Kanın güçlendirme Panelinde konuştu

Kanın güçlendirme Panelinde konuştu


- Kadınların Yasal Haklarından Haberdar Olmadığını Söyleyen Başbakan Erdoğan:
- "Kadınları İkinci Sınıf Gören, Onları Aşağılayan, Horlayan Her Türlü Zihniyet Çağdışıdır"
- "Bu Türkiye'nin Kadınları, Tarih Boyunca Dünya Kadınlarına Örnek Oldular"
- "Kadınlarımızın Sosyal Aktivitelerde, Siyasette, Haklarına Kavuşması İçin Hükümet Olarak Büyük Gayret İçindeyiz"

"GAP ve Kadının Güçlendirilmesi Paneli", "Demokratik Açılım stardı ile 69" ve Sosyal Destek Programı (SODES) "İyi Örnekler Konferansı"na katılmak için Şanlıurfa'ya gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, DSİ konferans salonunda kadınlara yönelik bir konuşma yaptı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bu topraklar Anadolu, bu topraklar tıpkı annelerimiz gibi şefkatini, bereketini bize cömertçe sunan topraklardır. Bizler anneleri, anneliği kutsal gören bir medeniyetin mensuplarıyız. Bizim köklü medeniyetimizde ayrımcılığın hiçbir çeşidi yoktur. Kadınlara yönelik her türlü ayrımcılık çağdışıdır. Kadınları ikinci sınıf gören, onları aşağılayan, horlayan her türlü zihniyet çağdışıdır. Kadınları istismar eden her türlü yöntem çağdışıdır. Kadınları, kızlarımızı sosyal,
ekonomik ve özellikle eğitimden yoksun bırakan uygulama çağdışıdır. Kızımız, kadınımız hakkını da bilmiyor. Yolda toplaşan kızlarımız ile görüştüm. Lise sonunda olan kızlarımız 'babam beni okula göndermeyecek' diyor. Babam diyor ki, 'size para ayıramam.' Biz size burs veriyoruz. Kızımız ve kadınımız haklarını da bilmiyor. Gerek orta gerek ilköğretimde kızlara pozitif ayrımcılık yaparak destek veriyoruz. Parayı da babaya değil anneye veriyoruz, duman olmasın diye. Üniversiteye başlayan öğrencilerimize burs
veriyoruz. Şu anda 200 TL olan burs ileriki dönemlerde 250-300 TL'ye ulaşır. Ülkemizde kadınımızı, kızlarımızı, kılık kıyafete göre ayıran her türlü anlayış da çağı dışıdır. Kadınlara şiddet uygulayan, el kaldıran, insanlık dışı muamele yapan her türlü muamele çağ dışıdır. Bu toprakların altında geleneklerinde, töresinde ve örfünde kendisinin istemediğini başkasında görmek mümkün değildir. Sizler büyük bir ülkenin vatandaşısınız. Dünyada itibarı artan bir Türkiye'nin vatandaşısınız. Bu Türkiye'nin
kadınları, tarih boyunca dünya kadınlarına örnek oldular. Kucağında bebeği, sırtında mermisi ile cepheye koşan kadınlarımızdır. Kadınların her alanda dışlandığı bir dönemde bizim kadınlarımız yerlerini aldılar. 1913 yılından itibaren devlet memuru oldular. Kadınlar her zaman ön safta oldular. 1934 yılında kadınların dünyada oy hakkı yok iken, bizim kadınlarımız seçme ve seçilme hakkına sahip oldular. Türkiye'nin kadınları tarih boyunca olduğu gibi, çalışkanlıkları, şefkat ve merhameti ile bölgesine ve
dünyaya örnek olacaklardır. Kadınlarımızın sosyal aktivitelerde, siyasette, haklarına kavuşması için hükümet olarak büyük gayret içindeyiz"
dedi.
Anayasa'nın 10. maddesini değiştirdiklerini kaydeden Başbakan Erdoğan, "Kadın-erkek eşit haklara sahip oldu. Bunu Anayasa'ya biz yerleştirdik. İş kanunu çıkardık. Cinsiyet ayırımını ayıklayan kanunu düzenledik. Haydi kızlar okula diyoruz. 'Ana-kız okula' kampanyasını başlattık. 350 bine yakın kardeşimizi okul ile kavuşturduk. Kadınlarımız yeter ki çalışsın. Sigorta primlerini biz ödeyeceğiz, dedik. 5 yıl boyunca sigorta primlerini biz ödedik. Vergiden muaf tuttuk. Kadınlarımızın milletvekili, belediye
başkanı olarak siyasete atılmasını teşvik ettik. Biz işin edebiyatını yapmadık. Atmamız gereken çok adım var, almamız gereken çok mesafe var. Bir zihniyeti değiştirmek kolay değil. Erkeklerin yetkilerini elinden almak kolay iş değil. O da zaman alacak. Hanım kardeşlerimizin sorunlarına karşı tarihi bir mücadele başlattık ve sonuna kadar sürdüreceğiz. Hiçbir horlanmaya ve engellemeye karşı bırakmadan ne gereken ne varsa yaptık ve yapıyoruz, yapacağız. Ülkemin tüm kadınlarından bu mücadeleye destek
