'Şiddet ortamında yetişen çocuk şiddeti kanıksar'

Şiddet ortamında yetişen çocukların psikolojik durumlarının ileriki zamanlarda şiddeti kanıksayacaklarını belirten, Dicle Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölüm Başkanı Yard. Doç. Dr. Tahsin Kula, bu ortamda yetişmiş bir çocukta paylaşma duygusunun olamayacağını söyledi.

'Şiddet ortamında yetişen çocuk şiddeti kanıksar'

Dicle Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölüm Başkanı Yardımcı Doçent Doktor Tahsin Kula, şiddet ortamının hâkim olduğu bölgemizde yetişen çocukların psikolojik durumunu İlke Haber Ajansına (İLKHA) değerlendirdi.

Çocukların, doğaları gereği şiddete alışık olmadıklarını söyleyen Kula, şiddet ortamında yetişen çocukların, ileriki zamanlarda şiddeti kanıksayacaklarını belirtti.

Kişiliğin henüz gelişmediği veya yeni yeni gelişmeye başladığı dönemin çocukluk dönemi olarak ifade edildiğini belirten Dicle Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölüm Başkanı Yardımcı Doçent Doktor Kula, böyle bir çocuğun dışarıda oynarken istemeden de olsa bu tür olayların içerisinde olması, çocukların ileriki dünyaları için şiddeti kanıksamalarına ivme kazandırdığını söyledi.

Çocuğun doğasına değinen Kula, “Bütün olumsuzluklara rağmen eğer çocuklar gülebiliyor ve oynayabiliyorlarsa, hakikaten bu insan denen varlığın mucizesidir. Çünkü çocuk, doğası gereği şiddete alışık bir varlık değildir. Peygamber Efendimiz, ‘İnsan temiz fıtrat üzere doğar. Anne babası, yaşadığı toplum bunu şekillendirmiş olur’ diyor.” dedi.

“Şiddet ortamında yetişmiş bir çocukta paylaşma duygusu olmaz”

Şiddet ortamında yetişmiş bir çocuk veya gençte paylaşma duygusunun olmadığını ifade eden Kula, “Eğer genç şiddet içerisindeki bir ortamda yetişmiş ise öğrenciyse okuldaki başarısı düşmüştür. Aynı zamanda arkadaşlarıyla, kardeşleriyle oyun oynarken paylaşma duygusu yoktur. ‘Haklarınızı alacağız’ diyerek en kısa yol olarak şiddeti tercih ederler. Çünkü bunları gördükleri için bunları yapacaklardır. Bu tür çocuklarda kendilerini kontrol etme diye bir durum olmaz ve işin içerisine şiddet girer.” İfadelerine yer verdi.

“Evde siyasi konuşma yaparken şiddetle özdeşleşmiş kişileri ve grupları öven davranışlar sergileyen ebeveynler, çocuk için bir örnekliktir” diyen Kula daha sonra, “Çocuk bunları çok rahat bir şekilde yapabilir. Sur’dayaşayan şiddet içerisindeki bir çocuğu düşünün. Çocuk eğer bu sıkıntı içerisinde yaşıyorsa çocuğun dikkati ve ilgisi dağılmış demektir. Çocuk artık kendisine bir çıkış yolu arayacak, o tarafa doğru meyil gösterecektir.Bu, hem bireyin kendisi hem yaşamış olduğu toplum hem de yaşamış olduğumuz ülke açısından bir çıkar değildir.” şeklinde ifadelerine yer verdi.

Şiddet içerisinde uzun süre kalmış kişilere psikolojik destek sunulmalı

Değerlendirmesinin devamında, şiddet içerisinde uzun dönem kalmış kişilere karşı psikolojik destek sunulması gerektiğini ifade eden Kula, daha sonra, “Mesela Sur bölgesinde bu tür şiddetin içerişinde yaşayan bir çocuk ileride sadece Sur’u etkilemez. Sadece kendi anne babasını etkilemez, bütün Diyarbakır’ı etkiler. Sadece Diyarbakır’ı etkilemez, bütün Türkiye’yi etkiler. O anlamda kesinlikle şiddet içerisinde uzun dönem kalmış olan kişilere karşı psikolojik destek sunulması gerektiğini düşünüyorum. Bunun için de okuldaki rehber öğretmenlerimizden veya diğer sosyal kurumlardan yardım alınarakvirüs vücuda zarar vermeden defedilmesi gerektiğini düşünüyorum.” ifadelerini kullandı. (Hamza Adiyaman/M. Hüseyin Temel-İLKHA)