İbrahim'in Yolunda Dikkatli Olalım..!

İbrahim'in Yolunda Dikkatli Olalım..!

İki yıldır,  özgün adı "İbrahim Yolu" olan bir turizm projesi "İbrahim-Halil Buluşmaları" adı altında, Şanlıurfa'da kutlanıyor. Harvard Üniversitesi Küresel müzakere projesinin oluşturduğu bu projenin asıl amacı,  Hz. İbrahim'in 400 yıl önce Ortadoğu'da yaptığı yolculuğu takip eden uzun mesafeli bir kültür ve tarih turizmi güzergâhının açılmasını desteklemektir.

Başka bir deyimle,  İbrahim yolu projesinin amacı, İbrahim peygamber ve onun çocuklarının tarihinde önemli olan mekânları birleştirerek paylaşılan bu ortak mirası anmaktır. Çünkü öyle az-buz değil, tam üç buçuk milyar insan, yani dünya nüfusunun yarısı, kendi tarihlerini İbrahim Peygamber ve ailesine dayandırmaktadır.

İslam'a göre Hz. İbrahim, peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) dâhil olmak üzere, kendisinden sonra gelen bütün peygamberlerin atasıdır ve ulu'l-'azm (çok yüce) bir peygamberdir. Yine İslam'a göre Hz. İbrahim'in dini Hanif dini idi. Hanif dininin en büyük özelliği ise, şirkten ve manevi kirlerden sayılan günahlardan uzak olmaktır. Bu açıdan İslam dini de Hanif dininin devamıdır.

Hz. İbrahim'in en büyük özelliği tevhit dininin bayraktarlığını yapmasıydı. Onun çabalarıyla tevhit dini yeryüzüne yayılmış ve kök salmıştır. Onun sayesinde putçuluk ve sanemperestlik hakir görülmüş ve putlara ibadet edenler sefih ve akılsız kabul edilmişlerdir. Tevhidin temel özelliklerinden birisi de, her fırsatta Allah ile olan bağları güçlendirilmek ve bu yüzden günde beş vakit ibadet yapmaktır. Amaç Allah'ı unutmamak ve Onun rızasını kazanmaktır.

İşte İbrahim Yolu projesi, Hz. İbrahim'in Allah'tan aldığı bir emirle "İşte ben sizi ve tanrılarınızı bırakıp gidiyorum" dediği yer olan Harran'daki harabelerden başlamaktadır ve Hz. İbrahim'in türbesinin bulunduğu el-Halil kentinde sona ermektedir. Fakat Hz. İbrahim'in yolculuğu el-Halil'de bitmiyor; O Mekke'ye kadar gitmiş ve tevhidin sembolü olan Kâbe'yi de inşa ettikten sonra oğlu İsmail'i orada vekil bırakarak Filistin'e, el-Halil'e dönmüştür.

Geçen yıl Urfa'da gerçekleştirilen buluşmalarda güzel şeyler olmuştu. Bazı toplantılarda düzeyli tartışmalar olmuştu. Fakat en sonunda, dergâhın ruhuna ve Hz. İbrahim'in Hanif dinine hiç uymayan bir konser, İbrahim-Halil buluşmalarını gölgelemişti. Elini vicdanına koyan her Müslüman, geçen yılki kutlamaların Hz. İbrahim'in mesajına uygun olmadığını anlayacaktır.

 Bu yıl Sayın Cumhurbaşkanımızın da toplantılara katılıyor olması bizi sevindiriyor elbet. Ancak Sayın Cumhurbaşkanımızdan beklentimiz, Sayın Valimizin de ifade ettiği gibi, iyiliğin kalbine yürüyüş yapılsın, kötülüklere ve şaklabanlıklarla dolu olan bir takım eğlencelere değil.

Hz. İbrahim yolu projesini ortaya atanlar "İbrahim Yolu girişimi bir din projesi değildir" deseler bile, bu girişimin din ile olan ilgisi inkâr edilemez. Peki, hangi din ile ilgisi vardır? Ya da soruyu şöyle soralım: Hangi dinin mensupları bu girişimin dini yönünden istifade ediyorlar?

Sözde bütün insanlara, inançlara ve kültürlere saygı duyan bu proje, kar amacı taşımadığı ve siyasi bir niteliğe sahip olmadığı da ifade edilmektedir. Ancak doğru söyleyecek olursak, bu projenin siyasi bir amacının olmadığını iddia etmek oldukça zordur. Eğer siyasi bir amacı yoksa neden bu yolculuk dünyanın yoksul bölgelerine yapılmıyor da, daha önce farklı dinlere sahne olan fakat sonradan İslam'la özdeşleşmiş topraklara yapılıyor?

Kısacası, eğer bu girişim Halilür-Rahman dergâhının çevresinde sırf eğlenceliklere alet edilirse Müslümanların bu girişimden istifade etmeyecekleri açıktır. Ama Hıristiyan ve Yahudiler için aynı şeyleri söylemek imkânsızdır. Çünkü onların dinleri zaten eğlencelerle iç içedir. Fakat biz Müslümanlar eğlenirken adını andığımız Hz. İbrahim'in Urfa'daki Haremine ve mensubu olduğumuz İslam'a saygılı olmak zorundayız.

Hoşça kalın.