HOŞ GELDİN YA ŞEHR-İ RAMAZAN
Hikmetiyle her şeyi kuşatan, yoktan var eden Allah’a sonsuz şükürler olsun ki bizleri yine Mübarek Ramazan ayına kavuşturdu. Kısacık ömrümüzde nice Ramazanlar gelip geçti. Her geçen gün ömrümüzden geçiyor. On bir Ay yemek içmekten sonra, Çok hikmetlerine binaen, bir ay boyunca oruçlu olmak, helal olan yeme, içme, haram oluyorsa bunda hikmetler var demektir. Gaflet, Dalalet, nefse, Şeytana uyma, şehvette boğulma, insan ruhunu sarmazsa İnsan yaradılış hikmetini anlar. Dünya hayatındaki yaşantısını İslama göre düzenler, bunun tersi ise şeytanın taşeronu olmaktır. Ramazan ayının gölgesi daha üzerimizde, İnanmayanların böyle bir sevinci yok, İnananlar dünyada çok güzel şeylerle taltif edilmiş, bunlardan biride Oruçtur. Ramazan ayında gerçek İslama göre yapılan amellerin sevabı katlanır. Sevaplar Mümbit ömür tarlamıza ekilen hayat iksiridir.
Gerçek oruç ruhların gıdasıdır. Günahların kalkanıdır. Çünkü Ramazan ayında Cehennem kapıları kapanır cennet kapıları açılır. Ramazan ayında şeytanlar zincirlere vurulur. Oruçla şeytan taşlanmış, ruh dünyamızdan kovulmuştur. Oruç tüm Ümmetlerde vardır. Sadece günleri farklıdır. Ümmeti Muhammed’in tuttuğu oruç yalnız bazen 29 bazen 30 gündür. Yüce Rabbimiz Kur’an-ı kerimde (Ey İman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Buyurur (Bakara suresi ayet 183) Önderimiz, rehberimiz Peygamberimiz(S.A.V.)de şöyle buyurur. Kim inanarak ve mükâfatını Allah’tan bekleyerek Orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır. Anlaşılıyor ki Oruç geçmiş ümmetlere de farz kılınmış, Oruç Allah’a karşı gelmekten insanı alıkoymalı, Çünkü karşılığı günahlara karşı kefareti vardır. Günahın bağışlanması söz konusudur. Yüce Rabbimizin indinde (yanında) en makbul zaman dilimi Ramazan ayıdır. Başı Rahmet, ortası mağfiret sonu ise cehennem ateşinden azattır.(kurtuluştur)
Ramazan Ayı’nın kadrini kıymetini bilmemiz gerek, çünkü Allahın en değer verdiği ve yaşayan insanlar için bir fırsat ay’ıdır. Maalesef insanoğlu bunun farkında değil bile, birde bakmış ki ecel kapısını çalmış, ölüm gelmiş, musalla taşına konmuş, beraberinde dünyalık olarak sadece bir kefen götürebilmiştir. Bütün sıkıntılar sona ermiş, bir an önce Rabbine kavuşmuştur. Mezar yani kabir ya cennet bahçesi, yâda cehennem çukuru, muamelesi görerek, ameliyle baş başa kalacak, artık ahiret hayatı başlamıştır. Mevkiler, makamlar, rütbeler, aşiretler sökmez, dünyada yaptıklarından hesaba çekilme anı ve zamanıdır.
Dünyada iken ister inansın ister inanmasın bu çetin şerbeti, mahkeme’i kübrada içecektir. İşte asıl istirahatgah burasıdır ve ebedidir. İyi amelinin karşılığını mükâfat, kötülüklerinin karşılığını da ceza olarak görecektir. Dünyadaki bütün varlığını da varislerine bırakacaktır. Akıllı insan odur ki, dünya menfaati için ahiretini heba etmeyendir. Kötülükleri bırakmada ibadetler birer ilaçtır. Hele Ramazan ayı bir fırsattır. İbadetlerin özünde Allah’a kul, olma ve kötülüklerden arınma vardır. Oruçta manevi bir güç var, yüce Allah emir vermiş o emir istinasız yerine getiriliyor. Hiç bir beşeri güç bunu başaramaz, mideler istirahat edecek, vücut dinlenecek, nimetin kıymeti bilinecek, ruhlar arınacak, sabır silahı kuşanılacaktır.
Bütün alanlarda insanımız ifsad(Bozma)edildiği gibi ibadetlerde de maalesef bilinçsiz bir şekilde sevap kazanayım derken, belki günah işlemekle cahil bırakılmıştır. Mesela zekâtlar, sadakalar hayırlar bu aya sığdırılır. Kur’an bu ayda okunur. Teravihler namazlar kılınır, hatta kadınlar camilere bu ayda âşık olur. Güzel bir olay, ancak yetersiz, Fakir fukara her zaman olacağı gibi, hayırlarda her ay, her gün yapılmalıdır.
Ramazan ayı boyunca Camilerde Kur’an’ı kerim okunuyor da neden manası anlatılmıyor? Akif’in deyimi ile doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhamı asrın idrakine sunmalıyız. Cam Şişeye doldurulmuş balı, şişeyi yalatmakla balın tadı alınmaz. Kadınlarımız da Camilerimizin en güzel yerinde namaz kılma, ibadet etme, özgürlüğüne kavuşmalıdırlar. Unutulmamalı ki Ülkemiz de erkek Müslümanlığı hâkimdir. Bu da kadın için ayrımcılıktır. Öncelikle kadın kapitalizmin, canlı, cansız, reklâmı olmaktan kurtulmalıdır. Sözde aydın kadınlar bu konulara daha fazla duyarlı olmalı, kadın kadına hakaret etmemelidir. Kadını kapitalizmin sermayesi ve üretim aracı olarak görenlere yuhlar olsun!
Camilerimizde cemaatle kılınacak namazda 27 derece sevap oluğunu unutmayalım. Hayır, hasenatlar verilirken, hele zekât ise bizzat fakirlere nakit olarak verilmelidir. Marketlerde belli oran Paketleri ile fakirler kandırılmamalıdır. Verilecekse nakit para verilmelidir fakirler bu şekilde sevindirilmelidir. Yurtlara, Cemaatlere, Camilere zekâtın verilmediği de bilinmelidir. Şeytanların zincirlere vurulduğu, Cennet kapılarının sonuna kadar açıldığı, Rahmet ayını iyi değerlendirmeliyiz. İnanç sisteminde mevsimlik yaşantı olmaz. On bir ay dine saldırmakla geçiren, mevsimlik medyaya, Dine saldırgan döneklere, kanmayalım Piyasada bulunan din sömürücülerinin mallarının semtine de ayak basmayalım. Paramızla yardım etmeyelim. Gemlenen, yemlenen, insan tipinden bizlere fayda gelmeyeceğini bilelim. Vahye dayalı söylemin toplumda tesirinin silahtan daha keskin olduğunu bilelim. İç düşmanların, hainlerin, saltanat düşkünlerinin dış düşmandan daha tehlikeli olduğunu unutmayalım. Ramazan Ayının tüm ümmeti Muhammed için kurtuluş vesilesi olmasını Rabbimizden niyaz ediyorum… Selamla kalın selamette kalın.