İbrahim Ayhan; Guantanamo değil Urfatanamo

İbrahim Ayhan; yazılı bir açıklama yaparak cezaevi şartları hakkında yapılması gerekenleri sıralayarak, Urfa cezaevini ABD’nin Guantanamo hapishanesine atıfta bulunarak “Urfatanamo” dedi.

İbrahim Ayhan; Guantanamo değil Urfatanamo
Şanlıurfa E Tipi Merkez kapalı Cezaevi C-8 koğuşta kalan BDP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Ayhan’ın yazılı açıklamasından satır başları;

 

Guantanamo değil, URFATANAMO

 

ABD’nin kendi hukukuna dahi aykırılıklar teşkil eden toplama kampı mahiyetindeki Guantanamo üssündeki tutsaklara yönelik insanlık dışı uygulamaları hepimizin halen hafızasındadır. Urfa Cezaevi de oradaki toplama kampının ülkemizdeki başka bir versiyonudur. Bende yaklaşık olarak 20 aydır URFATANAMO cezaevinde tutsak olarak tutulmaktayım. İlk günden itibaren buradaki cezaevi şartları ile cezaevi yönetiminin haksız ve keyfi uygulamalarına dair kamuoyunda ve yetkili merciiler nezdinde bir duyarlılık oluşturmaya çalıştım. Başta Adalet Bakanlığı, TBMM insan hakları komisyonu, il cezaevi izleme komisyonu, İHD, Mazlumder, Urfa Barosu ve Basın yayın kuruluşlarına buradaki olumsuz cezaevi koşulları ile keyfi uygulamaları mektupla bildirerek bu konuya duyarlılık gösterilmesini istedim. Hatta en son olarak bu en son yaşanan talihsiz olaydan bir hafta önce Adalet Bakanı Sayın Sadullah ERGİN’e cezaevi faksı kanalı ile mektup gönderdim.

 

 

Tutsakların kendi yaşamlarını ortaya koyacak şekilde isyan noktasına getiren cezaevi koşularına dair bir kaç tanesini kamuoyunun bilgisine sunmak isterim.

 

1-1960 yıllarda yapılan cezaevinin gerçek kapasitesi 275 iken şimdi 1050 tutsak cezaevinde tutulmaktadır.

 

2- Koğuşların kapasitesi 6 kişi iken şimdi ise 18-20-25 kişi bu koğuşlarda kalmaktadır.

 

3-Örneğin C-15 koğuşu 15 m2 alanda iki katlı olarak yapılmıştır. Bu tür koğuşlarda üç adet ranza mevcut olup bu ranzalarda 6 kişi yatabilmektedir. C-15 koğuşundaki diğer 12 kişi ise yerlere konulan yataklar ki bu yatakların bir kısmı tuvalet kapılarına kadar konulmuştur.

 

4-Cezaevinde konferans salonu ile benzeri mahiyetteki tutsakların ortak yaşam alanları kapasite artırımı için yıkılarak koğuşlara dönüştürülmüştür. Böylelikle tutsakların kanunlarda ve yönetmeliklerde kendilerine tanınmış sosyal etkinlik yapma hakkı filen ellerinden alınmıştır. Daha komiği bir kısım disiplin cezaları tutsaklara verilirken ‘Sosyal etkinliklerden men cezası’ adı altında cezaevi idaresince cezalar verilmektedir. Gasp edilen ve Olmayan bir haktan men cezası verilmesi Karadeniz fıkralarına konu olacak bir uygulama olsa gerek.

 

5-Cezaevinde merkezi soğutma ve ısıtma sistemleri olmadığı gibi elektrik tesisatı da eskimiş hafif yüklenmede arıza verdiği gibi elektrik kontağı yapması durumunda ciddi yangınlara sebebiyet verecek durumdadır.

 

6-Koğuşlarda sadece bir pencere bulunmakta, havalandırma kısımları alan itibari ile alabildiğince küçük durumdadır. Her bir M2 ye birden fazla tutuklu düşünüldüğünde nefes alabilmek imkânsızlaşmaktadır. İkinci bir pencere açılması talepleri sürekli olarak ret edilmektedir.

 

7-Koğuşlarda sadece bir tuvalet ve bir adet banyo bulunmakta, sıcak su günde dört defa birer saat aralığı ile verilmektedir.

