"İnsanları Allah'ın istediği gibi idare etmek en şerefli görevdir"
ŞANLIURFA - HÜDA PAR'ın kuruluş amacı ile ilgili Birecik'te düzenlenen konferansa konuşmacı olarak katılan parti genel sekreteri Mehmet Yavuz, kuruluş felsefelerinin sadece bir bölgeye değil tüm insanlığa hitap ettiğini söyledi.
Şanlıurfa’nın Birecik İlçesinde HÜDA PAR’ın kuruluş amacı ile ilgili düzenlenen konferansa konuşmacı olarak katılan parti genel sekreteri Mehmet Yavuz, sadece bölgeye ya da sadece Türkiye’ye değil ümmet’e ve insanlığa hitap ettiklerini söyledi.
Bu ulvi görevi kutsal olarak gördüklerini belirten Yavuz, bu topluma, İslam'ı referans almış HÜDA PAR’ın medeniyet projesini, rahat, geniş, bol elbisesini giydireceklerini söyledi.
Yavuz, “İnşallah Allah bunu bize nasip edecek, çünkü biz siyaseti bir menfaat ya da rant kapısı olarak değil, bir ibadet, sevap kazanma kapısı olarak görüyoruz. Siyaseti ibadet olarak görüyoruz. Bu yolla birkaç belediye, birkaç ihale, rant, mevki, makam elde etme gafletine girmekten Allah’a sığınırız. Biz siyaseti Peygamberlik mesleği olarak görüyoruz, çünkü siyaset idare sanatıdır. İnsanları, Allah’ın istediği gibi idare etmek en şerefli görevdir. Yeryüzünde adaleti hâkim kılmaya çalışmak en şerefli bir görevdir.” ifadelerini kullandı.
“Siz bir hedefin peşindeyseniz niyetinizi ona göre belirlemişsinizdir”
Bir işi icra etmede niyetin çok önemli olduğuna dikkat çeken Yavuz, siyasi parti açmalarındaki niyetlerine vurgu yaparak, “Niyetiniz nedir? denilebilir. Çünkü niyet elması kömüre, kömürü de elmasa dönüştürür.” dedi.
Yavuz sözlerine şöyle devam etti: “Siz bir hedefin peşindeyseniz niyetinizi ona göre belirlemişsinizdir. Biz bu siyaset kurumuyla bu topluma bir model sunacağız. İzzetli ve şerefli bir hayat sürdüreceğimiz, gençlerimizin ölmeyeceği, öldürmeyeceği, yaşayacakları ve yaşatacakları bir siyaset. Hem dünya hem de ahiret mutluluğunu elde edecekler. Bunun planı ve programı var bizde. Bizim bu niyetimiz karşısındaki diğer siyasi getiriler çok küçük kalıyor. Milletvekili olayım, belediye başkanı olayım, ihale kanunu değiştireyim, paravan şirketler kurayım… Allah’a sığınırız.”
“İki masa kurulmalı”
Çözüm sürecine de değinen Yavuz, partisinin gündeme getirdiği “İki Masa Kurulsun” önerisini hatırlatarak kurulacak olan masaların muhatapları hakkında da açıklamada bulundu.
Yavuz, “Masaların birinde elinde silah olmayan, sivil siyaset yapanların bulunduğu ki HÜDA PAR da bu masada olmalı. Diğerinde ise elinde silahın bulunduğu örgütün olduğu bir masa… Hükümet örgüte ‘Gel senin iddia ettiğin sorunları çözüyorum. Silahını bırak sen de gel bu masaya. Sana bir fırsat vereceğim’ diyebilmeli. Örgüt doğrultusunda siyaset yapan HDP'yi de çağırarak; ‘İki masa var. Biri silahlı masa, biri de silahsız, sivil iradenin konuştuğu masa. Hangi masada olacağına karar ver.’ demelidir.” diye konuştu.
“Bu çukur, bomba ve barikatlar kime ve neye hizmet ediyor." diye soran Yavuz, "Hayatı kendinize de, bu millete de zehir etmenin bir anlamı yok.” dedi.
“Üzerimize düşen görevi yapamadık”
Olayların bu noktaya gelmesinde hem devletin hem de toplumsal olarak herkesin mesuliyetinin olduğunun altını çizen Yavuz, bu güne kadar devletin üzerine düşeni yapmadığını da belirtti.
Yavuz, “Devlet üzerine düşeni yapamamış, STK’lar olarak biz üzerimize düşeni yapamamış, bu insanlarımıza kavuşamamışız, yetişememişiz. Oysa bizden önce şeytanlar bu insanlarımıza yetişti. Keşke biz yetişsek ellerinden tutup şiddet sarmalının içinden çıkarabilseydik. Onları sokaklardan kurtarıp camilere çekebilseydik, Kuran öğretebilseydik. Peygamberimizin insanlık mektebinin birer talebesi haline getirebilseydik. İşte çözüm bu ve bizim de birinci kuruluş gerekçemiz bu." şeklinde konuştu.
“Müslüman bir memlekette yılda 100 bin bebek ana rahminde katlediliyor”
Ülkede giderek yaygınlaşan bir ahlaksızlık yangınının olduğuna dikkat çeken Yavuz, toplumda artan maneviyatsızlığın gençliği bir tükenmişliğe doğru sürüklediğini söyledi.
Yavuz, “Müslüman bir memlekette yılda 100 bin bebek ana rahminde katlediliyor. Evlilik dışı ilişkiler, zina, fuhşiyat oldukça yaygınlaşmış, ceremesi o mahzun bebeklere, çocuklara ödettiriliyor. Devletin buna ciddi bir denetim mekanizması getirmesi gerekiyor. Kanunlarımızı İsviçre'den, Londra’dan, Paris’ten değil Diyarbakır’dan, İstanbul’dan, Şanlıurfa’dan almak zorundayız.” şeklinde konuştu.
Sağlıklı bir aile yapısının toplumun geleceği açısında çok önemli olduğuna vurgu yapan Yavuz, evliliğin gençler arasında özendirilmesi ve evlenmek isteyenlere gerekli imkânların sağlanması gerektiğini belirtti.
Yavuz, “Evliliği özendirmeniz, kolaylaştırmanız gerekiyor. Aile yuvaları kurulsun, sadakat olsun, haramlardan uzaklaşma olsun. Avrupa’nın pislikleri aramıza getiriliyor. O kadar ciddi sapmalar meydana geliyor ki, Hz Lut’un kavminin dahi aklına gelmeyen şeytanlıklar ve melanetlerin işlendiğini, haramın, günahın bu kadar estetize edildiği başka bir dönemin olmadığını görüyoruz.” dedi.
“Fırat’ın suyunu bile üzerine akıtsanız bu yangın maalesef sönmüyor”
Son olarak Suriye meselesine dair kısa bir değerlendirmede bulunan Yavuz, Suriye meselesinin silahla çözülemeyeceğini belirterek sözlerini şöyle tamamladı:
“5 yıldır söylüyoruz ve biz bunu söylediğimizde alev henüz küçüktü, bir kova su ile söndürülebilecekti. Fakat silah ve çatışmalar ile bu yangın büyüdü. Fırat’ın suyunu bile üzerine akıtsanız bu yangın maalesef sönmüyor. 5’inci yılına girerken Suriye'de 500 bin insan hayatını kaybetmiş, 10 milyon insan evinden, yurdundan, barkından göç etmiş. Bu meseleyi İran, Türkiye, Mısır, Suudi Arabistan ve İslam ülkeleri çözsün. Amerika, Rusya, İngiltere, Fransa’nın burada ne işi var.” (Bahattin Coşkunkan - İLKHA)