Hz. Ebubekir, Hz. Ömer Ve Şimdiki İdareciler

Hz. Ebubekir, Hz. Ömer Ve Şimdiki İdareciler

Peygamberimiz (sav)’in insanlar arasındaki en iyi dostu ve yakın arkadaşı idi.

   Bu dostluk, hem Risalet/peygamberlik öncesi ve hem sonrasında, Resulullah’ın vefatına kadar devam etmiştir. Bu değerli şahsiyet, Hz. Ebubekir Sıddık (ra)’den başkası değildir. Hz. Ebubekir ticaretle meşgul olan sahabelerden idi.

  Hz. Ebubekir halife seçildikten sonra da ticaret yapmaya devam ediyordu. Bir gün satacağı elbiseyi eline almış gidiyordu, yolda Halife Hz. Ebubekir’e rastlayan Hz. Ömer (ra), ona nereye gittiğini sordu.

   Halife Hz. Ebubekir de, Pazara gidiyorum dedi. Hz. Ömer, Ey Hz. Ebubekir, sen Müslümanların halifesisin. Pazara gidip ne yapacaksın?” dedi. O da, “Ya Ömer! Pazara gidip ticaret yapmazsam, çocuklarıma, aileme nasıl bakacağım?” dedi.

  Hz. Ömer ve yanında bulunan Hz. Ubeyde (ra), halife Hz. Ebubekir’i geri çevirip kendisine bir maaş bağlaması için diğer sahabelerle istişare ettiler. Neticede, orta halli bir muhacirinki kadar maaş bağlamaya karar verdiler. Ayrıca, Halife’ye bir yazlık, bir de kışlık olmak üzere iki elbise verilecekti.

  Hz. Ebubekir’in kızı, Peygamberimiz (sav)’in hanımı (müminlerin annesi) Hz. Aişe (r.anha), şunları anlatır: “Babam Ebubekir, ölüm döşeğinde iken şunları söyledi: Müslümanların başına idareci seçildiğimiz günden itibaren onların haksız yere bir dinarını bile yemedik. Yediğimiz sadece onların artığından, giydiğimiz ise giydiklerinin en kalitesiz cinsinden oldu. Şimdi evi arayın bakalım, halife olduğumdan beri, öz malımdan başka ne bulursanız, benden sonraki halifeye gönderip teslim edin. Ömer’in ısrarı üzerine maaş alarak devlet hazinesinden şimdiye kadar toplam altı bin dirhem para aldım. O da şu duvarın içinde duruyor.”

  Gördüğünüz gibi, Hz. Ebubekir’in hilafet müddeti içinde maaş adı altında veya yüklenmiş olduğu görev dolayısıyla kendisine ödenen paranın toplamı budur. Bunu da yemeyip, kendisinden sonraki halifeye iade edilmesini emretmiştir.

  Hz. Ebubekir vefat edince ailesi, geriye bırakmış olduğu emanetleri Hz. Ömer’e gönderdiler. Hz. Ömer, bunları teslim alınca gözlerinden yaşlar akmaya başlar ve şöyle der:

  “Allah ona rahmet etsin. Gösterdiği bu titizlikle bize örnek olurken, aslında bizi de bu şekilde davranmaya zorlamıştır.”

  Nerede Hz. Ebubekir titizliği gösteren devlet adamları ve liderler? ve nerede Hz. Ömer gibi bu titizliği ve hassasiyeti örnek alacak şahıslar?..

  Onlar; dürüstlük, doğruluk ve takvada birbirlerini örnek alırken, şimdiki idareciler ise ihale, mal-mülk ve makam için birbirlerini örnek alıyorlar. Ve adeta devlet malını, fakir fukara ve yetim hakkını hiç düşünmeden ve hiçbir eziklik hissetmeden alıp götürme yarışına giriyorlar.

   Bizim, Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer gibi şahsiyetlere ve idarecilere ne kadar ihtiyacımız var.  

   Tüm idarecilere, Peygamberimiz (sav)’in şu hadis-i şerifini okumalarını ve üzerinde nefsi muhasebe etmelerini tavsiye ediyoruz.

  “Herhangi bir topluluk üzerinde idareci olan kimse, o idare edilenlere hıyanet edip ölürse, Allah ona cenneti haram kılar.” (Buhari, Ahkam, 8; Müslim, İmare, 21)   Bu böyle biline.