.
Sayın Koşaner! Birkaç tane kendini bilmez asker kalkıp hükümeti lekedar etmek ve görev yapamaz hale getirmek için 44 tane hayali site kuracak, sonra bu siteleri güncelleyerek hep hükümete ve devlet büyüklerine küfredecekler ve siz buna ses çıkarmayacaksınız. El-İnsaf yahu… Acaba siz ve sizden önceki Genel Kurmay Başkanları hangi bahanenin arkasına saklanarak böyle bir sessizliğe büründünüz. Dünyanın hangi ordusunda böyle bir sahtecilik ve yolsuzluk yapanlar alkışlanır gibi müdafaa edilirler? Yani ayıp olmazsa Koşaner'in emri altındaki Türk Silahlı Kuvvetleri o sanıklar için avukat tutacaktır.
Hem "Neden TSK mensupları tutuklananlarla ilgili olarak olumsuz tek kelime söylemiyorlar?" denildiğinde: "Mahkeme sürecindeki bir dava ile ilgili olarak konuşmak doğru olmaz" diyeceksiniz, hem de içeriye alınmış generaller ve komutanlar için yasal düzenleme isteyeceksiniz. Bakınız Sayın Koşaner ne diyor:
"Haklarında henüz hiç bir kesin yargı kararı olmamasına rağmen tutuklu bulunan 14 general-amiral ile 58 albay, hürriyetlerinin tehdit edilmesinin yanı sıra mevcut yasalarımız gereğince bu yıl yapılacak Yüksek Askeri Şura'da değerlendirmeye girme hakkını kaybetmiş ve peşinen cezalandırılmıştır."
Sayın Koşaner! Bu sayın generaller darbecilikle itham ediliyorlar. Darbeye teşebbüsün cezasının ağır olduğunu biliyorsunuz. Eğer hâkim, haklarında kuvvetli suç şüphesi görürse elbette ki, o beyefendileri dışarı salmayacak ve onların tutukluluk hallerinin devamına karar verecektir. Kolay değil; Türkiye yakın geçmişiyle hesaplaşıyor. Türkiye vesayet rejimlerinden kurtuluyor. Bu yüzden TSK'nin üst yönetimini birden istifa etmesi bile sadece demokrasiyi güçlendirmiştir. Sonuç olarak, Koşaner'in istifası hem ordunun nasıl bir gelenekten geldiğini ortaya koyuyor hem de teröre karşı başarılı olunamamanın ipuçlarını da veriyor.