3 Kasım 1996da meydana gelen trafik kazasınmdan sonra ortaya çıkan Susurluk örgütü davasında eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağara verilen 5 yıllık hapis cezasının 133 sayfalık gerekçeli kararı, Ergenekon davasına delil oldu. Bu durumda Ergenekon terör örgütünün Susurlukun devamı olduğunun belirtildiği Birinci Ergenekon iddianemesi sanığı emekli Tuğgeneral Veli Küçükün Susurluk Cezası da alabileceği bildirildi. Ergenekona bakan 13. Ağır Ceza Mahkemesi, sanıklardan emekli Tuğgeneral Veli Küçük, Özel Harekat Dairesi eski Başkanvekili İbrahim Şahin ve Sami Hoştanın Susurluk çetesiyle bağlantısının net ortaya konulması için Mehmet Ağar hakkındaki Susurluk kararını mercek altına aldı. Mahkeme, yargılama boyunca sanıklar hakkındaki lehte ve aleyhte tüm delileri topladıktan sonra kararında bu deliller ışığında sanıkların örgüt yapılanması içinde işledikleri suçlara göre ceza uygulanmasını talep edebilecek.
Yaşanan süreçte lider belirlenemedi
Mahkemenin, Susurluk sürecinde şüpheli olarak adı geçen Ergenekon davası sanıklarının suç örgütüyle bağlantılarının ortaya konulması halinde bu kişilere Susurluk çetesi iddiaları kapsamında da ceza verilmesi gündeme gelebileceği öğrenildi. Susurluk sürecinde, dönemin Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin ve özel harekat polislerinin de aralarında bulunduğu 14 kişiye, 4 ile 6 yıl arasında hapis cezaları verilmişti. Ancak, çok sayıda faili meçhul cinayet, mafya ve çetelikle suçlanan sanıkların örgüt liderinin kim olduğu aydınlatılamamıştı. O dönemde, derin çeteleşmenin liderleri arasında Veli Küçük olduğu iddia edilmişti. Küçükün, Susurluk çetesi yöneticisi olduğu iddiasıyla ceza almasının gündeme gelebileceği iddia edildi. İçişleri eski Bakanı Ağarın yargılandığı Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde ve Susurluk Davasında, Veli Küçük, Sami Hoştan ve İbrahim Şahinin adı geçmişti. Hoştan ve Şahin yargılanmıştı. Küçük, ifadeye çağırılmış ancak Genelkurmay o dönem işlem izni vermemişti.
Susurlukta çıkan silahlar Ağarın bilgisi dahilinde
Mehmet Ağarın Susurluk davası kapsamında aldığı 5 yıllık hapis cezasının gerekçeli kararında, şunlar belirtilmişti: Araçta bulunan silahlardan ve mermilerin bir bölümünün Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekat Daire Başkanlığı kaynaklı oldukları ve 1993-1994 yılları itibariyle Emniyet Genel Müdürlüğü kayıtlarında bulunmaları gerektiği tespit edilmiştir. Bu silah ve mermilerin belirtilen tarihte Emniyet Genel Müdürü olan Mehmet Ağar ve Özel Harekat Daire Başkanı İbrahim Şahinin bilgileri dahilinde adı geçenlere intikal ettirildiği anlaşılmıştır.
Dink Davasında verilen bombalama cezası gibi
Susurluk davasında ifadesi alınamayan ancak Ergenekon davasında Susurluk Cezası alması gündeme gelen Veli Küçükün bu durumu, kısa süre önce Hrant Dinke yapılan suikast davasında da yaşandı. Dinke suikaste davasında azmettirici olarak iddiasıyla yargılanan Erhan Tuncel, dava kapsamında ortaya çıkan yeni deliller nedeniyle davayla ilgili olmayan Trabzondaki McDonaldsın bombalanması olayına karıştığı gerekçesiyle 10 yıl 6 ay hapis cezası aldı.
VELİ KÜÇÜK OLAYLARIN TAM MERKEZİNDE DURUYOR
Ergenekon davasınının birinci iddianamesinde, Ergenekonun Susurlukun devamı olduğu iddia edilerek şu ifadelere yer veriliyor: Susurlukta meydana gelen bir trafik kazasıyla ülkemizdeki Ergenekon adlı kanlı örgütün kapıları kısmen de olsa aralanmıştır. Fakat örgütün o dönemdeki etkinliği ve gücü nedeniyle yeterince derinleştirilememiş, sadece buz dağının görünen yüzü aydınlatılmış ve örgüt amaçlan doğrultusunda karanlık eylemlerine devam etmiştir. Veli Küçükün adı birçok yerde geçmesine rağmen hakkında herhangi bir işlem yapılamamıştır. Küçük görevde olduğu dönemlerde birçok çıkar amaçlı suç örgütü ile ilişkiler kurmuş ve bu ilişkilerini emekli olduktan sonra da devam ettirmiştir. Küçükün Susurluk olayının tam merkezinde olduğu fakat örgütün o dönemdeki gücü ve etkinliği nedeniyle hakkında herhangi bir işlem yapılamadığı kanaatine varılmıştır. Bu ilişkiler kendisine sorulduğunda ise yeterli ve açıklayıcı beyanlarda bulunamamıştır.
Kaynak: Helin ŞAHİN / STAR