Kindar ve Dindar

Kindar ve Dindar

Bugünkü yazımda kindar ve Dindar nesilden bahsetmek istiyorum. BU iki kelime birbirine zıttır. Dinimizde Dindar olmak iyi, kindar olmak ise kötüdür. İnsanları yönlendirmede iki aktör var güçleri ile çalışıyorlar. Önce Dindarlara bakalım. Toplumda Dindarlık hâkim olursa her şey düzelecek, Dindar genç nesiller çoğunlukta olacak. İdare edenler Yönetim kademelerine yerleşecek. Helal harama riayet edilecek. Kimse ezilmeyecek, devlet malı çalınmayacak. Bir iş ve işlemde bu gün git yarın gel denmeyecek.  Sahabe olduğu halde Devlet malını zimmetine geçirdiği için ( Bu zimmetine geçirmede bir çay kaşığı kadar) Ölünce Allah Resulü Namazını bile kıldırmayacak beytülmalden keseye indirdiği için. Düşüncesi hâkim olacak. Eşit paylaşım olacak. Üretim olacak İstihdamlar yapılacak, aile yuvalarına önem verilecek, tam adalet sağlanacak. Yandaşlara kayırma ihaleler olmayacak. Basın tekelciliği de olmayacak, denetim mekanizması tam çalışacak, her inançtaki insan kendisini güvende his edecek, meşru özgürlükler sansürsüz olacak.  S.T.K Kuruluşlarını serbest bırakacak siyasi çıkarları için kullanmayacak. Meclis Milletin Meclisi olduğu için çıkarılacak kanunlar Milletin aleyhine olmayacak. Kısacası alnı Secdeli olduğu için herkes bunlara güvenecek yedi emin olacaklar.

Dindar olan dine inanmayanda emin yöneticilerimiz var diyecek. Yazdıklarımın oluşması için Laiklik olduğu halde Yüzbinlerce din görevlisini barındıran Dini anlatmada görevli Diyanet var. İmam-Hatipler var. İlahiyatlar var. Cemaatler, Vakıflar, Dernekler, Medreseler, tasavvuf cemaatleri olmakla, kayıt dışıları var onları saymıyorum. Tek gaye, zararlı insanların toplumda çoğunlukta olmaması için, her gün konferanslar, Paneller, eğitici etkinlikler verilir. Tasavvuf erbapları günde milyonlarca insanlara hatmeler çektirir. Hamasi siyasi söylemler atılır. Gelelim verime yazdıklarımın tam tersi zirve yapmış. Anlatmakla bitiremeyiz. Dindar bir nesil ile olacağımıza, kindar bir nesil ile karşı karşıyayız. Eylem söylem uyuşmazlığından anlatılanların da tesiri yoktur. Sözde yazdıklarım ıslah ekibidir. İnsanlar haykırıyor! Din bu ise,dindar bu ise, dindarın eylem söylemi,işi bu ise, ben böylesi ne dine nede dindara inanmam diyor. Dindar ekipte Kese, kasa, masa, nisa, Dinin önünde, Din kisvesi altında emanete hıyanet edildiği için eyvah…

Gelelim diğer cenaha bunlarda Cumhuriyetin kurucuları olarak kendilerini tanıtırlar. Tek gayeleri Din düşmanlığı, bunların geçmiş sicilleri çok bozuktur. Halkçılıktan bahsederler halktan uzaktırlar, Din ayrı devlet ayrı Laiklik ilkesine İman ederler, dine dindara her türlü eza cefayı reva görürler. Özgürlüğü her gün sakız gibi çiğnerler özgürlüğü sadece kendilerine reva görürler, eşitlikten, eşit paylaşımdan bahsederler (geçmişte görülmüş) insanları pahalılıktan, alım gücünden inim inim inletirler. Ekmek almak için halkı karneye bile bağlarlar, Dindara gerici, yobaz kökten dinci, irticacı derler dediler, Cumhuriyetin kurucu aktörlerinden istifadeyle Kemalizm fabrikasını kurarlar iyi de nemalanırlar. Başörtüsüne hiç tahammül etmezler. Ülkeyi hep din ve dindarlar geri bırakmış derler. Şimdi adalet bakanı olan Sayın A. Hamit GÜL bey, geçmişte bir Cemaat liderinin elini öptüğü için vaveyla koparırlar bu Cumhuriyete saldırıdır derler. Öz olarak iki sınıf insandan da ne dünyayı ne ahireti becere bildik. Söylemler bahane vurgunlar şahane… Mazlum halka Allah Kindar değil, gerçek dindar nesli nasip eylesin. Vesselam…