İnsanlığın Hali
İlimiz merkez cezaevinde tutuklular arsında kavga, yangın çıkmış, blanço 13 ölü 5 yaralı. Gerçek neden bilinmiyor? Ölenlere Allahtan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Ölümün hiç bir mazereti olamaz, yine analar ağlar, yavru Ayşeler boynu bükük yetim kalır. Nedeni araştıralacakmış, en ucuz şey insandır, yazık!
Diyanetten emekli olduğumdan dini konularla alakalı insanlar sık sık yanıma gelir. Soru sorarlar. Bu günlerde en çok hac ve pasaport konusunda sorular bana soruldu. Hac dini bir ibadettir, hiç bir güç onu kısıtlayamaz, malesef Hac kura ile yapılıyor. Dinen hükmü nedir? Âlimlerimiz cevap versin 4 Haziranda hac kuraları çekildi. 14 Hazirana kadar kayıtlar devam edecekti. Ne olduysa bir günde şirketler doldu denildi. Bir günde iki üç şirketin hemen kontenjan kapması, soru işaretleri ile doludur. Çünkü bildiğim içerde(Müftülük) dışarıyı idare eden çok uzmanlar var, hemen iş bitiriciler var. Şunu demek istiyoruz; “Hac kayıtları rekabet ortamından uzak, menfaata, kayırmacılığa, endeksli, bir hal almıştır.” Tursaba bağlı şube olan ilimiz sorumlusu (ismi bende mahfuz) bir vatandaş müracaatın ikinci gününde Müftülüğe uğradım dioyor. Bir tane kayıt yaptıramadım. Şirketler doldu deniyor. Hani kayıtlar ayın 14 ne kadardı, Hac işi böyle şüphe götürücü olmamalı. İnsanımız kurada ismim çıkmadı bari umreye gideyim diyor. Bu sefer pasaport işlemi karşımıza çıkıyor. İsimleri bende yazılı 8 kişi Ramazan Ayı öncesi umreye gitmek istiyor. Tam onbeş gündür henüz pasaportlar ellerine geçmemiş, Haziran 25’inden sonra da Ramazan öncesi vize verilmiyor. Neden böyle oluyor anlamış değiliz! Emniyetimiz bu işleri çok seri yapar, biz pasaport işlemini en az üç gün en çok ise on gün biliriz. Bu durumda çok Umreci beklemektedir. İlgililerin dikkatine arzediyorum. Hac kuralarında ismi çıkmamış Umreye gitmek isteyen vatandaşlarımız bari Umre duygusundan mahrum kalmadan mağdur olmasınlar. Dini ibadetlede barikatlar olmamalı.
Çok sevilen bir Cami İmam-Hatibi suçsuz yere sürgün edildi. Tepkiler üzerine İmam- Hatip geçici görevle tekrar merkez Ulu Camii veya Dergâh Camiine alınmak istendi ise de Müftülük içi uzmanlaşmış, akıl hocaları ile dışarıdaki uzantıları İmam Hatibin sicildenden dolayı bu camilere atanamayacağı, söylentileri geldi. Sanki mevcutlar o makamlara layıkmış. Bizler Sayın Valimizin bahsi geçen hocamızı mağdur etemeyeceği kanaatini taşıyoruz. Aldığım kuvvetli bilgiye göre Müftümüzün tayini de çıkmak üzere, müftü beyle ilgili bir yazı yazdım. Olumlu olumsuz tepkiler aldım mühim değil, yalnız müftülerimiz de eleştirilmeye hazır olmalı, eleştirileri kabul etmelidirler, yoksa dokunulmazlar sınıfına girer ki, din adamı sıfatına yakışmaz. Müftüler her kesimin müftüsü olmalı, şüphe götürecek hareketlerden kaçınmalıdırlar. Tüm idareciler için geçerli olan, ideolojik yaklaşımlarla hareket etmemelidirler.
Trafik canavarı can almaya devam ediyor. Önlemler yok, Suriye de her gün müslüman kanı akıyor, dert edinen yok, eş başkanlar uzaklardan nutuk atıyorlar, Mısır’da Cumhurbaşkanlığı seçimi oldu. Müslüman kardeşler adayı kazanmış vaziyette, küresel güçler yasta, kaderin cilvesi midir bilinmez? Müslümanlar istenmiyor, Ceayir, Filistin, Türkiye de Rahmetli Erbakan ve nice islami siyasiler siyonizm akımları tarafından hep dışlandı, iç yalayıcıları ise demokrasi nutukları ile hep meşgul oldular. Sonuç hep yıkım, gözyaşı, talan, vahşet, fakirlik getirdi. Küresel güçler gocunur diye bizim görsel basınımız Mısır seçimlerini es geçiyor. Ülkemizde, Ergenekoncu, Balyozcu, Darbeci akımlar olduğu gibi, İslam ülkelerinin çoğunda da aynı akımlar mevcuttur. Saltanatlar sallandı mı halkın iktidarları galip geldi mi hemen harekete geçerler, istediğini de bazen elde ederler. Demokrasi dedikleri sadece kendileri için geçerlidir. Sonuç olarak mazlumun bir damla gözyaşı tüm saltanatlardan üstündür. Allah’tan korkun!
