İsrail Sert Kaya'ya Tosladı!..

İsrail Sert Kaya'ya Tosladı!..

Gönül isterdi ki Şanlıurfa'da yapılan çok güzel ve büyük organizasyonları yazalım. Güzelliklerden bahsedelim. Fakat pislikler her zaman olduğu gibi güzellikleri yazmamamız için kalemlerimize bile set oluyorlar…

Tüm Türkiye Akdeniz açıklarında meydana gelen Sayın Erdoğan'ın deyimi ile eşkıya, haydut terörist demenin bile iltifat sayılacağı korsan devlet İsrail'in sergilediği vahşete isyan ediyor.

Canavar saldırıda hayatını kaybeden özgürlük şehitlerine rahmet, ailelerine ve tüm insanlığa başsağlığı diliyorum.

Gelelim olayın stratejik analizine…

İsrail böyle bir sonucun olacağını bile bile neden yaptı diye sorulmaz!.. Bu, Siyonistlerin hep yaptıkları ve sıradan bir iş olarak gördükleri bir eylemdi. Fakat bu kez karşılarında kimsesiz bırakılmış, mazlum ve ümmetin yetimleri olan Filistin yoktu. İsrail bunu da biliyordu; fakat İsrail için Urfa isot'undan daha acı olan “one minut” onların gözünü kör etmişti. Bu körlük, onların tekrar sert Erdoğan kaya'sına toslamasına neden oldu.

Tabi, bütün bunlar tarih sahnesinde gelişen ve değişen dünyanın, devletlere biçtiği bir rol neticesinde kaçınılmaz olaylardır.

Soğuk savaş sonrasında komünistliği bir kenara bırakarak, sömürge devletler safına geçen Rus'ya ve bununla birlikte hem nüfus hem de teknolojik olarak büyük mesafe kat eden Çin Hindistan gibi devletlerin global bir ekonomik ve siyaset belirlemek istemeleri dünya dengelerini alt üst etti. Buna bir de 11 Eylül ve sonrasından gelen Afganistan ve Irak işgalleri ve ABD'nin 22 ülke sınırlarını yeniden çizme planları eklenince tüm dengelerin yeniden belirlenmesi, tüm değerlerin yeniden değer bulması kaçınılmaz oldu.

Bu yeni dengeleri pek tabii ki tek merkezli dünyanın sömürge amelleri damgasını vuracak.

Türkiye ise AK Parti hükümetinin yüksek feraset ve öngörüleri sayesinde yeniden dengelere oturtulmak istenen “yenidünya düzeni”nde konum biçilen olmak yerine, kendine konum biçme çabaları, tüm emperyalist ülkeleri rahatsız etmekle beraber kabullenmek zorunda bıraktı.

Yeniden şekillenmek istenen bir orta doğuda İsrail ve Türkiye artık bir dost ve müttefik değil.  Çıkarları çatışan iki rakip ülke konumundadır.

Dolayısı ile İsrail ve Türkiye arasında yaşanan bu gelişmeler, ne ilk ne de son olacak. Hem zaten  İsrail'in Arzı Mev'ud hayali, daha önce vardı dediğimiz müttefikliğe terstir. Dünya yakın zamanda çok büyük gelişmelere gebedir. Osmanlı sonrası bir türlü mecrasını bulamayan dünya düzeni, daha çok bu zulüm'ün devam etmesi beklenemez. Bütün değerlerin yeniden değerleneceği günler yakındır. Bu yakın gelecekte korsanlardan daha ilkesiz olanlara yer verilmeyecek. Daha adil ve daha yaşanılabilir bir düzen için yapmamız gereken çok şey vardır. “İnsanım” diyen hiç kimse bu görevden kaçmamalı…

Son olarak “Türkiye hemen İsrail'i vursun” diyenlere soruyorum. Türkiye hangi silahla İsrail'i vuracak? Yeni tanklardan daha fazla para vererek İsrail'e modernizasyonun yaptırdığımız tanklarla mı, yoksa dost düşman tanımına göre İsrail'i dost belleyen uçaklarla mı, yoksa (bir iddiaya göre) Türk Hâkimlerinin giremediği kozmik odalardaki bilgileri İsrail MOSAD'ı ile ortak istihbarat kapsamında paylaşan bir istihbaratla mı savaşacağız.

Kimse “iman gücümüz var” kalkanının arkasına saklanmasın. Allah sadece Müslümanların Rabb'ı değil, Âlemlerin Rabb'ıdır. O çalışanlara verir.

Biz ülkemizin en büyük değerleri olan, tank projesi geliştiren büyük beyinlerin gencecik yaşta öldürülmesi ve yaptıkları projelerin ortadan kaybolmasına engel olamazken, bugün orta doğunun en büyük nükleer gücü olan İsrail'e kafa tutacağız. İsrail'de bizim silah gücümüzden korkacak ve geri adım atacak, öyle mi?.. Zaten korkusu olsaydı, öldüremezdi. Ama neden geri adım attı derseniz, bu tamamen AK Partinin diplomasi zaferinden ibarettir. AK Parti'nin çabaları ile harekete geçen dünya kamuoyu İsrail'e geri adım attırmıştır.