Kararlı Olmak
Yüce Rabbimiz yeryüzünün halifesi olarak adlandırıp meleklere secde ettiren, Hz. Âdem ve soyuna o kadar çok yetenek ve özellik bahşetmiş ki saymakla bitiremeyiz. Bir İnsan bir Kainattır diyebiliriz. İnsan, insanlığından çıkmazsa eğer ulvi bir görevi olduğunun farkında olursa ebedi hayatta Cennette keyif çatacak. Ancak tersi olursa, Allah muhafaza ahiret azabı çok çetin, elem verici ve süresi belli değildir. Rabbim ayaklarımızı kaydırıp Cehennemliklerden eylemesin. Âmin. Bu meyanda bizlere verilen yeteneklerden biri de vicdandır. Allah’ın vicdanına verdiği sesle güzel ahlakın ne olduğunu anlama bilgisine sahiptir. Ancak güzel ahlak göstermesi gereken bir durumla karşılaştığında bu bilgiyi tavırlarına dökmek için irade göstermesi bu yönde kararlı olması gerekmektedir. Rabbimiz bir ayetinde insanı iki yönüyle yarattığını şöyle haber verir: Nefse ve ona bir düzen içinde biçim verene Sonra ona fücurunu sınır tanımaz günah ve kötülüğünü ve ondan sakınmayı ilham edene andolsun. Onu arındırıp-temizleyen gerçekten felah bulmuştur. Ve onu isyanla günahla bozulmalarla örtüp-saran da elbette yıkıma uğramıştır. Şems Suresi-7- 10
Örneğin birçok insan fakir olan ya da bir haksızlığa uğrayan kişiye yardım edilmesi gerektiğini bilir ve bu konuda konuşmalarda bulunur. Hatta yardımcı olmayan insanlara karşı da çok tepki gösterir. Ancak kendisi bu tavrı göstermesi gereken bir zamanda uygulamada zorlanır nefsinin rahatlığından yana tavır takınır. Yine insanların geneli haksızlığa tahammül edemeyeceklerini belirtirler. Ancak hakkı söylemeleri gereken bir olay yakın dostlarının ya da akrabalarının aleyhine işleyecekse hemen söylediklerini unutur nefislerinden yana karar alırlar. Allah bir ayetinde yakınların aleyhine dahi adaleti uygulamanın farz olduğunu şöyle bildirir: Ey iman edenler kendiniz anne-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa Allah için şahitler olarak adaleti ayakta tutun. Onlar ister zengin olsun ister fakir olsun çünkü Allah onlara daha yakındır. Öyleyse adaletten dönüp Heva tutkularınıza uymayın. Eğer dilinizi eğip büker sözü geveler ya da yüz çevirirseniz şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberi olandır. Nisa Suresi 135
İnsan kendi hakkında da birtakım sözler verebilir. Örneğin içkiyi alışkanlık haline getirmiş bir kişi çevresine vermiş olduğu zararın farkındadır. Bu halinden ötürü sevdikleri kendisini terk ettiğinde hemen özür dileyip bu tavrını düzelteceğine dair sözler verebilir. Ancak çoğu insan sözünde durmamakta ve tavrını değiştirmek için irade kullanmayı istememektedir. Konuyla ilgili Yüce Rabbimiz şöyle ferman buyuruyor. “Ey iman edenler yapmayacağınız şeyi neden söylersiniz Yapmayacağınız şeyi söylemeniz Allah Katında bir gazap konusu olması bakımından büyüdü büyük bir suç teşkil etti.” Saf Suresi 2-3
İnsanların genelinin güzel ahlak göstermekte kararlı olamamalarının tek sebebi Allah sevgisi ve korkusunun eksikliğidir. Ahiretin varlığına kesin olarak inanan ve Allaha vereceği hesaptan şiddetle sakınan kişi yanlış olan tavırlarını düzeltmek için elinden gelen en iyi gayreti gösterecektir. Aksi halde kişiyi güzel ahlak göstermekte teşvik edici hiçbir neden yoktur. Aslında kişi güzel ahlaklı olmanın erdemlerini anlatırken de dahi nefsini gözetebilmektedir. Çünkü güzel ahlakı savunarak diğer insanların ilgisini çekecek kendisine hayran olmalarına neden olacaktır. Doğru olanı yapmak elbette ki insanı biraz zorlayacak kendinden ödün vermeyi gerektirecektir. Ancak güzel ahlakı göstermekte kararlı olan kulunu Allah koruyacak işini kolaylaştıracaktır. Bunun sonucu olarak kişi hem dünya hem de ahiret hayatında huzuru yakalayacaktır. Her şeyden önemlisi mutlulukların en büyüğü Rabbinin hoşnutluğunun kazanmış olmanın derin hazzını yaşayacaktır... Selamla Kalın Selamette Kalın.