olmalarını, omuz vermelerini rica ediyorum. Kadınlarımıza da burada büyük işler düşüyor. Haklarını birilerinin kendilerine vermesini beklemesinler. Sürece el koysunlar ve haklarını elde etsinler. Bu toplumun en temel dayanak noktası ailedir. Bizi ayakta tutan ailedir. Aileyi ne kadar muhafaza edersek, geleceğe o kadar iyi bakarız. Şifası da, panzehiri de aileden geçer. Eğitim aileden başlar. Çocuklarımız bizim geleceğimizdir. Onları en iyi hazırlamak bizlerin elindedir. Sokağa çocuklarımızı bırakamayız,
sokağın terbiyesine bırakamayız. Sonra feryat ederiz, iş işten geçer. Hükümet ve devlet olarak onları yüceltmek bizim görevimizdir"
diye konuştu.
Dünya Kadınlar Günü vesilesi ile Şanlıurfalı kadınlar ile bir araya geldiğini belirten Başbakan Erdoğan, "Bir konuya dikkat çekmek isterim. Siz kadınlarla dertleşmeye geldim. Beni en iyi anlayacak sizlersiniz. O derde derman olacak da sizlersiniz. Allah bize en bereketli toprakları bahşetti. Yanı başımızdaki Harran, Muş ve Konya Ovası. Binlerce yıl ekilen tohumlara misli ile karşılık verdi. Aşık Veysel ne güzel demiş: 'Dost dost diye nicesine sarıldım. Benim sadık yarim kara topraktır.' Bu topraklar
birbirimize bizi kardeş eyledi. Binlerce kadınlarımız bu topraklarımız için canını verdi. Omuz omuza verdik. Gaziantep'ten ve Urfa'dan düşmanı kovduk. İzmir'de cepheye yetiştik. Biz et ile tırnak gibiyiz. Hiçbir güç bizi husumete sevk edemez. Hiçbir güç aramıza nifak sokamaz"
ifadelerini kullandı.
Demokratik açılım ile ilgili olarak konuşan Başbakan Erdoğan, "30 yıldır bazı evlere, ocaklara, ateş düştü. Gece yarısı telefon acı acı çaldı. Gece yarısı eve geldiler, 'anacığım çocuğun dağda şehit düştü' dediler. Bilir misiniz bebekler dünyaya geldiğinde cennetin kokusunu üzerlerinde taşırlar. Bebekler saftır ve temizdir. Yavrusunu bekleyen bir anne, evladının dağ gibi yere yığıldığını nasıl hisseder, bunu anlayabiliyor musunuz? Aneleler, çocuklarını ninniler ile gece-gündüz uykusuz, şarkılarla,
türkülerle büyüttü. Ama mürüvvetini göremeden kara toprağa verdi. Bu ülkenin kuzeyinde, güneyinde, batısında anneler ve babalar bu acıyı yaşadı. Kim kazandı? Annelerin kaybettiği bir ortamda hiç kimse kazanamaz. Kazanan ancak kan tacirleri, istismarcılar ve silah tüccarları olur. Bu acıyı fazla taşıyamayız. Dünya Kadınlar Günü'nü buruk yaşamak istemiyoruz. Bayramları buruk yaşamak istemiyoruz. Doğudaki acıyı batı da paylaştı. Artık ayrı gayrıya tahammülümüz yok. Bugün kaynaşma ve dayanışma zamanıdır.
Ülkemin bütün annelerinden bu acıyı durdurmak için yüreklerini ortaya koymalarını rica ediyorum. Bölücü terör örgütüne destek veren annelere de sesleniyorum. Evladını kaybeden annelerin yerine kendinizi koyun ve düşünün. Evlatlarınızın dağlara terörist olarak çıkmasına izin vermeyin. 70 milyon olarak diri ve birlikte olalım. Nifak tohumlarını söküp atacak olanlar önce kadınlar ve annelerdir. Demokratik açılım sürecini başlattık. Bu projeye 'Milli Birlik ve kardeşlik projesi' dedik. Gerçekten milli birlik
ve kardeşlik istiyoruz. Hangi etnik kökene sahip olursa olsun, hangi inanca sahip olursa olsun birinci sınıf vatandaş olarak yaşantısını sürdürsün. Bu isteğin arkasına güçlü bir irade koyduk. Kürt'ü, Çerkez'i, Laz'ı, Arnavut'u ile hep bir olalım ve yaratılanı yaratandan ötürü sevelim. Alevi imiş Sünni imiş. Bu ayırımları elimizin tersiyle itelim. Birbirinize saygı duyalım. İnanıyorum ki anneler bunları aşacaklar. Bin yıldır olduğu gibi bugün de birlikte olacağız. Biz bir olursak Türkiye güçlü olur"
görüşlerini dile getirdi.
Başbakan Erdoğan kalkınma ile ilgili olarak da şunları ifade etti:
"GAP, DAP, KOP projeleri var. 356 kilometre duble yol yaptık. Bizden önce 26 kilometreydi. Yol medeniyettir, bunu başaracağız. Bu millete bu yakışır. Suya hasret kalan topraklar, bu bölgede suyla buluşuyor. Herkes petrolü ile övünürken, biz de bunlarla övünüyoruz. İthalat durdu. Gıda ithal eden ülke değiliz. Kısa bir süre sonra ise ihraç eden bir ülke olacağız."
Başbakan Erdoğan kadınların Dünya Kadınlar Günü'nü kutladı.

http://balikligol.com/images/news/1008.jpg 

İHA