İÇ YAĞININ, KUYRUK YAĞLARININ KOLESTEROL YAPTIĞI PALAVRADIR
Son günlerin en önemli tartışması, Yüksek kolesterol tehlikeli mi, değil mi? tartışmasıdır.
Tıp dünyasını bu konuda ikiye bölünmüş.
Tartışma, kendilerini bağımsız olarak nitelendiren bir grup doktorun "yüksek kolesterol kalp damar sağlığını tehdit etmez" iddiasıyla başladı.
Türk Kardiyoloji Derneği, yüksek kolesterolün kalp damar sağlığını tehdit ettiğini ve kolesterol ilaçlarının kesilmesinin hastanın hayatına mal olacağını açıkladı.
Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Oktay Ergene, "Kan kolesterol yüksekliği kalp damar hastalığı yapar mı? sorusu abesle iştigaldir. Genç arkadaşlarımız var abesle iştigal lafını anlamayabiliyorlar sözlüğe baktım, yersiz, yararsız boş ve anlamsız işlerle uğraşmaktır" şeklinde konuştu.
Bağımsız doktorlar ise hiçbir yiyeceğin kolesterolü yükseltmeyeceğini iddia ediyor.
Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay, bu konuda, "Vücudun kolesterole ihtiyacı vardır. Kolesterol en güçlü antioksidandır. Eğer vücutta stres varsa kolesterol yükselir. Kolesterol bir yağ değildir. Kolesterol bir steroit hormondur" dedi.
Kolesterol Gerçekten var mı? Faydalı mı, zararlı mı?
Tabi ki bu sorunun cevabı tıp dünyasını ilgilendirir.
Çünkü var deseler de inanacağız. Yok deseler de inanacağız.
İsterseniz, "yüksek kolesterol kalp damar sağlığını tehdit etmez" tezini destekleyen ve bir çok işletmenin reklam konusu, sosyal paylaşım sitelerinde adına grup kurulan anti perhiz grupların sloganına bakalım.
Onlar Kolesterol için; kebapları yedikten sonra iki şişe soda içerek ayarlanabilecek bir gaz durumudur diyorlar
İster şaka deyin isterseniz önemseyin. Gelin hep birlikte o sloganı okuyalım: Diyet, Perhiz, Rejim gibi faaliyetler hedefte Türk delikanlılarının ve genelde de Türk milletinin devamını engellemek için dış mihraklar tarafından gündeme getirilmiş şuurlu bir Düzmecedir...Gaye, eskiden bir koyunu, bir oturuşta götüren dev gibi Babayiğit atalarımızı ve tarlada doğum yaptıktan sonra bebeğini kundaklayıp, elde orak tarlada çalışmaya devam eden Türk Kadınlarını, kalori hesaplayan, hapşırınca yatağa giren, fitness ve aerobik yapan Çıtkırıldım tiplere dönüştürmek ve büyük Türk ırkını Çinliler, Japonlar gibi sıska, zayıf ve sağlıksız bir ırk haline getirmektir..İcabı halinde 240 kiloluk top mermisini tek başına namluya süren Babayiğidin, kalori hesaplayan, yoğurtlu kebabı reddeden bir züppe haline getirilmesinden daha büyük Soykırım olabilir mi??
İç yağının, kuyruk yağlarının, anamızın vita yağının kolesterol yaptığı Palavradır...
Kolesterol, kebapları yedikten sonra iki şişe soda içerek ayarlanabilecek bir Gaz durumudur. Sakın bu oyuna düşmeyin... Feminizm, kadın hakları, çevre şuuru ve eşitlik adı altında TÜRK KIZLARININ akılları çelinerek, yemek yapmayı bilmeyen, bizim istikbalimiz olan yavrularını, abuk sabuk yiyeceklerle yetiştirecek, damak zevki gelişmemiş, SUNTA KILIKLI diyet bisküvilerini yiyecek sanan bir hale getirmişlerdir. Ayrıca kör olası DIŞ MİHRAKLAR, bu kızlarımıza kebap, soğan, çiğ köfte vb. lezzetleri yiyen, bardak bardak şalgam suyu içen yiğitlerimize hanzo-kıro gibi sıfatlar takmayı öğretmişlerdir... Ayrıca MODA gibi gösterilmeye çalışılan Çin mutfağı diye bir şey yoktur. Bu sözde mutfak, acayip zerzevat ile acayip mahlûkatın, wog adı verilen bir tencerede yarı pişmiş yarı çiğ olarak hazırlanıp insanlara EZİYET olsun diye sopalarla yenmesinden ibaret bir HOKKABAZLIKTIR...
SAKIN KANMAYIN, SAKIN YEMEYİN...
Unutmayın su uyur, düşman uyumaz..