Kendi köşe yazarları Ahmet Altan'a çaktı...

Kendi köşe yazarları Ahmet Altan'a çaktı...

Kendi köşe yazarları Ahmet Altan’a çaktı...

Kendi köşe yazarları, önceki günkü köşe yazısında ’AKP’ye minnetdar olduğunu ancak oyunu AKP’ye vermeyeceğini’ açıklayan Ahmet Altan’a çaktı.

Kendi köşe yazarları, Önceki günkü köşe yazısında oyunu AKP’ye vermeyeceğini açıklayan Ahmet Altan’a çaktı.

Ahmet Altan önceki günkü yazısında "Erdoğan’a da, AKP’ye de bu ülkenin bir vatandaşı olarak minnettarım.
Ama, bizim gazetenin birçok yazarından ve elemanından farklı olarak ben bu seçimlerde AKP’ye oy vermeyeceğim." demişti.

Altan’a ilk cevap dün köşe komşusu Rasim Ozan Kütahyalı’dan, bugün de Markar Esayan’dan geldi. Aynı gazetenin yazarı Namık Çınar da bilinsin ki oyum AKP’yedir" diyerek, Altan’a gönderme yaptı.

İŞTE AHMET ALTAN’A ÇAKAN KENDİ YAZARLARI VE AHMET ALTAN’A ÇAKTIKLARI O BÖLÜMLER...

Namık Çınar

Oyum AKP’yedir


Bilinsin ki, oyum AKP’yedir.

Sakın tersine bir sorumsuzluk beklemeyin benden.
Üstelik kimlerle mücadele etmediler ki, bu sekiz sene boyunca. Askeri ve yargısal vesayet kurumlarından tutun da, medya, üniversite ve sermaye gibi dükalıkların oluşturdukları bu oligarşik sistemle göğüs göğse çarpışmalarının yanı sıra, Cumhuriyet tarihinin en verimli hükümeti olmaya ayırdıkları enerjileri de tüm partilerinkinden daha üstündü.

Çünkü bunlar, höpürseniz de köpürseniz de, “halkın gerçek iktidarı” dedikleridir.

İlk kez görüyor bu ülke, ikiyüzyirmiiki yıl önce Bastille’i basan baldırı çıplaklarınki gibi, o yoğunlukta bir karakalabalıklar egemenliğini.

***

Markar Esayan

AK Parti’ye oy vereceğim, çünkü...


Sıkışık günlerden geçiyoruz. Hayatımız böyle sıkışık bir Türkiye’de geçti. Eskiden de sıkışırdık ama genelde beyhude olurdu bu. Sıkıştığımızla kalır, bu ülkeden bir an evvel kurtulma planları yapar, buna muktedir değilsek de, kaçma hayalleri kurardık.
Eski Türkiye bir kâbus gibi benim için. Bir an 1970, 1980 ve 1990’lı yıllara geri döndüğümüzü farz etmek bile beni boğuyor. Evinin önünden alınıp devlet tarafından infaz edilenler, bir beyaz Toros’un Diyarbakır’da Kürt avına çıktığı günler, darbeler, muhtıralar, her Allah’ın günü medyada aydınların linç edilişini seyretmek, azınlıklara yapılan hakaretleri sineye çekmek, bir yandan yaşam gailesi, devlet hastanelerinde, vergi dairelerinde hayvan muamelesi görmek, sürekli hakkına tecavüz edilmesi, adalete bırakın güvenmeyi, onun bir suç aleti olarak sana doğrulduğunu bilmek, askerin cüreti, siyasetin çaresizliği, yaşanan mutat ekonomik krizler...

Daha sayayım mı?
22 Temmuz 2007 seçimlerinde Baskın Oran’a oy vermiştim. Yerel seçimlerde AK Parti’ye, referandumda ise Evet’e mührümü basmıştım.

Bu pazar günü ise, oyumu yine AK Parti’ye atacağım.

***

Rasim Ozan Kütahyalı

Başyazar ve Başbakan


Ergenekoncu ve Balyozcu bu zihniyetlerin en nefret ettikleri isimlerin başında da hiç şüphesiz Ahmet Altan geliyor... Altan’ın kararlılığı ve cesaretiyle önderlik ettiği Taraf gazetesi olmasaydı özellikle Balyoz darbe planı tüm çıplaklığıyla açığa çıkamayacaktı. Taraf olmasaydı darbeci zihniyet bu derece madara olamayacaktı. Ahmet Altan ve Taraf bir öncü torpido işlevi gördü...

Öte yandan son üç yıldaki bütün bu inanılmaz ileri gelişmeler, her şeyden önce Başbakan’ın önderliğindeki AK Parti hükümetinin kararlığı ve cesareti sayesinde oldu. Balyozcu kuvvet komutanının “Allah belanızı versin, hepinize gününü göstereceğiz” diye saldırdığı hâkimler ve savcılar Başbakan’ın cesaretine ve sarsılmaz iradesine güvenerek evrensel hukukun gerektirdiği bu kararları alabildiler... Aksi halde böyle cesur kararlar verecek savcı ve hâkimlerin başına neler geleceğini hepimiz biliyoruz...

Açık konuşmak gerekirse, savcılar ve hâkimler için geçerli olan şey biz demokrat gazeteciler ve yazarlar açısından da geçerli... Taraf çalışanları/ yazarları/ yöneticileri olarak hepimiz bu realiteyi dürüstçe görmek ve teslim etmek zorundayız... Eğer bu seçim sonucu AK Parti dışında bir hükümet iktidara gelirse, sadece Taraf’ın değil, Gülen hareketi başta olmak üzere tüm Ergenekon-karşıtı cephenin üzerinden silindir gibi geçer askerî vesayet... Bunu da hepimiz biliyoruz...

İşte o sebeple bu seçim partiler arasında değil, askerî vesayet kuvvetleri ile vicdan kuvvetleri arasında geçecek..

ROTAHABER