Kenetlenme Zamanı
Maalesef son zamanlarda ülke dışından ve içeriden tezgâhlanan ve Türkiyeyi krize sokmaya çalışan kirli oyunu görmemiz gerek.17 Aralık operasyonu sadece hükümete yapılan bir saldırı değil. Operasyonu planlayan ve cemaati piyon bir aktör olarak sahaya süren karanlık, fitneci, İslam ve Türkiye düşmanı İsrail, ABD ve AB kökenli yapı aynı zamanda diğer siyasi partileri de yıpratarak yeniden dizayn etme çabası içerisindedir. Ülkeyi perde arkasından yönetmeye çalışanlar yıllarca alevi Sünni, Türk-Kürt, gibi ayrımları yaptırarak ülkemizi zayıf düşürmeye çalıştılar. Sokaklarda gerginlik çıkartarak iktidarları baskı altına almaya ve kendilerine boyun eğdirmek istediler. Ama olmadı. İktidarın başlattığı çözüm süreci bu çevreleri çılgına çevirdi. Oyun çok büyük ve derin sanıldığı kadar basit ve sıradan bir oyun değil, yoksa Sayın başbakan gittiği her mitingde bu konuyu dile getirmezdi. Tıpkı Adnan menderese yapılan ne ise aynısı yapılmak isteniyor. İslam coğrafyası üzerinden sürekli senaryolar yazılıp derin oyunlar oynanmak isteniyor. Ortadoğuda olduğu gibi Suriyede iç savaşın bitmesini hatta körüklenmesi bu tezgâhların kanıtıdır.
Bunlar terörün bitmesini istemeyen ve hatta çatışma ortamının devamını isteyen gruplardır. Mit, İmralı ile Osloda daha fazla kardeşkanı dökülmemesi için ateşkes yolu ararken bu yapı mit'e kumpas kurarak hakan fidanı tutuklamaya çalıştı. Aslında hedeflerinde her zaman olduğu gibi yine, Sayın Recep Tayyip Erdoğan vardı. Mit müsteşarını başbakan ameliyat masasında iken ifadeye çağırmış ve tutuklamak istemişlerdi. Cumhurbaşkanının devreye girmesiyle özel yetkili mahkemenin uygulamaya koymayı düşündüğü bu plan bertaraf edilmiştir. Şu anda olup bitenler yaşananlar her bakımdan büyüyen, güçlenen, bölgede lider olmaya çalışan bir Türkiyenin önünü kesmek içindir. Mit tırlarının durdurularak Türkiyenin el kaide terör örgütüne silah desteği verdiği algısını oluşturarak uluslararası arenada Türkiye zor durumda bırakılmaya çalışıldı, amaç Sayın Recep Tayyip Erdoğanı Lahey de yargılama yolu açmaktı.
İstanbulda inşa edilen 3. havaalanı yılda 100 milyon yolcu tarafından kullanılacak ve yıllık 15 milyar dolar gelir getirecek; bu para Almanya ve İngiltereden eksilecek. O yüzden bu kirli ittifakta bu iki ülke de var. Karanlık güçler kendi aralarında anlaşma yaptılar ve iktidarın görevden uzaklaştırılması için her yolun denenmesine karar verdiler. İçeriden ve dışarıdan Türkiye zor durumda bırakılacaktı. Aslında oyunu kurgulayanlar ve cemaate saldırı emri verenler cemaatin de itibarını düşürerek onları da tasfiye etmeyi planlıyordu. İstedikleri tek şey, zayıf, ekonomisi krizde olan ve kolayca yönlendirilebilecek bir Türkiye yaratmaktı.
Kuzey ırak petrollerinin parasının halk bankası üzerinden transfer edilmesini istemiyorlardı, çünkü bu işten Türkiye her yıl en az 5 milyar dolar para kazanacaktı. Dolayısıyla bu ve bunlara benzer birçok nedenden dolayı ülkenin önü kesilmek istendi. Son sözü elbet millet söyleyecektir ama Türkiye üzerinde oynanan bu kirli plan tutarsa bu gemide hepimiz birlikte batacağız. Türkiyeyi de savaşın ortasına atmak isteyen, pasifize etmek isteyen dış güçler ellerinde son kozu olan cemaati kullanmaktan çekinmediler. Milletvekilleri istifa ettirdiler, bürokratları yasa dışı hareketlere teşvik ettiler, bazılarını tele kulak ve montaj kasetlerle tehdit ve şantajla taraflarına çekmek istediler. Onun için hep birlikte kenetlenmeliyiz ve bu seçim aslında yerel seçim olmaktan çıkmış 30 Mart milli iradeye sahip çıkma günüdür.
Bu seferlik tüm siyasi ideolojileri bir tarafa bırakma ve ülkemize sahip çıkma zamanıdır. Siyasi görüşler ne olursa olsun sen ben kavramlarını bir tarafa bırakıp biz, hep birlikte Türkiyeyiz kavramı ile başbakanımıza ve dünya gülü olan ülkemize sahip çıkma günüdür. 30 Martta yekvücut olup bu sahiplenmeyi ak parti çatısı altında yaparsak hem ilimize hem de ülkemize sahip çıkmış olacağız.
Hedef yerel seçimlerle birlikte, Cumhurbaşkanlığı seçimi ile genel seçimlere kadar 1 yıl boyunca Ak partide istifaların devam etmesini sağlamak, bazı bölgelerde patlakların olmasını sağlamak, farklı savcılar, farklı soruşturmalar olması için zemin oluşturmak, farklı ses kayıtları, farklı görüntüler ortaya çıkartmaktır. Amaç bir sene içerisinde genel seçimler yapılana dek Hükümeti yıpratma çabaları olacağa benziyor. Bu yarışın kaybedeni, kenetlenirsek bir ve beraber olursak eğer, Türkiye ve İslam düşmanları ile Cemaat ve şakşakçıları olacak. Yani eline cips ve kola alıp evlerinde mücadeleyi TVden keyifle izleyen vatan hainleri ve yoldaşları ve yandaş medyalarının hevesleri kursaklarında kalacak inşallah.
Bizim Gezide yapamadığımızı 1 gecede cemaat yaptı diyen zihniyete karşı ak partiyi ve Sayın Recep Tayyip Erdoğanı dolayısı ile Türkiyeyi sahiplenmemiz gerek. Tıpkı Çanakkale de olduğu gibi, ülkemizin ve çocuklarımızın geleceği ve ümmet için birlik olmamız şart. Bu vesile ile 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferinin 99. Yıldönümünde; tertemiz kanlarıyla üzerinde yaşadığımız toprakları vatanlaştıran aziz ecdadımızı ve şehitlerimizi minnet ve Rahmetle anıyor, baharı müjdeleyen nevroz bayramının kutlu olmasını ve Müslümanların bayrımı olan Cumamızın mübarek olmasını diliyorum. Geç değil aslında her şey bitmedi 30 Martta yeni başlayacak diye düşünüyorum.