"Kış hastalıklarına hazırlıksız yakalanmayın"
Havaların soğuması birçok hastalığı da beraberinde getirirken Uzmanlar, kapalı ve kalabalık ortamlarda geçirilen uzun zamanın, enfeksiyonların yayılmasına yol açtığını belirterek, hastalıklara hazırlıksız yakalanmamak için, bağışıklık sistemini güçlendirmenin büyük önem taşıdığını vurguluyor.
Havaların soğuması, birçok hastalığı da beraberinde getirirken, Uzmanlar, kapalı ve kalabalık ortamlarda geçirilen zamanın uzamasının, enfeksiyonların yayılmasına yol açtığını belirterek, hastalıklara hazırlıksız yakalanmamak için, mevsimsel değişimlerle zayıf düşen bağışıklık sistemini güçlendirmenin büyük önem taşıdığını vurguladı.
Soğuk algınlığını griple karıştırmayın
Sonbahar ve kış aylarında sıklıkla görülen soğuk algınlığının, genellikle gribal enfeksiyonlarla karıştırıldığını belirten Memorial Şişli Hastanesi Dahiliye Bölümü’nden Uz. Dr. Gürkan Yurteri, kış aylarında artan hastalıklar ve alınması gereken önlemler hakkında bilgi verdi.
Uz. Dr. Yurteri “Soğuk algınlığı daha çok burun akıntısı, hapşırık, hafif bir boğaz ağrısı ve halsizlik belirtileriyle kendini göstermektedir. Hastaların çoğu soğuk algınlığını basit birkaç ilaç yardımıyla ayakta atlatabilmektedir. Grip ise aşırı halsizlik, ateş, öksürük, sırt ağrısı belirtileriyle ortaya çıkmakta ve kişiyi yatağa düşürebilmektedir. Tanı konulduktan sonra 48 saat içinde uygun tedavi uygulanırsa hastalık daha rahat atlatılmaktadır.” dedi.
Gebelikte grip anne ve bebek sağlığını olumsuz etkiliyor
“Gebelik döneminde gribe yakalanmamak için gerekli önlemler mutlaka alınmalıdır.” diyen Uz. Dr. Yurteri, ”Anne adayları dikkat etmesine rağmen grip sorunu ile karşı karşıya kaldıklarında, bol sıvı alarak dinlenmelerine özen göstermelidir. Ateş ve ağrı durumlarında parasetamol içeren ilaçlar kullanılabilir. Burun tıkanıklığına karşı tuzlu su veya kısa süreli olarak burun damlaları uygulanabilir. Sıcak su buharı ile buğu ilaçlarının kullanımı solunum ve burun tıkanıklığını rahatlatacaktır. Bitkisel ürün ve vitamin takviyesi kullanımı konusunda mutlaka doktora danışılmalıdır.” uyarılarında bulundu.
Öksürük gelir geçer demeyin
Öksürüğün kış aylarında sıklıkla karşılaşılan rahatsızlıklardan biri olduğunu belirten Uz. Dr. Yurteri, “Kuru karakterle başlayabilen öksürük, bazen 3 aya kadar sürmektedir. Öksürük, grip sonrası solunum yollarının aşırı tepki göstermesi sonucu yaşanabildiği gibi sigara içenlerde, kronik akciğer rahatsızlığı olan kişilerde veya bağışıklık sistemi zayıf olan hastalarda görülebilmektedir. ‘Yaş öksürük’ olarak ifade edilen kreşeli öksürüğün ilerlemesi, zatürreye kadar giden ciddi sonuçlara neden olmaktadır. Bu öksürük türüne, yüksek ateş, nefes almakla artan göğüs ağrısı, kusma ve titreme gibi bulgular da eklendiğinde zatürreden şüphelenilmektedir. Sağlıklı kişilerde zatürre sıklıkla nezle, grip gibi bağışıklığı baskılayan bir rahatsızlık sonrasında, akciğere ulaşan virüs ya da bakteriler ile gelişmektedir.” şeklinde konuştu.