Diyanetten emekli olduğumdan dini konularla alakalı insanlar sık sık yanıma gelir. Soru sorarlar. Bu günlerde en çok hac ve pasaport konusunda sorular bana soruldu. Hac dini bir ibadettir, hiç bir güç onu kısıtlayamaz, malesef Hac kura ile yapılıyor. Dinen hükmü nedir? Âlimlerimiz cevap versin 4 Haziranda hac kuraları çekildi. 14 Hazirana kadar kayıtlar devam edecekti. Ne olduysa bir günde şirketler doldu denildi. Bir günde iki üç şirketin hemen kontenjan kapması, soru işaretleri ile doludur. Çünkü bildiğim içerde(Müftülük) dışarıyı idare eden çok uzmanlar var, hemen iş bitiriciler var. Şunu demek istiyoruz; “Hac kayıtları rekabet ortamından uzak, menfaata, kayırmacılığa, endeksli, bir hal almıştır.” Tursaba bağlı şube olan ilimiz sorumlusu (ismi bende mahfuz) bir vatandaş müracaatın ikinci gününde Müftülüğe uğradım dioyor. Bir tane kayıt yaptıramadım. Şirketler doldu deniyor. Hani kayıtlar ayın 14 ne kadardı, Hac işi böyle şüphe götürücü olmamalı. İnsanımız kurada ismim çıkmadı bari umreye gideyim diyor. Bu sefer pasaport işlemi karşımıza çıkıyor. İsimleri bende yazılı 8 kişi Ramazan Ayı öncesi umreye gitmek istiyor. Tam onbeş gündür henüz pasaportlar ellerine geçmemiş, Haziran 25’inden sonra da Ramazan öncesi vize verilmiyor. Neden böyle oluyor anlamış değiliz! Emniyetimiz bu işleri çok seri yapar, biz pasaport işlemini en az üç gün en çok ise on gün biliriz. Bu durumda çok Umreci beklemektedir. İlgililerin dikkatine arzediyorum. Hac kuralarında ismi çıkmamış Umreye gitmek isteyen vatandaşlarımız bari Umre duygusundan mahrum kalmadan mağdur olmasınlar. Dini ibadetlede barikatlar olmamalı.
Çok sevilen bir Cami İmam-Hatibi suçsuz yere sürgün edildi. Tepkiler üzerine İmam- Hatip geçici görevle tekrar merkez Ulu Camii veya Dergâh Camiine alınmak istendi ise de Müftülük içi uzmanlaşmış, akıl hocaları ile dışarıdaki uzantıları İmam Hatibin sicildenden dolayı bu camilere atanamayacağı, söylentileri geldi. Sanki mevcutlar o makamlara layıkmış. Bizler Sayın Valimizin bahsi geçen hocamızı mağdur etemeyeceği kanaatini taşıyoruz. Aldığım kuvvetli bilgiye göre Müftümüzün tayini de çıkmak üzere, müftü beyle ilgili bir yazı yazdım. Olumlu olumsuz tepkiler aldım mühim değil, yalnız müftülerimiz de eleştirilmeye hazır olmalı, eleştirileri kabul etmelidirler, yoksa dokunulmazlar sınıfına girer ki, din adamı sıfatına yakışmaz. Müftüler her kesimin müftüsü olmalı, şüphe götürecek hareketlerden kaçınmalıdırlar. Tüm idareciler için geçerli olan, ideolojik yaklaşımlarla hareket etmemelidirler.
Trafik canavarı can almaya devam ediyor. Önlemler yok, Suriye de her gün müslüman kanı akıyor, dert edinen yok, eş başkanlar uzaklardan nutuk atıyorlar, Mısır’da Cumhurbaşkanlığı seçimi oldu. Müslüman kardeşler adayı kazanmış vaziyette, küresel güçler yasta, kaderin cilvesi midir bilinmez? Müslümanlar istenmiyor, Ceayir, Filistin, Türkiye de Rahmetli Erbakan ve nice islami siyasiler siyonizm akımları tarafından hep dışlandı, iç yalayıcıları ise demokrasi nutukları ile hep meşgul oldular. Sonuç hep yıkım, gözyaşı, talan, vahşet, fakirlik getirdi. Küresel güçler gocunur diye bizim görsel basınımız Mısır seçimlerini es geçiyor. Ülkemizde, Ergenekoncu, Balyozcu, Darbeci akımlar olduğu gibi, İslam ülkelerinin çoğunda da aynı akımlar mevcuttur. Saltanatlar sallandı mı halkın iktidarları galip geldi mi hemen harekete geçerler, istediğini de bazen elde ederler. Demokrasi dedikleri sadece kendileri için geçerlidir. Sonuç olarak mazlumun bir damla gözyaşı tüm saltanatlardan üstündür. Allah’tan korkun!
