İnsan Bu Kadar Ucuz mu?
Dünyada ve ülkemizde en ucuz varlık insandır. İnsanı değersizleştiren insanın kendisidir. İnsanlık teknikte, ilimde ne kadar ileriye giderse gitsin günlük yaşantıda ekranlarda her gün insanın kanlı cesedi ile seyrediliyor ise bu işte bir sakatlık var demektir.
Trafikteki ölümler terör ölümlerini geçti. Terörün paşa ve maşaları var peki bu trafik kazalarının paşa ve maşaları kim? Sorumluluk arabada mı, şoförde mi, yolda mı, benzinde mi, tüpte mi, ehliyette mi, trafik levhalarında mı? Bilinmiyor. Bilinmelidir. Yüksek kulelerden toplumu idare edenler, evcil köpekleri için yurt dışından mama ithal edenler, hayvan severler den de çıt yok. Acıma duyguları körelmiş demek, yazıktır savaşta bile bu kadar can ve mal kaybı olamaz. Bu trafik tablosu insan ucuzluğunun simgesidir. Sorumlular kimse düşünmeye davet ediyorum. İslam coğrafyasında ise her gün rakamlarla ölen insanların cesetleri sayı ile veriliyor bu kadar insan ucuzluğu olamaz. Demek ki insan düşmanları müslümanın kanını dökmede yemin etmişler. Her gün televizyon ekranlarında bize gösteriyorlar, korkutuyorlar, alıştırıyorlar. Sözde insan hakları savunucuları da “aval, aval” bakıyorlar. Çıt yok. Bu mudur insan hakları savunuculuğu? Batsın böyle insan savunuculuğu, İslam coğrafyasında her gün katledilen Müslümanların sorumluları kendilerini put haline getiren yöneticileridir. Ne dünyayı beceriyorlar, ne de ahreti. Yaşamayı zindan ettiler bize. Vahiyden yoksun beşeri sistemlere bağlılığın sonu bu olsa gerek.
Ülkemizde kırk yıl meydanlarda oy avcılığı uğruna Kur'an öpenleri gördük. Sonunda da ahkâm ayetlerini çıkaralım dedi sözde büyüğümüz. İşte böyle dostlar. Yönetimleri ile canlı olarak da bizi ölüme mahkûm ediyorlar. Allah, yöneticilerimize insaf ve merhamet nasip etsin. Kısmet olursa Ramazan ayını kutsal beldelerde geçireceğim. Mevla'm gitmeyen kardeşlerime nasip eylesin. Halep'te Zekeriya peygamberi ziyaret etmek, humusta Halit Bin Velidi ziyaret, Şam'da Emevi camisini görmek, Yahya peygamberi ziyaret, Selehaddin'i Eyyubiyi, Muhyiddini Arabî'yi ziyaret, Sitti Zeynep'i ziyaret olarak geçecektir. Halid Bin Velid cesur İslam komutanıdır. Fetihlerde o kadar başarılı ki; Hz. Ömer onu komutanlıktan almıştır. Sebebi ise halk fetihlerdeki başarısını kendisinden bildiği için ona tapma noktasına gelmiş, kıskançlık baş göstermiştir. Halid bin velid kırk yaşında Müslüman olmuş altmış üç yıllık hayatı hep cenklerde geçmiştir. Ölüm döşeğinde iken; “Vücudumda avuç içi kadar kılıç yarasının olmadığı yer yokken, cenk meydanında şehit olarak değil, yatağımda geviş getiren develer gibi ölümüme üzülüyorum.”diyor. Allah bizleri şefaatine nail eylesin.
Kutsal topraklardaki ilk durak Mekke'de yirmi gün. On gün ise Medine de geçecek inşallah. Dönüşte manevi iklimi yazacağım Allahın izniyle Bazı hususları da yazmadan edemeyeceğim. Zaman, zaman ülkemizde ki olumsuzlukları eleştiriyoruz. Ama gel gör ki mukaddes beldelerde durum içler acısı. Başta “Vahhabilik” denilen bir illet var ki tespih çekmek, dua, şefaat dilemek, kabristan ziyareti, hatta Kâbe tavafı bile nahoş görünür. Namazlarda selam verildikten sonra her şey biter. Kısacası sünnet dışı şeyler had safhada müdahale copla olur. “Memnu” der geçer. Hâlbuki asrısaadette tespih çekmek için Ebu Hureyre iplerden binlerce düğüm yaparak tespih çekmiş bu sünneti yerine getirmiştir. Ülkemizdeki ibadet şekli, temizlik, duamız, tespihimiz, disiplinliğimiz, ibadete bağlılığımız Dünya Müslümanlarına göre süperdir. Yüzde yüzdür. Şekilci, vitrinli, bir anlayışla da olsa.Kabe tavafı dünya Müslümanları için nerede ise ağlama duvarı haline gelmiştir,buda bilinçsizlikten dir.
Bunun dışında batılılar buraları da sömürmektedir. Tespih, takke, seccade, cincik, boncuk gibi hediyelik eşyalar bizi sömürenlerindir. İnananlarda şuursuzca bunları alıp hediye olarak dağıtmaktadır. Anlaşılan mukaddes beldelere gelen Müslümanlar ülke rejimlerinin kendilerine sunduğu gelenekçi İslam anlayışı ile besleniyor. Şuursuzca ibadet, ziyaret yaparak boş dönüyorlar yazık, değişmeden nem almadan. İnşallah ziyaret dönüşü l2 Eylül de EVET için aranızdayım. Oylamanın 12 Eylül de yapılması da manidardır. Onlara göre çokça Evet'çi umrede olur fakat çabalar boşa. Millet kararını vermiş onlar istemese de EVET hayırlı olacaktır. Ayrılırken tüm kardeşlerime selam saygılarımı sunuyorum. Bayram sonrası buluşmak dileğiyle…