Irkçılık Marazi Bir Hastalıktır
Irksal iddialar ve ırkçı yaklaşımların ilki, şeytan ile başlamıştır. Kur’an-i Kerime göre; yaratılmışlar arasında ilk ırkçılık yapan karakter şeytandır. Şeytan Âdem’ e secde etmeyerek Allah’ın açık emrine karşı geldi.
Şeytan kendisinin ateşten, Âdem’in ise topraktan yaratılmış olduğunu, ateşin ise topraktan üstün olduğunu iddia ederek ırkçılık ateşini yaktı ve Yüce Allah tarafından lanetlendi.
Tarihi kaynakları ve hafızalarımızı yokladığımızda ırkçılık yapanlar arasında;
-Yahudilerin her zaman kendilerini üstün ırk olarak ilan ettiklerini görüyoruz.
-Cahiliye Arapları da Arapların en üstün ırk olduklarını söylüyordu.
-Diktatör Hitlere göre en üstün ırk Alman’lardır.
-Mussolini’nin İtalyanları, Sırplar’ın ise kendilerinden başka üstün ırk tanımadığı gün gibi ortadadır.
-Kemalistlere göre Türkler bu coğrafyanın en üstün halkıdır.
Irkçılığın temelinde kibir vardır. Bencillik vardır. Diğer ırkların üstün ırka hizmet etme mantığı vardır.
Peki bu konuda Kur’an ne diyor ona bakalım: “Ey insanlar! Muhakkak ki biz, sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve sizi millet millet, kabile kabile yaptık ki, tanışıp kaynaşasınız. Allah katında en şerefliniz Ondan en çok korkanınızdır.” (Hucurat suresi, 13)
Irkçılık, bir hastalıktır, marazdır, kalpte bir kin, bir nefrettir. Irkçı insanlar kindar ve zalim insanlardır.
Yalnız yeri gelmişken bir ayrıntıya açıklık getirmek zorundayım. Irkçılık yapanlarla, kendi lisan ve köklerini korumaya çalışanları kıyaslamamak ve ayrı tutmak gerekir ki; bir görüş ve hareket diğer insanların hakkına tecavüz ediyor, onları inkâr ediyor, diğeri ise kendini, kendilerini var eden değerleri, yaratıcının kendisine verdiği hakları korumaya çalışıyor. Ayrıntı ve incelik burada…
Bir ayette Yüce Allah: “O'nun varlığının ve kudretinin delillerinden biri de: Gökleri ve yeri yaratması, lisanlarınızın ve renklerinizin farklı olmasıdır. Elbette bunda bilen ve anlayan kimseler için ibretler vardır.” (Rum,22)
Yani her bir lisan Allah’ın yarattığı zenginlikler arasındadır.
Neden güçlü olan yönetimler, diktatörler ve siyasiler güçsüz olan halkları kendilerine benzetmeye çalışsınlar. Bu hakkı kendilerine kim vermiştir.
Irkçılık yapmak ayrı, ırkını MEŞRU bir çerçevede korumak, korumaya çalışmak ayrı şeydir.
Yani birileri senin dilini, dinini, kültürünü, yok sayacak, seni başkalaştırmaya çalışacak sen buna karşı çıkınca senin adın ırkçı olacak! Bu tamamen manipüledir, ajitasyondur, kandırmacadır.
Kâinatın yaratıcısı ve tek sahibi Yüce Allah; kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim'de buyurduğu gibi ''Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır.” (Hucurât 13) ayeti ile insanlara seslenmiştir...
O halde şunu sormak gereklidir. Şimdi farklı millet ve dinlerden oluşmuş ve bir araya gelmiş bir ülkede… Diğer etnik köken ve unsurlara hepiniz Türk’sünüz demenin neye benzediğini söylersek faşistler kızacaklar! Ancak biz hakkı ve hukuku ayakta tutmak için gerçekleri söylemekten çekinmeyeceğiz.
Farklılıkları ötekileştirerek baskı uygulamak, asimile etmek, kendilerine benzetmeye çalışmak; Allah'a dönüp; “Ya Rab sen yaratmışsın ama bu diğer ırkları fazladan yaratmışsın ve biz bu fazlalığı kaldırıyoruz'' diyerek Allah’ı yanlış iş yapmakla suçlamaya benzer ki bu; ilahlık taslamaktan başka bir şey değildir…
Yaratıcı isteseydi tüm insanlığı tek ırk, tek renk ve tek dilde yaratırdı. Ancak ‘O’ farklı farklı lisanlarda, renk ve ırklarda yaratmıştır. Kullarına düşende bu şekilde kabul etmek, saygı duymak ve herkesi olduğu gibi kabul ederek; onların kendi din, dil ve kültürlerini yaşaması için gerekli tedbirleri almaktır.