IEEFA'nin Raporu: Türkiye Ancak Güneş Enerjisi İle Bağımsız Olur

Makineleşmenin başlamasıyla günden güne önemi daha da artan enerji ile ilgili çeşitli kurumlar raporlar hazırlıyor. Enerji Ekonomisi ve Finansal Analiz Enstitüsünün (IEEFA) Türkiye ile ilgili hazırladığı raporda, "Türkiye’de enerji bağımsızlığının anahtarı güneş enerjisinde" denildi.

IEEFA'nin Raporu: Türkiye Ancak Güneş Enerjisi İle Bağımsız Olur

IEEFA tarafından hazırlanan raporda Çatı tipi güneş enerjisinin geri ödeme süresi bugün 7 yıla, 2030’da ise 2 yıla düşebileceği belirtildi.
 
Enerji Ekonomisi ve Finansal Analiz Enstitüsü (IEEFA) tarafından bugün yayımlanan rapora göre, Türkiye ek teşviklerle mevcut destek mekanizmasını güçlendirerek güneş enerjisi sistemlerinin geri ödeme süresini bugün 7 yıla, 2030 yılı itibarıyla ise 2 yıla düşürebilir.

Yeni Teşvikler Türkiye’nin Çatı Tipi Güneş Enerjisi Sektörünü Aydınlatıyor raporuna göre, çatı pazarında kurulum harçlarının ve katma değer vergisinin kaldırılması enerji bağımsızlığına giden yolun önünü açabilir. Geçtiğimiz yıl saha tipi güneş kurulumlarında hızlı bir artış yaşayan Türkiye’nin güneş enerjisi potansiyeli, Avrupa pazarının önde gelen ülkeleri Almanya ve İngiltere’nin oldukça üzerinde.

Mayıs ayında yürürlüğe giren ulusal mahsuplaşma düzenlemesi Türkiye’de çatı tipi güneş enerjisi sistemlerinin çoğalması için kapıyı araladı. Ancak rapora göre, bu sistemlerin kullanımının ülke çapında daha hızla yaygınlaşabilmesi için ek teşviklere ihtiyaç var.

Raporun yazarlarından IEEFA Enerji Finansmanı Analisti Gerard Wynn “Türkiye büyük çaplı güneş enerjisi sistemlerinde dünyanın en hızlı büyüyen pazarlarından biri. Hükümet çatı pazarında da benzer bir büyümenin yaşanabilmesi için temelleri attı. Haneler bu teknolojiyi kullanmak için hevesli, ancak öncelikle biraz daha fazla finansal desteğe ihtiyaçları var,” dedi.

“Türkiye’de güneş enerjisinden elektrik üretmenin güzelliği, ülkenin hem diğer ülkelere nazaran çok daha avantajlı olduğu doğal bir enerji kaynağından yararlanıyor olması, hem de oldukça pahalı olan kömür ithalatını bu sayede azaltabilecek olması -Türkiye 2018 yılında kömür ithalatına bir önceki yıla göre %12 artışla toplam 4,4 milyar ABD doları ödedi.” diye sözlerine devam etti.

Rapor, hükümetin mahsuplaşma düzenlemesini çatı tipi güneş enerjisi sistemlerinin gelişmesi için önemli bir adım olarak değerlendiriyor ve yeni teşvikler sayesinde hanelerin, güneş enerjisi panelleri için yaptıkları ilk yatırım maliyetlerini elektrik faturalarında sağladıkları tasarrufla karşılayabileceklerini ortaya koyuyor.

Raporun yazarlarından Ekonomist Bengisu Özenç yapılan modellemelerin sonuçlarını paylaştı:
“Güncel piyasa verileri ışığında yaptığımız hesaplamalar, çatı üstü kurulumlarında geri ödeme süresinin bugün 11 yıla indiğini gösteriyor. Ancak yatırımların hızlanması için bu düşüş elbette yeterli değil. Raporda değindiğimiz ek teşvikler geri ödeme süresini 7 yıla kadar kısaltabilir,”  

Rapor, çatı tipi güneş enerjisi sistemlerinin tüketiciler arasında yaygınlaşması için ek adımların atılmasını öneriyor. Bu adımlar şöyle; ilk yatırım maliyetlerini düşürmek için güneş enerjisi panellerine uygulanan KDV’nin kaldırılması; güneş enerjisi panel kurulumu için alınan kredinin geri ödemelerinin ev kredisine veya elektrik faturasına entegre edilmesi ve şebekeye verilen elektrik için teşviklerin Avrupa ülkelerinde uygulanan seviyelere çekilmesi. 

Güneş enerjisi teknolojilerindeki ilerlemenin getireceği maliyet düşüşlerinin geri ödeme süresini daha da kısaltacağına dikkat çeken Wynn, “Güneş enerjisi sistemleri maliyetlerinin önümüzdeki yıllarda da düşmeye devam edeceğini hesaba kattığımızda, geri ödeme süresinin 2030 yılında iki yıla kadar inebileceğini görüyoruz,” dedi.

Özenç ise sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’de güneş enerjisi kapasitesi, yalnızca son 3-4 yıl içinde gösterdiği yüksek performansla bugün itibarıyla 6 GW sınırını geçmiş durumda. Çatılarda 4 GW seviyesinde olduğu tahmin edilen ek kapasite ise önemli bir potansiyel teşkil ediyor. Bu yılın Mayıs ayında yürürlüğe giren aylık mahsuplaşma düzenlemesini söz konusu potansiyeli harekete geçirmek üzere önemli bir adım olarak değerlendiriyoruz ve ek teşviklerle bu düzenlemenin çok daha fazla güçlendirilebileceğine inanıyoruz,” dedi.