Her Gün Kutlu Doğum Olmalı
Allahım Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır diye Allah Resulünün duası vardır. şu an Recep ayı içerisindeyiz. Can sağlığı olursa Şaban ve Ramazan aylarına mevlam bizleri kavuşturur. Dini konularda Müslümanlarda genel anlamda öyle atalet(Tembellik) Dünyevileşme mevcut ki, günler nasıl geliyor hiç kimse farkında değil. Gündemler çok değişken, Diyanetçe her yıl 10-20 Nisan tarihleri arasında Kutlu doğum etkinlikleri düzenlenir genel anlamda iyi olmakla beraber bence yetersizdir. Bir şeyin bütününü kavramadan sadece parçalardan istifade etmek öğrenme eksikliği olur. Bu kutlu doğum etkinliklerinden çoğu zaman Allah resulünün Ahlakından, merhametinden, bahsedilir. Bahsedilmelidir de. Siyasette, aile yapısında, eğitimde, liderlikte, ticarette, İyilikleri emretmede, Kötülüklerle mücadelede, Müslüman olmayan toplumlarla olan ilişkilerde, beşeri sistemlerden çoğu zaman kimse bahsetmiyor. Allah resulünün hayatından anladığım tüm yaşantımızda onu örnek almaktır. Onun ilkelerini tüm eğitim kurumlarına nakşetmektir. Yoksa sabun köpüğü gibi can alıcı kelimeleri anlatmak, bir anlık insanları cezbe getirmek kalıcı bir eğitim dalı değildir.
Kutlu doğumla ilgili yılda sadece birkaç gün değil, yılın her günü Müslüman için kutlu doğum günü olmalıdır. Kendilerini bu mübarek Dinin öncüleri sayanlar, lütfen Bu millete, toplum fertlerine uydurulmuş dini değil, indirilmiş dini her gün anlatın. Recep ayı aynı zamanda Haram aylardandır. Bu ayda karınca kanı bile akıtılmaz. Öyle bir tablo ile karşı karşıyayız ki, İslam Coğrafyasında her gün insan kanından geçilmiyor, her gün cenaze namazları kılınıyor, Kanın akmaması, annelerin gözyaşlarının dökülmemesi için nutuklar atılıyor. Silah tüccarları belki emellerinin zirvesindedirler, Irak, gitti, Libya gitti, Mısır, malum, Suriye küresel güç adaklarının insafında şu an tek kalan yer, Türkiye Türkiye’yi bu saydıklarıma benzetmek için zararlı maşa mahlûklarla Türkiye’nin kuyusunu kazmaya çalışıyorlar. Ermenistan’ı Kardeş Azerbaycan’a saldırtanlar, ayrı bir cephe açmaya çalışanlar boşuna değildir. Şiddetle hiçbir şeyin düzeleceğine inanmıyorum. Bir yandan kutlu doğum etkinlikleri yapılırken, ecdat yadigârı Şanlıurfa’mızda 11 Nisan Şanlıurfa kurtuluşunu kutluyoruz. Başbakan dâhil Tüm hükümet erkânı İlimizde, Kurtuluş bayramımız Bakanlar kurulu toplantısı ile kutlanıyor. Bu tablo bize gurur veriyor. kutladığımız Şanlıurfa’nın kurtuluşu şov, siyasi malzeme olmaktan çıkarılmalıdır. Bu toprakları kanları ile bize emanet edenlere bir miras borcumuz vardır. Bu miraslık miras yedilik olmamalıdır. Dün İngiliz’i, Fransız’ı, yedi düvel Siyonistlerini birlikle özelde Şanlıurfa’mızdan genelde ise Ülkemizden yekvücut düşmanı kovarken, Bugün Camide saf tutan yan yana olan Müslümanın bir birine güveni yok ne oldu bize?
Bunun nedenini gerçek dini bilmemekten kaynaklanıyor kanaatindeyim. Mezhep taassubu, Parti fanatikliği, aşırı meşrep tutkunluğu, Nimetlere karşı nankörlük sarhoşluğu, belli başlı hastalıklarımızdır. Hükümet erkânından İşsizliği önleyecek kalıcı istihdam alanlarını geliştirmek, yatırım yapmak, öncü olmak acil isteğimizdir. Ülkenin bunca sorunları varken, siyasilerin siyaset dili çok keskindir. Hele muhalefet liderinin bayan bir bakana söylemleri siyasi söylemin bataklığıdır. Af edilecek sözler değildir, edepsizce bir saldırıdır. Nefretle kınıyorum. Bu ülkede Dindar, başörtülü yöneticiyi, siyasetçiyi hiçbir Kemalist, sistem savunucusu bu güne kadar hazmedemedi, temennimiz yönetimde Dindarlara alışmalarıdır. Tüm kindarlıkları dine ve dindarlaradır. Bu mübarek günlerde dillerine dolamışlar dini içerikli bir Vakfa saldırıyorlar. Bu ülkede kimin zina sever olduğunu her kes biliyor.
Hukuku, tıbbı ilgilendiren bir konuyu siyaset şovuna çevirmek edepsizliktir. Tüm İslamı kurum ve kuruluşlar hayat boyu İnsan istismarına, çocuk istismarına, kadın istismarına karşı en büyük mücadeleyi vermişlerdir. Bu siyasi şovcuların gayesi tecavüze uğrayan çocuklara sahip çıkmak değil, tam tersine siyasi güç elde etmeye yöneliktir. Bu toplumda kim suç işlemiş, işliyorsa cezasını çekmelidir. Ve çekiyor. Toplum olarak ne hale geldiğimizi bir örnek kâfidir sanırım. Teknolojide bazılarınca çağ atlama olabilir. Tüketim çılgınlığı, teknolojiye bağımlılıkla nazar edildiğinde, bir gecede 4,5 G için tam 52 Milyon insan sim kartını değişmiştir. Tam Üretmeden tüketim çılgınlığıdır bu. Nedense teknolojiyi elin gâvuru üretir, Fakir Müslüman halk ise tüketir. Her günümüz kutlu doğum olsun. Üç aylar Ümmetin kurtuluş vesilesi olsun. Ülke kalkınması için yöneticilerimize mevlam feraset nasip eylesin. İnsanlık için çalışanlara Rabbim yardım ve birlik nasip eylesin. Fransız’ı Yekvücut olarak nasıl ki Şanlıurfa’mızdan def ettiysek aynı şuurla yaşamayı mevlam hepimize nasip eylesin inşallah.