HZ. HASAN’IN (R.A) MERHAMETİ

HZ. HASAN’IN (R.A) MERHAMETİ

 

Hasan b. Ali çok sayıda kadınla evlenen birisiydi. Kadınlar onun yanında az kalırlardı. Fakat Hz. Hasan (r.a) Dedesi Resûlüllah’a (s) çok benzediği için, evlendiği kadın mutlaka ona âşık olurdu. Denildiğine göre Hasan b. Ali’ye zehir verilmiş fakat kurtulmuştu; sonra tekrar verilmiş, yine kurtulmuştu. Üçüncü zehirlenmede ise vefat etmiştir.

Vefat edeceği sırada, onun yanına gelip giden doktor, “Zehir bu adamın bağırsaklarını parçalamış.” dedi. Bunun üzerine Hüseyn b. Ali, “Ey Ebû Muhammed! Söyle; bu zehri sana kim içirdi?” diye sordu. Hasan b. Ali, “Niye soruyorsun kardeşim?” dedi. Hüseyn, “Vallahi seni defnetmeden onu öldüreceğim. Eğer başka bir yerde olur da gücüm yetmiyorsa ona adamlar göndereceğim!” dedi. Hasan b. Ali, “Kardeşim, bu dünya birkaç fani gecedir. Bırak da, onunla Allah’ın yanında hesaplaşalım.” dedi ve kendisini zehirleyenin ismini vermedi.

Umeyr b. İshâk şöyle dedi: Bir arkadaşımla birlikte Hasan b. Ali’ye hasta ziyaretine gittim. Hasan b. Ali arkadaşıma, “Ey falanca Adam, bana bir şeyler sor!” dedi. Arkadaşım, “Sana bir şey soracak değilim!” dedi. Hasan bizim yanımzdan kalkıp tuvalete gitti; sonra çıktı ve tekrar, “Ey falanca adam, soramayacağın günler gelip çatmadan bana bir şeyler sor! Vallahi ben biraz önce ciğerimden bir parça attım ve yanımdaki bir çubukla çevirip baktım. Vallahi bana defalarca zehir verildi; fakat bunun gibisi asla bana içirilmedi. Bana bir şeyler sor, sana cevap vereyim!” dedi.

Arkadaşım, “Sana bir şey soracak değilim! Allah sana şifa versin inşaallah.” dedi. Sonra çıktık; ertesi gün geldiğimizde Hasan b. Ali can çekişiyordu. Hüseyn b. Ali geldi, başının ucunda oturdu ve “Kardeşim! Söyle, sana zehir içiren kim?” diye sordu. Hasan, “Neden? Onu öldürecek misin?” dedi. Hüseyn, “Evet!” dedi. Bunun üzerine Hasan, “Vallahi eğer tahmin ettiğim kişi ise, Allah ona daha büyük bir azap verecektir. Eğer tahmin ettiğim kişi değilse, vallahi benim yüzümden bir masumun öldürülmesini istemiyorum.” dedi.

Ölürken bile intikam peşinde olmayan bu büyük insanları neden örnek almıyoruz? Allah rızası için bir hizmetin içinde olanlar öç peşinde koşabilirler mi? İntikam hırsıyla medya yönetenler kimden öç alıyorsunuz?