İKİYÜZLÜ BATI
ABD ve Avrupa ülkeleri, Sünni İslam geleneğinin temsilcisi durumundaki Türkiyeyi parçalamak için 100 yıl sonra yeniden sahnededirler. Onlar 100 yıl önce, 1916da Müslümanların başkenti ve hilafetin merkezi olan İstanbulu işgal ederek İslam dünyasını parçalara ayırmayı başardılar. Neden İlle de Anadolu ve İstanbul üzerinde durdular? Çünkü Osmanlı devleti Sünnî İlam geleneğinin hem koruyucusu hem de temsilcisiydi. Batılı devletler, mimsiz medeniyetlerini Müslümanların içine sokarak, 2. Müslüman neslin, en kötü ihtimalle 3. Müslüman neslin kendiliğinden dinden çıkacaklarını hesap etmişlerdi. Bu amaçla Müslüman işçilerin ve özellikle de Türklerin Avrupaya göç etmelerine göz yumdular. Nasıl olsa ikinci nesil, en kötü ihtimalle de 3. nesil Hıristiyan olacak diye umutlandılar. Ama olmadı; hiçbir Türkün, Kürdün veya Arabın kendi iradesiyle Hıristiyan olmayacağını geç anladılar.
Son birkaç yıldır Batılı devletler Sünnilerle Şiileri karşı karşıya getirmek için büyük çaba içindedirler. ABDnin Iraka müdahale ederek orada Şii bir devlet kurması; ardından Sünni Müslümanlara yapılan baskılar ve bu baskıların sonucunda İŞİD denilen terör örgütünün ortaya çıkması
Diğer taraftan 50 yıldan beri Suriyeyi yöneten Şiî-Nusayrîlerin iktirandan düşmemeleri için, İran, Rusya ve Çinin yanı sıra bütün Batılıların da seferber olması ve nihayet İran devletiyle Batılı ülkelerin can-ciğer olmaları
Bütün bunlar rastgele atılan adımlar değildir. Amaç, Sünnî geleneğin tek koruyucusu durumundaki Türkiyeyi kuşatmak ve önünü kesmektir.
60 yıldır Kürtleri vatandaşlığa bile almayan Suriye rejimi Kuzey Suriyedeki Kürtlere sahip çıkıyor. Aynı şekilde Irak ve İran da benzer tutumlar sergiliyorlar. Ve hepsi bir ağızdan Türkiyeyi suçluyorlar. Türkiyenin saldırgan, yayılmacı ve komşularının sınırlarına saygılı olmayan bir devlet olduğunu iddia ediyorlar. Batılı devletler de, yarım ağızla Türkiyenin düşmanı olan terör örgütlerini kınarken diğer yandan Türkiyeyi bölmeye çalışan örgütleri destekliyor ve onlara silah veriyorlar.
Gerçekten de çok karışık bir durum söz konusudur. Yıllarca Kürtlerin düşmanlığını yapan devletler onlara dost olmuş görünüyorlar; Kürtlere demokratik haklarını veren Türkiye onlara düşman gibi gösteriliyor. Ortam, tam Batının arzu ettiği gibidir. Batılı devletler NATO ittifakının içinde olan Türkiyeye, el altından düşmanlıklarını sürdürüyorlar. Tıpkı birinci dünya savaşı yıllarında olduğu gibi
O zaman da Osmanlı devletiyle beraber savaşan Batılı devletler Osmanlı toprakları bölünürken herkesten daha fazla hisse sahibi olmuşlardı.
Batılı devletler, artık Türkiye gibi, kendi deyimleriyle, şeraite kayma tehlikesi çok yüksek olan, sanayileşen, silahını kendi üreten ve gelişmiş ülkelerin seviyesine yükselen bir devletin müttefikliğinden fazla memnun değildirler. Onun yerine, Batının bir dediğini iki etmeyen, gerekirse ona jandarmalık yapacak olan, otur denilince oturan, kalk denilince de kalkan kukla bir devlete ihtiyaçları vardır. Ve Batı, Rusyayı da yanına alarak bu devleti kurmaya çalışıyor
Ben Türkiyenin yerinde olsam, eğer bu bir Kürt devleti ise, böyle bir devletin kurulmasına taraftar olurum
Türkiyenin korkmasına gerek yoktur; çünkü Türkiyedeki Kürtler, böyle bir devletin içinde yer alacak kadar onursuz değildirler.
Ha
Unutmayın; Allahın da bir hesabı vardır