Bronşit çocukları tehdit ediyor
Hava yollarının iltihaplanmasıyla oluşan bronşitin, bu mevsimde özellikle çocukları tehdit ettiğini ifade eden Uz. Dr. Yurteri, şunları söyledi:
“Bronşit, genellikle, üst solunum yolu hastalığıyla beraber başlamakta ve tedavi edilmezse kronik bronşite dönüşmektedir. Bronşitin neden olduğu öksürük, yoğun ve şiddetlidir. Hastanın sık öksürmesi, bir süre sonra göğüs bölgesinde kazılmalara ve karın bölgesinde kas ağrılarına yol açmaktadır. Öksürüğün 15-20 gün devam ettiği, yüksek ateş ve nefes darlığı gibi belirtilerin de görüldüğü durumlarda, uzman bir doktora gidilmesi gerekmektedir.”
Enfeksiyonların sadece yüzde 20’sinde antibiyotik kullanılır
Bunların yanı sıra kış aylarında bademcik iltihaplanmasının, özellikle çocuklarda sıklıkla görüldüğüne dikkat çeken Uz. Dr. Yurteri, bu konuda bilinmesi gereken en önemli noktanın, enfeksiyonların sadece yüzde 20’sinde antibiyotik kullanımının gerekli olduğunun unutulmaması gereğini vurguladı.
Soğuk hava sindirim sistemini de etkiliyor
Soğukta kalmak bağırsak hareketlerini hızlandırdığını belirten Uz. Dr. Yurteri, “Hazmın düzgün yapılamaması sonucunda; karında şişkinlik, sancı ve dışkılama düzensizlikleri ortaya çıkmaktadır. Özellikle kadınlarda idrar yollarının soğuk maruziyeti, bu bölgelerin savunma gücünü azalttığından hastalıklarda artış gözlenir. Sık idrara çıkma, idrar yaparken yanma, idrar renginin ve kokusunun değişmesi gibi şikayetler, idrar torbasının iltihaplanmasının işaretleridir. Ayakta çok rahatlıkla tedavi edilecek olan bu hastalıklara zamanında müdahale edilmezse daha ciddi sorunlar ortaya çıkabilmektedir.” dedi.
Kalp ve tansiyon hastaları risk altında
Soğuk kış aylarında kalbin, artan enerji ihtiyacını karşılayabilmek için dolaşım sistemine daha fazla kan pompalamak durumunda kaldığının altını çizen Uz. Dr. Yurteri, “Böylelikle kalbin oksijen ihtiyacı da artmaktadır. Bu süreçte kalp hastaları, artan oksijen ihtiyacını yeterince karşılayamamaktadır. Bu durum da kalp krizlerini ve kalp yetmezliklerini tetiklemektedir. Kalbin fazla kan pompalaması, stres hormonlarının kandaki düzeylerin artması; çok soğuk havalarda tansiyonu yükselmesine, tansiyonun ilaçlarla kontrolünün azalmasına da neden olmaktadır. Soğukta kanın akıcılığı azaldığından, tansiyona ve damar tıkanıklığına bağlı inme vakalarında da artış görülmektedir.” diye konuştu.
Diyabet ilaçlarınızı kışa göre ayarlayın
Kalp ve tansiyon hastalarını yanı sıra kış aylarında diyabet hastalarının da ek önlemler alması gerektiğini belirten Uz. Dr. Yurteri, son olarak, “Soğuk aylarda insülin ihtiyaçları değişebilmektedir. Kan şekeri dengesi bozulabildiği için hastaların ilaçlarının dozlarını doktora danışarak ayarlamaları gerekmektedir. Soğukta vücudun oksijen ihtiyacı artığından daha sık solup alıp verilmektedir. Bu durum, zaten nefes almakta zorlanan KOAH hastalarının nefes darlığının artmasına neden olur.” İfadelerini kullandı.
(İLKHA)