Kadir Gecesi Ve Dünya Kudüs Günü

Kadir Gecesi Ve Dünya Kudüs Günü

İlahi rahmetin ve maneviyatın yoğun olarak yaşandığı Ramazan ayının bütününden ayrı olarak  son on gününde bilhassa  Kadir gecesinde rahmet deryasının en üst seviyelere çıktığı anlardır.

 İnsanın maneviyatının yükselişini sağlayan, insani kemallere ulaştıran ilahi sofranın kurulduğu bu ay ve geceden istifade etmemek edememek, subhan olan Allah’ın dergahına –ilahi sofrasına –yakınlığına ulaşmaya çalışmamak en büyük gaflet ve kayıptır… İnsanlığın hidayet rehberi ve kılavuzu olan Kur’an-ı Kerim  bu mübarek ay ve gecede inmeye başlamış, tabiri caizse insanlığın doğru yol-sıratı mustakimi-kader çizgisi-hayat rotası bu ay ve gecede şekillendirilmiştir…

Kadir gecesinin önemi ve büyüklüğü Kur’an-ı Kerim’de bin aydan daha hayırlı olarak ve tan yeri ağarıncaya kadar rahmet ve selametin sağanak yağdığı, ruh ve meleklerin sanki bir şenlik ve bayram edasıyla yeryüzüne inip çıktığı nurdan bir hale gecesi olduğu bildirilmiştir… böyle bir geceden ve maneviyattan faydalanamamak ve gaflet etmek en büyük hüsranlardan olur.

İşte böyle önemli bir gecenin içinde bulunduğu Ramazan ayının son Cuma gününü, Hz. Ruhullah (r.a)   11 Şubat 1979 yılında İslam İnkılâbını kurduktan kısa bir süre sonra DÜNYA KUDÜS GÜNÜ olarak ilan etti. O zamandan itibaren her yıl Ramazan ayının son Cuma gününde bir çok ülkede Dünya Kudüs Günü kutlanmaktadır… Ancak burada şuna dikkat edilmeli ki bir şeyin önemli oluşu ilintilendirilen-konu ve olayın önemi kadar önem arz eder… Kudüs ve Mescidi Aksa konusu ve davası Ramazan ayı ve Kadir gecesi ile ilintilendirilerek ne derece önem arz ettiği ve hiçbir müslümanın nasıl ki Ramazan ayı ve kadir gecesine karşı ilgisiz ve sorumsuz-alakasız olamayacağı aksi taktirde ilahi rahmet ve mağfiretten yoksun ve mahrum kalacağı gibi Kudüs ve mescidi aksa davasına karşıda ilgisiz ve sorumsuz olamayacağı aksi durumda Allah’ın rahmet ve mağfiretinden mahrum olacağı sonucunu-gerçekliğini ortaya koymaktadır…

“Mübarek Ramazan’ın son Cuma’sı Kudüs günüdür ve Ramazan’ın son on günü büyük bir ihtimalle Kadir gecesidir. İhyasının sünnetullah olduğu bir gece… Kadri ve kıymeti, münafıkların bin ayından üstündür bu gecenin; kulların mukadderatının temellerinin atıldığı gece… Kadir gecesiyle komşu olan Kudüs günü Müslümanlar tarafından önemle ihya edilmeli, onların uyanma ve bilinçlenmelerine yol açmalı ve tarih boyunca; bilhassa son yüzyıllarda yakalandıkları gafletten silkinmelerini sağlamalıdır ki bu bilinç ve uyanış günü dünya münafıkları ve süper güçlerinin(Amerika ve Avrupa’nın) onlarca yılından daha üstün olsun ve dünya Müslümanları kendi kaderlerini kendi güçlü elleriyle hazırlayabilsinler…

İslam ve onun mukaddes mekanları tecavüz tehdidi altındayken hiçbir Müslüman birey buna kayıtsız kalamaz. Bugün İsrail Müslüman beldelere karşı geniş bir saldırıya geçip hiçbir sığınağı olmayan savunmasız Müslümanları kanlı bir şekilde katletmekle meşgulken bölgedeki devletler tam anlamıyla manasızlık ve uzlaşmacılıktan başka bir şey yapmamakta…

Daha da üzücü olanı, İsrail’in elinden Amerika’ya, yani asıl caniye sığınıyor ve gerçekte yılandan kaçıp ejderhanın kucağına atılıyor ve onlara karşı çıkabilecek gerekli şeylere sahip oldukları halde bir çift sert laf söylemeye veya tehditte bulunmaya yanaşmıyorlar… Bu durumda herkes yok olmaya ve hayatı boyunca her nevi alçaklık ve zillete katlanmaya hazırlanmalıdır!…

İnşallah bir gün bütün Müslümanlar yekdiğeriyle kardeş olacak ve bütün İslam ülkelerindeki hastalıklı kökler kazınıp temizlenecek ve İsrail -adlı- bu hastalıklı kök; Mescid’ul Aksa ve İslami ülkemizden sökülüp atılacak ve hep birlikte Kudüs’e gidip orada vahdet namazı kılacağız inşallah.” (Hz. Ruhullah (r.a)

         Zulüm ve esaret zincirlerinin kırılması ; Kudüsün ve kutsal beldelerin kurtarılması duasıyla...  Vesselam.