Kalkınma Ajansı toplandı.

Kalkınma Ajansı toplandı.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ni kalkındırma hedefi ile kurulan Karacadağ Kalkınma Ajansı'nın Mali Destek Proje Çağrı toplantısı, Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in katılımıyla yapıldı.

Proje çağrısı açılış toplantıları, Mardin'in ardından Diyarbakır'da gerçekleştirildi. Dicle Üniversitesi Konferans Salonu'nda yapılan toplantıya Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Şanlıurfa Valisi Nuri Okutan ve çok sayıda davetli katıldı. Türkiye genelinde 26 kalkınma ajansı kurduklarını belirten Bakan Eker, "Bunun 7 tanesi teklif çağrısına çıkma aşamasına geldi. Onlardan bir tanesi de Karacağ Kalkınma Ajansı'dır. Bölgesel gelişme
sadece Ankara'da oturarak, planlayarak olmuyor. Bu tür şeyleri mümkün olduğu kadar yerele indirmek gerekir. Şimdi burada başka illerle yarışmıyorsunuz. Bu ajans Şanlıurfa ve Diyarbakır'ı kapsıyor. Artık top sizde. Daha fazla proje üreten, daha fazla kaliteli proje üreten bu imkanları çok daha iyi noktalara taşıyacak. Bunu yapamazsak geride kalacağız. Artık sorunu başka bir yerde aramayacağız. Sorunu kendimiz tarif edeceğiz, çözümü de kendimiz arayacağız bölgesel gelişme açısından. Bu bana göre önemli bir zihniyet değişimi gerektiriyor. İçinde bulunduğumuz ortamda hep sorunu dışarıda bir yerde aramak, çözümü de hep başkalarından beklemek gibi bir alışkanlığı bırakmamız lazım. Sorunları çözmek için çözümün bir parçası olmamız lazım. Bu ajanslar yukarıdan aşağıya bir mantığın sonucu değil, aşağıdan yukarıya bir anlayışın sonucudur. Bir taraftan elbette Türkiye olarak mutlaka makro planlamalarımız olacak, ulusal önceliklerimiz olacak, Türkiye'yi küresel düzeyde rekabetçi hale getirecek sektörler düşüneceğiz.
Ama bir taraftan da bunun tamamlayıcı bir parçası olarak da ülkemizin her tarafında nerede bir yerel potansiyel varsa, onu harekete geçirmek durumundayız"
dedi.
Türkiye'nin genç ve hızlı gelişmek zorunda olan bir ülke olduğunu ifade eden Bakan Eker, "AB ile müzakere eden bir ülke. AB ile arasındaki gelişmişlik farklarını kapatmak durumunda olan bir ülke. Bir taraftan Türkiye ile AB arasındaki farklılıkları azaltmamız lazım, bir taraftan da Türkiye'nin kendi içindeki farklılıkları azaltmamız lazım. Bu bütün Türkiye'nin adeta seferber olmasını gerektiriyor. Her yöre kendi potansiyelini harekete geçirdikçe, daha fazla katma değer ürettikçe bunların bir bileşkesi olarak topyekün kalkınma sürecimizde şüphesiz ki daha da artacaktır" diye konuştu.
Karacadağ Kalkınma Ajansı'nın hitap ettiği Şanlıurfa ve Diyarbakır'ın tarihi, coğrafyası, insan kaynakları, jeopolitik ve jeostratejik konumlarıyla cazibe merkezi olduğunu belirten Eker, "Bu iki ilin güç birliğini düşünün. Bu muazzam bir kalkınma alanı demektir. Bu iki ilin geri kalma diye bir lüksü yok. Mutlaka hızlı bir şekilde gelişme durumundadır. Kalkınma sadece kamu ile olmaz, özel sektör ve sivil toplumla birlikte olur. Kamu, takımın sadece bir tarafıdır. Özel sektör ve girişimciliği artırmazsak, sosyal alana sivil toplumu daha fala çekemezsek, topyekün hızlı kalkınmayı sağlayamayız" şeklinde konuştu.


Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz ise, ''Tarım sektöründe 2006 yılında başlattığımız kırsal kalkınma yatırımlarının desteklenmesi projesi var. Bu proje kapsamında Diyarbakır'da 4 etapta 192 proje bitti, 2010 yılında 50 proje daha programa alındı. Burada bizim verdiğimiz hibe 20 milyon lira. Kısacası Kalkınma Ajansı'nın 2010 yılında vereceği hibe kadar da sadece Diyarbakır'da tarıma dayalı sanayi yatırımlarına hibe veriyoruz. Tarımsal üretimin artırılmasına, kaliteli ürün ve standartlarının artırılmasına yönelik olarak da tarımsal mekanizasyonun daha verimli olması için makine ve ekipman projesine destek veriyoruz. Diyarbakır'da 677 projeye yüzde 50 hibe desteği verdik. Hibenin tutarı 20 milyon lira. Bizim bölgede kalkınmayı sağlamak, ekonomik kalkınmayı sağlamada lokomotif sektörümüz tarım ve hayvancılıktır. Ama turizm, tarih, mermercilik ve diğer birçok sektör yine bizim zenginlik alanımızdır. Kalkınma olacaksa yerel dinamiklerle birlikte olmak durumundadır. Hem atanmış, hem seçilmiş olanlar birlikte olmak zorundadır. Herkesin katkı sağlamadığı, destek vermediği bir kalkınmadan söz etmemiz mümkün değildir" dedi.


Türkiye'nin ciddi bir zihniyet değişimi yaşadığını vurgulayan Bakan Yılmaz, "Bunun en temel unsurunu da demokratikleşme, sivilleşme ve hukuki reformlar alanlarında yapıyor. Demokratik standartları yükseltmeden, demokratikleşmeyi hayatımızın her alanına yaymadan, sivilleşmeyi içselleştirmeden, bütün kurum ve kuruluşlarımıza bunu benimsetmeden gerçek manada ekonomik ve sosyal kalkınmadan söz etmemiz mümkün olmaz. Onun için Türkiye bugünlerde tam da bu dönüşümü tartıştığı, bu değişimi yaşadığı günlerin içerisinden geçiyor" diye konuştu.

İHA