'Keçi Burcu' eski günlerini özlüyor

​Diyarbakır'da bir zamanların en uğrak yerlerinden olan Keçi Burcu'na olaylar nedeniyle insanlar artık uğramazken buradaki esnaf ise eski günlerin özlemini çektiklerini ifade etti.

'Keçi Burcu' eski günlerini özlüyor

Sur ilçesinde 7 bin yıllık bir geçmişe sahip, Çin Seddi’nden sonra dünyanın en uzun ikinci surları olma özelliği taşıyan Diyarbakır surlarına insanlar, olaylar nedeniyle artık uğramaz oldu.

Restorasyonu yapıldıktan sonra kafeterya olarak hizmet veren tarihi Keçi Burcu’nda esnaf da eski günlerin özlemini çekiyor. Esnaf, surların UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınması sevincinin bile kursaklarında kaldığını dile getirdi.

Diyarbakır Surlarının, bir yıl öncesine kadar dünyanın her tarafından insanların en uğrak mekânı olduğunu dile getiren Ramazan Çalış, “Bir yıldır kimse Suriçi’ne girmiyor. Kalanlar da gitme telaşında. Çünkü insanlar gerçekten mağdur oluyor. Buna karşı tepkiliyiz.” dedi.

Şiddet ortamından herkesin etkilendiğini söyleyen Çalış, “Bizim hayvanlarımız bile bu şiddet ortamından etkileniyor. Suriçi’ne giriyorsun ayrı bir dünya, Suriçi’nden çıkıyorsun ayrı bir âlem. Millet tedirgindir. Artık işimi düşünmüyorum. Yeter ki insanlar ölmesin. Kimse açlıktan ölmüyor ama öldürülüyor.” ifadelerini kullandı.

“UNESCO kararına sevinemedik”

Diyarbakır Surlarının ve Hevsel bahçelerinin UNESCO’nun Kültür Miras Listesine girmesine en çok sevinenlerin kendileri olduğuna vurgu yapan Çalış, “B, Diyarbakır adına çok iyi oldu. Ancak UNESCO kararına sevinemedik. Biraz da olsa umutluyduk ama sevincimiz kursağımızda kaldı. Her yerin kıymetinin bilinmesini istiyoruz. Bir yerde barış ve sükûnet olmadı mı turist niye oraya gelsin?  Bir turist buraya gezmeye geliyorsa huzur ortamının olması lazım. Burada eğer ölümler olacaksa, mayınlar patlayacaksa, insanlar ölecekse turist buraya neden gelsin ki?” ifadelerini kullandı.

“Önemli olan insanlığı yaşatmaktır, öldürmek kolaydır”

Herkesin Peygamberler ve Sahabeler şehri Diyarbakır’da, birada huzur içinde yaşamak istediğini kaydeden Çalış, şöyle konuştu: “Yetkililer insanların ölmemesi için elinden geleni yapmalıdır. Önemli olan insanlığı yaşatmaktır, öldürmek kolaydır. Bir şeyi bozmak gerçekten basit. Kimin elinden ne geliyorsa huzur ve barış adına yapmalıdır. Huzur içinde yaşanabilecek bir ortam meydana getirilsin. Herkesin yeryüzünde yaşama hakkı vardır, buna engel olanlara karşı çıkılmalıdır. İnsanca yaşayalım.”

Keçi Burcu’nun tarihi

Mardin kapısının doğusunda yontulmuş olan kaya kitlesinin üstüne inşa edilen Keçi Burcu, surlar üzerinde bulunan burçların en büyüğü ve en eskisidir. İnşa tarihi bilinmemekle birlikte 1223 yılında Mervanoğulları tarafından onarıldığı anlaşılmaktadır. Bu görkemli burç içinde 11 kemer bulunmaktadır. Eskiden tapınak olarak kullanıldığı sanılan burcun son bölümünde bir kuyu ve yeraltı geçidini andıran dehliz bulunmuşsa da üzeri beton bir blokla kapatılmıştır. Milattan önce şehrin hâkimi olan Huriler tarafından yapılan ve milattan sonra 349 yılında Roma İmparatoru Konstantinos tarafından genişletilerek bazı kısımları onarılan Keçi Burcu’nun, İmparator Justinianus tarafından bugünkü şekline getirildiği tahmin ediliyor. Keçi Burcu, 2002 yılında Kültür Bakanlığı tarafından restore edilerek hizmete açılmıştır. (M. Hüseyin Temel, M. Sıddık Temel- İLKHA)