Hz. Ali’nin Yöneticilere Nasihatleri -3

Hz. Ali’nin Yöneticilere Nasihatleri -3

Bir önceki yazının devamı HZ.Ali RA. Devamla ey Malik Bin EŞTER! Seni uyaran kimseyle dostluk kurmaya bak. Çünkü o seni tehlikelerden korur ve sana yol gösterir. Halkına hizmet eder, onların yüklerini hafifletir, adaletten ayrılmazsan halkın güvenini kazanır ve karşılıklı iyi niyeti tesis edersin. Halk arasında iyi niyeti yaygınlaştır. İyi niyetin yaygınlaşması bunaldığın ve tıkandığın zamanlarda imdadına yetişir. Herkesi iyi niyete teşvik etmenin karşılığını güven kazanarak alırsın. Kötü niyeti yaymanın sonucu da düşmanlarının artmasıdır. Bil ki, iyilik sayesinde hür insanlar bile sana köle olur. Ümmetin büyükleri de dâhil her kesin işlediği, halkın benimsediği ve sürdürdüğü güzel adetlerden birini ortadan kaldırmaya kalkışma. Yeni bir şey ortaya çıkarıp bunlardan birini yok etmeye de yeltenme. Böyle yaparsan sevaplar o âdeti başlatanın, günahlarda güzel bir âdeti yok ettiğin için senin olur.

Memlekete fayda sağlayacak önlemleri belirlemek. Senden öncekilerin tesis ettiği huzurlu, güvenli iyi niyetli barış ortamını devam ettirmek için her zaman âlimlerle ve ariflerle istişare halinde ol. İstişareden ayrılma, istişare tedbirli olmanın gereğidir. Toplumu oluşturan farklı bazı kesimler vardır. Bunların her birinin selameti diğerlerine bağlıdır. Allah yolunda savaşan askerlerin, düzeni sağlayan devlet memurlarının, adaletin dağıtıcısı hâkimlerin, merhametli ve anlayışlı vergi toplayıcılarının, cizye ödeyen gayri Müslimlerin, Müslüman ticaret ve zanaat ehlinin, muhtaç durumdaki yoksulların her biri bir sınıftır. Hepsinin görevleri Cenabı Allah tarafından belirlenmiştir. Bu görevler ya Allah’ın kitabıyla yâda peygamber efendimizin sünnetiyle bizlere bildirilmiştir.

Askerler kaleleri, Valiler dinin izzetini korur ve asayişi temin eder. Devleti bunlar ayakta tutar aynı zamanda askerlerin dayanağı da devletin desteğidir. Allah yolunda savaşan ordularımızın düşmanlarını bozguna uğratmasını sağlayan asıl sebep Allah’u Teâlâ’nın verdiği kuvvet ve dirayettir. Bu asıl sebebin vesilesiyle ordunun ihtiyaçlarının karşılanmasıdır. Bu ihtiyaç devletin topladığı vergilerle giderilir. Dolayısıyla halkı koruyan askerlerle, vergi vererek orduyu ayakta tutan halk birbirine bağlıdır. Hâkimler adaleti yayar. Memurlar kamu düzenini sağlar ve vergileri toplar. Son olarak muhtaç durumdaki yoksullardan bahsetmek gerekir ki, bunların ihtiyaçlarını karşılamak toplumdaki bütün kesimlerin görevidir. Her sınıfın Allahtan bir nasibi ve ihtiyacı vardır. Valinin Allah tarafından omuzlarına yüklenen bu ağır yükü taşıması ancak bu işe büyük özen göstermesi ve önem vermesiyle Allahtan yardım istemesiyle kolay olsun, zor olsun bütün işlerde nefsini doğruluğa, sabra ve tahammüle alıştırmasıyla mümkündür.

Bir işi gösteriş amacıyla yapma, utandığın için de bırakma. Düşmana karşı en büyük silah sabırdır. Yerdeki hâkimlerin gökteki hâkim karşısında işleri çok zordur. Ancak adaletli olup doğru hüküm verenler hariçtir. Gerçek yakınların başın sıkıştığında kendiişlerini dağıtıp, senin işlerini toplayanlardır. Kalkınmış, refaha kavuşmuş bir halk sırtındaki yükleri taşımaya güç yetirir. Halkın yoksulluğu ise memleketi de yoksul bırakır. Bu yoksulluğun sebebi de ancak valilerin servet düşkünlüğü, görevden alınma korkusu ve geçmişten ders almamasıdır. Fakirler, yoksullar, muhtaçlar, çaresizler, felaketzedeler, engelliler hakkında Allah’tan çok kork. Bunların içinde öyleleri vardır ki, hallerini, sıkıntılarını söylemezler. Allah onların dertlerini bulup gidermekle seni görevlendirdi. Allah tesirini halk eylesin kaynak bir sonraki yazımda. Vesselam.