'İslam'ı tanıdıktan sonra kötü alışkanlıklarımı terk ettim'
Ergenlik döneminde esrar içmeye ve kumar oynamaya başladığını ifade eden eski uyuşturucu madde bağımlısı Diyarbakırlı bir genç, İslam'ı tanıdıktan sonra manevi anlamda geliştiğini ve sahip olduğu kötü alışkanlıklarını terk ettiğini söyledi.
Uyuşturucu bağımlılığının gençleri esir aldığı bir çağda, uyuşturucuyla mücadelede farklı yöntemler kullanılmasına rağmen önemli sonuçlar alınmazken, eski madde bağımlısı gençler, en önemli tedavinin manevi eğitime ağırlık vermek olduğunu dile getirdiler.
Diyarbakır’da ergenlik döneminde esrar içmeye ve kumar oynamaya başladığını söyleyen D. N. adlı genç, madde bağımlısı olduğu ve bağımlılıktan kurtulduğu süreçte yaşadıklarını İlke Haber Ajansı’na (İLKHA) anlattı.
Küçük yaşlardan itibaren kahvehane ortamlarında bulunduğu için çevresinden etkilendiğini, daha sonra da lise döneminde kötü alışkanlıklara bulaştığını ifade eden D. N, çevresindeki mütedeyyin kişilerin yönlendirmesiyle İslam’ı tanıdığını ve bu vesileyle kötü alışkanlıklarını terk ettiğini söyledi.
Daha lise çağlarında kötü arkadaşlarla tanışmasının ahlaki açıdan bozulmasına sebep olduğunu aktaran D. N, “Bu bölgede okul ortamları sağlıklı değildi. Özellikle liseler kötülüğün ve pisliğin zirveye ulaştığı ortamlardır. İlkokulda derslerim çok iyiydi, hep takdir alıyordum. Liseye geçtiğimde ise kötü arkadaşlarla tanıştım. Bu da ahlaki açıdan bozulmama sebep oldu. Ben liseye kadar sigara içmiyordum. Liseye geçtikten sonra sigara içtim, ardından da esrar içmeye başladım ve yavaş yavaş ahlakımın bozulduğunu fark ettim.” dedi.
Kahvehane ortamında bulunması sebebiyle kumar oynayan kişilerin düştüğü hazin duruma sık sık şahit olduğunu belirten D. N, şunları söyledi: “Çocukken camilerde Kur’an-ı Kerim dersi alıyordum. Camilerde ders veren hocalarımız devletin zulmüne maruz kaldı ve cezaevine konuldular. Öyle bir duruma gelmiştik ki, bize İslam’ı ve Kur’an-ı Kerim’i anlatacak kimse kalmamıştı. Biz kendimizi bir anda kötülüğün, pisliğin içinde bulduk. Ben küçük yaşlarımdan beri kahvehanelerde çalıştığım için kumar masalarına bakıyordum. Kumar oynayan kişilerin altınlarını, paralarını kaybettiğine şahit oldum. Elde avuçta ne varsa kumar masasına dökerlerdi. Bu ortam beni olumsuz yönde çok etkiledi. Çevremden etkilenerek zamanla bende ister istemez o günaha bulaştım. Belli bir süre kumar oynadım.”
“Kur’an-ı Kerim’i yarısına kadar kendi kendime okudum”
Yaşadığı hayatın kendisine fayda vermediğini, içinde bulunduğu manevi boşluğu gidermek için yeni arayışlara girdiğini ifade eden D. N, “Bu kötü ortamın getirdiği çirkeflikten bunalmıştım. Bir yakınım çalıştığım kahvehaneye gelir, birkaç dakika da olsa benimle ilgilenirdi. Bana İslam’ın güzelliklerini anlatırdı. Bir gün Akıbet isimli kitabı verdi. Okuyunca çok etkilendim. Bir tane elifba almıştım kendime, kahvehanedeki boş vakitlerimde elifba öğrenmeye çalışıyordum. Elifbayı bitirdikten sonra Kur’an-ı Kerim’i yarısına kadar kendi kendime okudum. Yakınım İslami sohbet yaptıklarını, benim de katılmamı istediğini söyledi. Bu vesileyle kahvehanede çalıştığım halde birkaç dakikalığına da olsa sohbetleri dinlemeye giderdim. Yakınımın vesilesiyle kendime başka bir iş bulup, kahvehanedeki işimden çıktım. Yani İslam’ı tanıdıktan sonra kötü alışkanlıklarımdan uzaklaştığımı söyleyebilirim.” şeklinde konuştu.
“Hazreti Muhammed’i rüyada görmem hayatımda dönüm noktası oldu”
Hazreti Muhammed’i rüyasında görmesinin hayatında bir dönüm noktası olduğunu anlatan D. N, sözlerini şöyle sürdürdü: “Abimlerde kaldığım bir gün Hazreti Muhammed’i rüyada gördüm. Yanında biri daha vardı. Cennet gibi bir mağaradaydık, cehennemliklere birlikte taş atıyorduk. Daha sonraki günlerde bir kitapçıya gittim. Aldığım bir kitabı açtığımda Hazreti Peygamber’in, ‘Beni rüyada gören gerçekten beni görmüştür. Çünkü şeytan benim şeklime giremez’ hadisini gördüm. Kitabı üç defa kapatıp açtığımda aynı hadisi tekrar gördüm. Bu, bende büyük bir etki bıraktı. Daha sonra salih insanlarla tanışmam İslami bilincimin oluşmasına büyük katkı sağladı.”
“Ebeveynler çocuklarının manevi ihtiyaçlarını karşılamalıdırlar”
Ebeveynlere ve gençlere bazı tavsiyelerde bulunan D. N, “Ailelere tavsiyem çocuklarıyla ilgilensinler. Namazı öğretsin, İslami terbiyeyi versinler. Çünkü böyle yapılmadığında çocuklar kötü yollara düşüyorlar. İslam’dan uzaklaşıp, şeytanın kollarına teslim oluyorlar. Aileler bu nedenle çocuklarına özen göstermeli, maddi ihtiyaçlarının yanı sıra manevi ihtiyaçlarını da karşılamalıdırlar. Gençler de kendilerine uygun olan hayat tarzının İslami yaşam olduğunu bilmeliler. Bu doğrultuda Müslümanlarla beraber hareket etmelidirler. Namazlarına, ahlaklarına ve eğitimlerine önem vermelidirler.” ifadelerini kullandı. (Hamza Adiyaman/Emrah Deniz-İLKHA)