İş mi yok, işçi mi yok?

İş mi yok, işçi mi yok?

Zaman zaman fakirlik edebiyatı yapar hem siyasetçiler hem de bilumum şahıslar. Aş evi sırasında bekleyenler ile sosyal yardımlaşma vakfı kapısında sıcak bir aş bekleyenler kaynak olarak gösterilir.

Bunların yanına bir de sosyal vakıfları ekledin mi muazzam bir rakama tekabül ediyor.

Son günlerde dikkatimi çeken bir konu var!...

İşsizlik!…

İşsizlikten yakınan öyle babayiğitler var ki, taşı sıksa suyunu çıkaracak güçte!...

Bunlar bir tarafa!...

Şimdi size birkaç örnek vermek istiyorum…

Televizyonda haber izlerken gördüm. Bir şehrimizde demir döküm işlerinde çalıştırmak üzere duyuru yapmışlar ancak kimse başvurmadığı için ikinci kez duyuru yapmışlar.

Beden işçisi arıyorlar…

Şanlıurfa'da pamuk eken çiftçilerle konuşuyorum. Pamuk toplama yapan işçiler için kilo başına 20 Kuruş'tan 30 Kuruşa kadar çıktıkları halde beden işçileri bulamadıkları için pamuğun tarlalarda kalma tehlikesi olduğundan yakınıyorlar…

Beden işçisi arıyorlar…

Berberlerden soruyorum, Marangozlardan soruyorum, Araba tamircilerinden soruyorum, Fırıncılardan soruyorum, Lokantacılardan soruyorum, Pastanecilerden soruyorum, Soruyorum, soruyorum, soruyorum…

Beden işçileri arıyorlar…

Ama çalıştıracak kalfa ve usta bulamıyorlar…

Diğer tarafta Devletin herhangi bir kurumunda 100 işçi veya memur alımı duyurusuna binlerce hatta on binlerce başvuru yapılıyor.

Acaba devlet kapısındaki iş ile özel sektör işi çok mu farklı?

Yoksa merhum Turgut Özal'ın "Benim memurum işini bilir" sözü, deyimleştikten sonra başka anlamlar mı yüklendi?

İş mi yok işçi mi yok?

Acaba diyorum işsizlik nemen bir şeydir?

Çözemedim gitti.!...

Anlayan varsa beri gelsin!...

İLGİLİSİNE
İzlenmenin tek yolu başkalarından hızlı koşmaktır.       (Francıs Pıcabıa)