Kadının Payına Düşen Bir Dirhemlik Miras

Kadının Payına Düşen Bir Dirhemlik Miras

Baba evinden ayrılıp evlenen kadınların yürekleri ikiye bölünmüş oluyor sanki. Bir parçasıyla yeni evine, bir parçasıyla da baba evine, annesine ve kardeşlerine bağlı kalıyorlar. Küçüklükten beri kadının hayatı baba evinde geçtiği için orada yaşamış olduğu hatıraları hiçbir zaman unutamıyor. Hele annesinden, babasından veya kardeşlerinden kendisine gelecek bir hediye, bir atiye veya bir miras onun için çok değerli sayılır.

İşte kalbinin bir parçasını baba evinde bırakmış olan böyle bir kadın evlenmiş ve çoluk çocuk sahibi olmuştu. Baba evindeyken ailesi çok kalabalıktı. On üç tane erkek kardeşi vardı. Kendisiyle birlikte 14 kardeştiler. Yeni evinde mutlu olmasına mutluydu ama annesini, babasını ve kalabalık kardeşlerini unutamıyordu.  Kardeşlerinden birisi hastaydı. Uzun zaman yatalak kaldıktan sonra vefat etmişti.

Çok zengin değildi ama yine de yakınları, kalan paralarını bölüşmek üzere bir araya geldiler. Nihayet miras bir uzman gözetiminde taksim edildi ve herkesin payı kendisine verildi. Kardeşlerden biri, evlenmiş olan kız kardeşine de, miras olarak bir dirhem götürüp “Bacım bu da senin hakkındır” dediler.

Kız kardeş önce şaka yaptığını zannederek ciddileşti ve: “Kardeşimden bana kalan sadece bir dirhem mi? Şimdi şakanın sırası değil. Vereceksiz payıma ne düşmüşse onu verin” dedi. Fakat kardeşi yemin billâh ederek miras olarak kardeşinden kendisinin payına sadece bir dirhem düştüğünü söyleyince kadın soluğu Bağdat kadısının yanında aldı.

Bağdat kadısı meşguldü ve kadına randevu vermek istemedi. Ancak kadın ısrar edince özel bir oturumda kadına randevu verdi. Kadın kadının huzuruna çıktı ve: “Hocam, kardeşim vefat etti. Çok miktarda malı vardı. Fakat mirasçılar ve mirası taksim eden uzmanlar bana sadece bir dirhem bırakmışlar. Bana göre kardeşimin malından bana bir tek dirhemin düşmüş olması imkânsız gibi…  Böyle bir miras taksimi olabilir mi? Bana haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Hakkımı istiyorum Kadı Efendi.” dedi.

İyi bir Fıkıh ve miras hukuku hocası olan Bağdat kadısı malın İyi bir miras hukuku uzmanı tarafından taksim edildiğini öğrendikten sonra taksimatta hata yapılmadığını anladı. Bu kez birkaç saniye düşündükten sonra şöyle dedi: “Bak bacım, galiba senin kardeşinin bir karısı, annesi, iki kızı bir de 12 erkek kardeşi vardı, değil mi?” Kadın hayretle, “Evet hocam aynen öyle” dedi.

Hoca devam etti: “Bak kardeşim,  gerçekten de senin bu mirastan hakkın sadece bir dirhemdir, fazla değil. Onlar sana haksızlık etmemişler. Hem bu taksimatı yapan benim öğrencimdir. Taksimatta hata yapması imkânsızdır.  Her şeyden önce vefat eden kardeşin zannedildiği kadar zengin değilmiş. Anlaşılan adamın bıraktığı para 600 dirhem imiş. Kardeşinin eşine dirhemlerin sekizde biri düşüyor. Onlar da 75 dirhem ediyor. İki kızına iki tane ülüs (üçte bir) düşüyor, onlar da 400 dirhem ediyor. Annesine altıda bir düşüyor, bu da 100 dirhem ediyor. Geriye 25 dirhem kalıyor. Bunlar da ölünün 12 erkek kardeşine ve kız kardeşi olan sana taksim edilmişlerdir. Erkekler iki, kızlar ise bir pay aldığından onlar 24, sen ise bir dirhem hak ediyorsun