İŞİD NEREDEN ÇIKTI?

İŞİD NEREDEN ÇIKTI?

Uzun zamandır herkes bu soruyu soruyor: “IŞİD nereden çıktı?” 

İşid, İslâm’ın içinden çıkmış olsa bile haricî ve isyancı bir örgüttür ve Râşid ümmet icmaının reddettiği bir örgüttür.
Ama kuşkusuz, diğer terör örgütleri gibi
IŞİD de bir sonuçtur. Batı’nın barbarlığının, yamyamlığının ve haddi bilmezliğinin bir sonucudur. İşid bir baş kaldırı ve isyan hareketidir, Batı’nın hukuksuz, güçlünün elinden tutma ve zayıfı ezmeye yönelik insan hakları sistemine…
Hep katillerin arkasında duran Avrupa ve Amerika’nın ve Birleşmiş Milletlerin aymazlığına bir tepkidir İşid… Hüdâ ve hak üzerine değil, heva ve heves ve nefsi tatmin üzerine kurulan Batı uygarlığının çirkin bir yüzüdür İşid.
IŞİD, Batı’nın İslam’a ve Müslümanlara karşı meydan okuma küstahlığından bıkmış gençlerin özlerine sahip çıkma dürtüsüyle ortaya çıkmış bir örgüttür. Batı, ne zaman İslam toraklarında bir terör örgütü çıkarsa onu bütün gücüyle desteklemiştir. PKK buna en büyük örnektir. Batı’nın, şimdi İşid’le savaştığına bakmayın; ilk çıktığında ona destek vermiştir. Bundan emin olun.
Bu örgütü ortaya çıkaran sebeplerden bazıları şunlardır:
Batı 1948’de, Filistinlilerin gözyaşlarına aldırmadan, onların topraklarını işgal ederek ve onları sağa sola sürerek, dünyanın dört tarafından topladığı Yahudilere bir gecekondu devleti kurdu. Arap topraklarına zorla kondurulan bu terör yuvası, gittikçe güçlendirilerek atom bombasına bile sahip kılındı. Her gün biraz daha yayılarak İslam topraklarını işgal etmeye ve çevredeki Müslümanları öldürmeye devam ediyor. Sözde birleşmiş Milletle Güvenlik konseyinin kesin çekilme kararlarına rağmen İsrail devleti, 1967’de işgal ettiği Arap topraklarında ve Kudu-ü Şerifte yayılmacı politikalarına devam ediyor. İşte IŞİD, Müslüman gençlerin bu zulme karşı bir isyanıdır.
Batı, “Sonsuz adalet götüreceğim” diye yalan bahaneler uydurarak Irak ve Afganistan’ı işgal etti. Halifeler ve evliyalar şehri Bağdat’a 250 bin ton bomba attı. Batı uygarlığı 10 yıl boyunca kan kusuyordu adeta. Bir milyondan fazla Müslüman öldürüldü. Kendisinin yetiştirdiği fakat sonradan beğenmemeye başladığı Saddam Hüseyn’i ve onun ekibini yakalamak için 100 bin ABD askeri görev aldı. Nihayet onu yakalayıp onur kırıcı biçimde öldürdüler. Öldürürken, temsil ettiği Irak’ın Sünnî kesimine de aşağılık bir duyguyu yaşattılar. İşte IŞİD, bu kahredici barbarlığın sonucu olarak ortaya çıktı…
Yetmedi; Batı Irak’ı işgal etmekle kalmadı. Asıl amacı Sünnîleri idareden uzaklaştırmaktı. Onun için sadece fanatik Şiilerden kurulan bir hükümet kurdu. Esasen Batı, tarih boyunca hep İslam’ın “Şiî” koluyla ilgilenmekte ve onları Sünnilere karşı tahrik etmektedir. Bakmayın ABD ile İran’ın birbirine düşman olduğuna… ABD ve Batı, hiçbir zaman Şiilere karşı Sünnileri desteklememiştir ve desteklemez. Buna en büyük delil Suriye’nin şu andaki durumudur. Batı, Irak’taki Siî çoğunluğu bahane ederek Sünnî azınlığı idareden uzaklaştırdı; ama Suriye’de 70 yıldır İktidarda olan Şiî azınlığa ses çıkarmıyor. Çünkü Batı’ya göre Şiî azınlık iktidardan uzaklaşırsa Sünnî “İhvancılar” gelirler. İşte IŞİD böyle bir ortamın doğal sonucu olarak ortaya çıkmıştır.
Kısacası IŞİD, Batı dünyasının Müslümanlara karşı sürdürdüğü çifte standart politikalarına, İslam’ı terör dini ve Müslümanları da terörist ilan etme çabasına karşı ortaya çıkmış tepkisel bir isyan hareketidir. İçlerinde, Rus zulmünden kaçan Çeçen komutanların, Irak’taki Şiîlerin baskısından kaçan Sünnîlerin, alçaltıcı ve onur kırıcı bir tarzda liderleri öldürülmüş olan Saddam ordusuna mensup komutanların, Batı ülkelerinde yaşayan fakat Batı’lıların İslam’a ve Müslümanlara karşı tepeden bakmalarına dayanamayan ve sakal bırakan gençleri terörist görmelerinden bıkan Müslüman gençlerin yer aldığı bir örgüttür.
Beğenirseniz de budur, beğenmezseniz de budur.