HZ. HASAN’IN, BABASI HZ. ALİ’YE SİTEMLERİ

HZ. HASAN’IN, BABASI HZ. ALİ’YE SİTEMLERİ

 

 

Hz. Ali (r.a) Hz. Osman’ın şehit edilmesinden sonra halife olmuş; ancak ortalık kazan gibi kaynıyordu. Hz. Muaviye Şam’ı rakip bir hilafet merkezi ilan ederek halifeliğini ilan etmiş, Basra, Kufe ve Mekke’de muhaliflerin sesleri yükseliyordu. İçlerinde sahabelerin de yer aldığı Kufeli bir grup, Hz. Ali’nin kendi yanlarına gelmesini istiyorlardı.

Tam bu hengamede Hz. Hasan b. Ali  (babası) Ali’nin huzuruna çıkarak ve ağlamaklı bir sesle, “Ey Emirü’l-Müminin! Ben seninle konuşamıyorum” dedi ve ağladı. Hz. Ali ise, “Konuş ve kadınlar gibi ağlama!” dedi. Bunun üzerine Hasan kendini toparlayarak sitem ederek şöyle dedi:

“Ey Emiru’l-Müminin’ Bildiğin gibi insanlar Osman’ı kuşatmışlardı. Sana, Arapların akılları başlarına gelinceye kadar buradaki insanları bırakıp Mekke’ye gitmeni söyledim. Ama sen reddettin ve beni dinlemedin. Sonra insanlar Osman’ı öldürdüler; ben sana insanları bırakıp gitmeni söyledim. Zira sen burada kaldığın takdirde, eğer bir sırtlanın deliğinde bile olsaydın Araplar, seni çıkarıncaya kadar develerle sana doğru yolculuk yaparlardı. Sen yine beni mağlup ettin ve dinlemedin.  Şimdi eni Irak’a davet ediyorlar. Ben de sana Irak’a gitmemeni söylüyorum. Çünkü ben bir fitne sebebiyle öldürülmenden korkuyorum

Hasan’ın bu sözlerini dinleyen Hz. Ali şöyle dedi:

“Senin, Mekke’ye gitmem hakkındaki sözüne gelince;  Mekke Allah’ın haram ettiği bir beldedir. Vallahi Mekke’nin helal bir bölge olmasına sebep olan bir adam olmak istemezdim.  Senin, insanlar Osman’ı kuşattılar, şeklindeki sözüne gelince; eğer Osman ile insanlar arasında bazı şeyler olduysa bu konuda benim ne günahım vardır?  Senin, insanlardan ayrıl ve Irak’a gitme, şeklindeki sözüne gelince; Vallahi ben vurulmayı bekleyen bir sırtlan gibi olmak istemiyorum