Hesapta kalan 1 Kr. borca 125 TL ihtar

Hesapta kalan 1 Kr. borca 125 TL ihtar

tepkisini çeken bankalar, kuruş seviyesindeki alacaklar için bile mahkeme yoluyla tahsilât yapmaktan çekinmiyor.

Küresel finansal rüzgârdan güçlenerek çıkan Türk bankalarının 2009'da 20 milyar dolar kâr açıklaması bütün dünyada takdirle karşılandı. Ancak, elde edilen kârlara karşılık bankaların müşterilere ve reel sektöre karşı tutumu eleştiriyle karşılanıyor.

Müşteriden kredi kartı aidatı, hesap işletim ücreti, ortak ATM kullanım ücreti ve internet bankacılığı komisyonları gibi hizmet bedelleri tepki çekiyor. Bankalar, birçok şikâyete rağmen kuruş seviyesindeki alacaklar için bile mahkeme yoluyla tahsilât yapmaktan çekinmiyor.

İstanbul Zeytinburnu'nda börek salonu işleten Süleyman Gözlemeci benzer bir vakayla karşılaşmış. 6 bin 500 liralık krediyi ödedikten sonra kalan 1 kuruş için 40 kuruşu kredi faizi, 4 kuruşu KKDF, 2 kuruşu da BSMV olmak üzere 47 kuruşluk borç için ihtarı çekilmiş. Gözlemeci'ye 56,15 lirası ihtarname masrafı ve diğer yasal masraflarla toplam 125,85 lira borcu olduğu tebliğ edilmiş. Süleyman Gözlemeci, "Çocuğumu Arel Üniversitesi'ne kayıt yaptırdım. 6 bin 500 liralık okul ücretini senetler halinde Akbank'a yapmam gerektiği söylendi. 1-2 gün geç kaldığım zamanlar her senedi günlük faiziyle ödedim. Son senedi yatırdıktan 6 ay sonra banka bana hâlâ 1 kuruş borcum kaldığından faizleri ve 56,15 liralık ihtarname masrafını ödememi söyledi. Şimdi benden 125,85 lira tahsil etmek istiyorlar." diyor. Durumu şikâyet için bankanın genel müdürlüğünü arayan Gözlemeci, 2. derece Genel Müdürlük Şube Operasyon Grubu Yöneticisi Kaşif Bayrak'tan "Ben anlamam, bana geleni tebliğ ederim." cevabını aldığını söylüyor.

Bankaların tutumunu değerlendiren Tüketiciler Birliği Başkanı Nazım Kaya, sadece borçlu olduğu durumda değil alacaklı olduğunda dahi bankanın müşterisinden para isteyebildiğini belirtiyor. Kaya, bunun nasıl gerçekleştiğini şu şekilde aktarıyor: "Kapadığı zannedilen hesapta 1 kuruş kalsa banka müşteriden hesap kapanmadığı için işletim ücreti tahsil ediyor. Böylece müşteri borçlanıyor. Banka da faiziyle birlikte haciz yoluyla parayı tahsil etmeye çalışıyor." Bankacılıkla ilgili Tüketiciler Birliği'ne 2009'da 1.950 şikâyet gelmiş. Bunların yarısı kredi kartı aidatı, yarısı da hesap işletim ücreti ile ilgili. Mahkemeye gidildiği takdirde çoğunlukla müşterinin kazandığını kaydeden Kaya, ancak hesap sahiplerinde 'ödeyip kurtulalım' zihniyetinin hâkim olduğunu dile getiriyor. Kart aidatlarında bankaların geri ödeme yapmamak için birçok yöntem kullandığına işaret eden Kaya, sık kullanılan bir yöntemle ilgili "İtirazda bulunana 'paranızı geri ödeyeceğiz' diyerek bir hesap açıyorlar. Hesaptan da işletim ücreti tahsil ediyorlar. Böylece parayı her türlü almış oluyorlar." diyor. Kaya, tüketiciye şu tavsiyede bulunuyor: Böyle bir durumla karşılaşanlar önce bankaya ihbar yazmalı. Bankaya karşı hiçbir taahhütte bulunmadım, derlerse zaten çoğunlukla iptal ediliyor. Aksi halde önce Hakem Heyeti'ne, problem yine çözülmezse Tüketici Mahkemesi'ne gidiyor. Bankaların genelde itirazları kabul ettiğini ama yine ya tutarsa diye uygulamaya devam ettiklerini sözlerine ekliyor.

Türkiye'de 22 milyon kredi kartı kullanıcısı var. Müşterilerin yüzde 4'ü kart aidatına itirazda bulunuyor. Bunlardan çoğu işi ileri götüremiyor. Düşük gelirli müşteri, hakem heyetine gitmek için işinden izin almak zorunda. 50 liralık yevmiyeden olmaktansa 30 liralık ücreti ödemeyi tercih ediyor. Maaşların bankalara yatırılması mecburiyetinden sonra birçok kişinin hesaptan çekilen paradan haberi bile olmadığını kaydeden Dernek Başkanı Kaya, bankaların rekor kârında büyük payın kredilerden kazanılan değil, EFT, çek provizyonu ve benzer tahsilâtlardan oluştuğunu dile getiriyor. Kaya, geçen yılki sektör kârının 1,5 milyar TL'nin kart aidatlarından, 3 milyar lirasının hesap kesim ücretlerinden toplandığını savunuyor. BDDK'nın bu konuda kendisine gelen şikâyetleri bankalara yönlendirdiği için bankaların rahat hareket ettiğini vurgulayan Nazım Kaya, üstk kuruldan şikâyet mekanizmalarını aktif işletmesini istiyor.

Serkan Şahin / ZAMAN