Hz.Peygamber’in aile hayatı

Günümüzde eşler işlerinin yoğunluğunu bahane ederek eşlerine ve çocuklarına vakit ayırmıyorlar. Erkekler eşlerinden fedakârlık beklerken kendileri sorumluluklarını yerine getirmiyor, boş vakitlerinde internet başında takılıyorlar.

Hz.Peygamber’in aile hayatı

Hazreti Peygamber şöyle buyurur: “Nefsinizin ailenizin ve her hak sahibinin üzerinizdeki hakkı vardır. O halde her hak sahibine hakkını verin”

Erkek eve geldiğinde ailesine selam vermeli ve çocukları ile sohbet etmelidir. Onlara belli vakit ayırmalı, birlikte ibadet etmeli, seyahat etmeli ve akraba ziyaretleri yapmalıdır. Bu onları hem birbirlerine yakınlaştırır hem de aile içi muhabbetin artmasına vesile olur. Hz. Peygamber evi bir eğitim ortamına çevirir ve bu konuda ailesini bilgilendirirdi. Hz. Ayşe’nin 2210 hadis aktarmasında bunun büyük payı vardır.

Hz. Peygamber, “kavmin efendisi ona hizmet edendir” buyurur. O, âlemlere rahmet olarak gönderildiği gibi, eşleri için de bir rahmet vesilesiydi. Mü'minlerin annesi, Hz. Aişe validemiz, Efendimizi bizlere anlatırken; `Evinde elbisesini diken, ayakkabısını yamayan, keçileri sağan, kendi işlerini kendisi gören` bir peygamber olarak tanıtmaktadır.

ÇOCUKLARINIZA KUR'AN'I SEVDİRİN

Kur’anı Kerim nazil olduğunda Mekke halkı şirk ve dalalet içinde bir hayat sürmekteydi. Bu insanlar Kur’an’la tanıştıktan sonra büyük bir dönüşüm geçirdiler. Hz. Peygamber yaşamının tamamını insanlığın kurtuluşuna adadı. Artık Mekke eski Mekke değildi.

Kur’an’ın yirmi üç yıl gibi bir sürede inmiş olması tesadüfi bir durum değildir. Bu süre içinde insanlar, gelen her ayeti okuyor, hayata geçiriyor ve onu yakınlarına da öğreterek İslam’ın yayılmasına vesile oluyorlardı. İnsanı bütün özellikleri ile tanıyan Allah, sadece ona evrende insanca yaşamanın formüllerini bildiren vahyi göndermekle kalmayıp, Resulullah’ın önderliğinde, bunu hayata geçirme sürecini ve metodunu da öğretti. İslam, toplumun hayatına tedrici olarak aşama aşama gelmiş ve orada hayat bulmuştur.

Mesela, namaz, önce sabah ve akşam olmak üzere iki vakit başlayıp daha sonra, beş vakit olmak üzere gelmiştir. İçki ve şarap ise, ilk etapta yasaklanmamış, fakat zararları anlatılmıştır. Daha sonra da, insanlar, sarhoş iken namaz kılmaktan men edilmiş ve sonunda da, kesin olarak yasak getirilmiştir. Burada insanın yapısına uygun olarak devam eden bir uygulamayı görüyoruz. Yani, eğitim tedrici olarak aşama aşama hayata geçiriliyor.

EĞİTİMDE YAPILAN YAYGIN BİR HATA!

Anne babalar çocuklarının kısa sürede her şeyi öğrenip, parmakla gösterilen bir evlat olmalarını bekliyorlar. Oysa eğitimde tedricilik esastır. Bunu dikkate almamak çocuğun sadece başarı durumunu değil, onu eğitimin ruhunu kavramaktan da mahrum bırakır. Çocuk öğrendiğini içselleştirip hazmedemez. Bu durum, öğrenilen bilginin kısa ömürlü olmasına neden olur. Yani evvela çocuğu bilgilendirmeli akabinde bu bilgiyi sindirmesine yardımcı olunmalıdır. Bu kısa sürede olabilecek bir şey değildir. Her aşama bir süreçtir ve anne babaların sabırlı olmaları gerekir.

Mesela, öğretmen, sigara içen bir öğrencisine, akıl almaz hakaretlerde bulunup, bunu hemen bırakmasını söylediğinde, öğrenci ya savunmaya geçecek ya da bu davranışını gizlice sürdürecektir. Çünkü önce çocuğun bilgilendirilmesi gerekirdi. Çocuk olumsuz davranışının sonuçlarını görmeli ve ilk adımı atmalıydı. Öğretmen baskı yapmayıp, bu konuda sana yardımcı olmak istiyorum demeliydi. Sonra da günde bir paket sigara içen öğrenciye, iki hafta boyunca bir paketten biraz eksiltilmiş, sonraki haftalarda, yarım paket, yarımdan biraz daha az ve en son birkaç sigaraya indirerek bir süre sonra da tamamen bırakması sağlanabilirdi. Yani öğrencinin olumsuz davranışını azar azar terk etmesini desteklemek ve yardımcı olmak gerekir

ANNE BABALARIN DİKKATİNE!

Çocuklarınıza dini anlatırken Cehennem vurgusu yapmayın.

Allah’ın rahmetinden bahsedin, Hz Peygamber’in hayatını anlatın.

Çocuğunuzla eğitim çalışmaları yaparken onun oyun hakkını gasp etmeyin.

İbadetleri birlikte yapın ve çocuğa niçin ibadet yapmamız gerektiğini öğretin.