 

8-Revir kısmında sadece bir doktor olması nedeni ile hasta tutsaklara gerekli tedaviler yapılamamaktadır. Hastaneye sevk talepleri içinde tutsaklar aylarca sıra beklemektedir.

 

 

9-Urfa’nın iklimi göz önünde bulundurulduğunda ve dışarıdaki sıcaklığın 45-50 derece olduğu bir ortamda her koğuşa en az bir klimanın takılması gerekirken, tavana takılı vantilatörlerin bile zaman zaman sökülmek istenmesi kapasite fazlalığı da göz ününe alındığında tutsaklar açısından ölümcül bir hal almaktadır.

 

10-Verilen yemekler hijyenik olmadığı gibi yenebilecek düzeyde de değildir. Demir kaşık-çatal verilmeyip, plastik kaşık ve çatallarla yemek yenilmektedir. Çay ihtiyacı için semaver dahi verilmektedir. Tüm diğer cezaevlerinde pişmemiş yumurta kantinde verilmesine rağmen Urfa cezaevinde pişmemiş yumurta dahi tutsaklara verilmemektedir.

 

11-Ailelerle yapılan açık ve kapalı görüşler yönetmeliklere aykırı şekilde süre olarak sınırlandırılmaktadır. Bu süre bazen 30 dakika bazen de bunun altına inebilmektedir.

 

 

12- Tüm tutsaklar sayım esnasında ayakta ve tek sıra hallinde durmaları noktasında zorlanmaktadırlar. Buna uymayan tutsaklara da 3 aydan başlayan sürelerle açık görüş ve benzeri iletişim haklarından mahrum bırakılmaktadırlar. Belki kamuoyu ilginç bulacaktır ama bu bir gerçekliği ifade etmektedir. Şahsıma da ayakta ve tek sıra hallinde sayım vermediğim için iki kez üçer aydan altı ay iletişim haklarından men cezası verildi. Bu nedenle birçok tutsak gibi bende ailemle açık görüş yapamıyorum.

 

13- Tutsak ailelerinin getirdiği kitaplar elden cezaevi idaresi tarafından alınmamakta kargo kanalı ile gönderilmesi istenmektedir. Bu da ailelere ek bir maddi külfet getirmektedir. Cezaevi idaresinin neden bu kitapları elden almadığının da bir mantıki ve yasal izahı yapılmamaktadır. Ayrıca yasal olan bir kısım gazete ve dergiler keyfi bir şekilde tutsaklara verilmemektedir. Özellikle Kürtçe yayın yapan gazete ve dergiler keyfi ve gerekçesiz bir şekilde bizlere verilmemektedir. Azadiya wellat gazetesi de bu yayınlardan bir tanesidir.

 

CEZAEVİ ŞARTLARI YANGINA SEBEP OLDU

16.06.2012 tarihinde C-15 Koğuşundaki tutsakların, Cezaevi şartları ve uygulamaları ile cezaevi idaresini protesto etmek maksadı ile koğuşu ateşe vermeleri ve bu yangına zamanında ve uygun materyallerle müdahale edilmemesi sonucunda 13 tutsağın yaşamını yitirmesi ve 5 tutsağında ağır yaralanması esasen yukarıda açıklamaya çalıştığımız ağır ve yaşanamaz cezaevi koşulları ve yönetiminin keyfi uygulamaları neticesidir.

 

 

Çalışma ve sosyal Güvenlik bakanı Sayın Faruk ÇELİK ile Adalet Bakanı Sayın Sadullah ERGİN’e illetim ve kendilerinin bu olaydan kaynaklı sorumluluklarını hatırlattım.

 

Yaşananların iddia edildiği gibi koğuşta tutsakların kendi aralarındaki kavga sonucu çıkan yangın olmadığı, bu olayın tamamı ile cezaevindeki olumsuz koşullar ve uygulamalar dönük tepki nedeni ile gerçekleştiğini söyledim. Yine cezaevinde görüştüğüm BDP Eş genel Başkanı Sayın Gültan KIŞANAK ve beraberindeki heyet ile CHP Genel Başkan yardımcısı Sayın sezgin TANRIKULU’ na da buradaki olumsuz koşular ile cezaevi idaresinin hukuksuz ve keyfi uygulamalarını aktardım" dedi
www.balikligol.com