''Hepiniz röntgencisiniz''

''Hepiniz röntgencisiniz''

''Hepiniz röntgencisiniz''

Muhteşem Yüzyıl” adlı diziye en sert tepki...

Bir Hollandalı ve Amerikalı Kadar Olamayan Röntgenci Zavallılar





Hollandalı gazeteci Henk Boom uzun yıllar emek vererek hazırladığı ve yakın zamanda piyasaya çıkan “De Grote Turk” (The Great Turk), “Büyük Türk” adlı kitabında Kanuni Sultan Süleyman’ın hayatını ele almaktadır. O kitabını hazırlarken Kanuni hakkında yazılmış bütün biyografileri incelemekle kalmamış, aynı zamanda Kanuni Sultan Süleyman’ın hayatı boyunca seyahat ettiği bütün mekanları ziyaret ederek bir takım incelemelerde ve araştırmalarda bulunmuştur. Boom, kitabında Kanuni’nin Türkler ve Türkiye üzerinde hem geçmişteki, hem de şimdiki etkilerini anlamaya çalışmıştır. Kitap bu özelliği ile de üzerinde durulmayı, okunmayı ve anlaşılmayı hak etmektedir.



16. yüzyılda Hollanda’da yaşayan ünlü hümanist düşünür Erasmus’un “De Turkenkrijg” (The War with the Turks) “Türklerle Savaş” adlı kitabında Türkleri “zalim barbarlar” ve İslam dinini de “anlaşılması güç bir din”  şeklinde tanımlamış olmasının aksine Henk Boom, ülkesinin bu meşhur düşünürünün tesirinde kalmadan, onun bu klişeleşmiş önyargılı sözlerine ve düşüncelerine itibar etmeden gerçeklerin yanında yer almış, objektif ve dürüst bir tavır sergilemiş, Kanuni’yi çok daha `gerçekçi ve olduğu gibi` tanıtmaya çalışmıştır.



Henk Boom şu günlerde ülkemizde yaşanmakta olan “Muhteşem Yüzyıl” adlı dizi ile ilgili bugünki tartışmalara bakmakta ve Kanuni hakkında kitap yazmış ve onu incelemiş bir Hollandalı olarak Kanuni Sultan Süleyman’ın “özel hayatının gizliliğinin ihlal edilerek” bu şekilde bir tv dizisi olarak çekilmesini ve bunun halka sunulmasını, ayrıca tarihi gerçeklerin çarpıtılmasını doğru bulmamakta ve bu diziyi haklı olarak eleştiren vicdan sahibi kimselerin yanında yer aldığını açıkça ifade etmekten de çekinmemektedir.



Bu durum karşısında bir Hollandalı gazeteci kadar olamayıp kendi dinine, kültürüne, tarihine acımasızca saldıran ve aşağılık kompleksinden kurtulamayan sözde liberal, sözde sol ve sözde demokrat aydınların utanıp utanmayacaklarını biz bilemiyoruz. Ancak bir bildiğimiz var ki, hayatını araştırdığı Kanuni Sultan Süleyman’a hayran olan ve onun bu şekilde tanıtılmasından rahatsızlık duyan bir Hollandalı gazeteci kadar duyarlılık göstermeyen bu kimselerin utanarak bu yanlışlarından vazgeçip Kanuni’ye yapılan saygısızlığa dur diyebilmelerini umut etmek istiyoruz.



Aynı şekilde saygın bir Amerikalı tarihçi olan Leslie B. Pierce, “The Imperial Harem” “Harem-i Hümayun” adlı kitabında Kanuni Sultan Süleyman’ın asla gösterildiği şekliyle haremde çılgınca eğlenceler düzenleyen ve seks takıntıları olan birisi olmadığını ifade etmektedir. O, haremi erotik maceraların yaşandığı bir yer değil, aksine sultanların evlenecekleri kadınların yetiştirildiği ve hanedanın ayakta kalabilmesi ve devamı için zorunlu bir mekan olarak görmektedir. Ona göre haremi önemli kılan şey yanlış tanıtıldığı şekliyle sadece cinsel ilişkiler yaşanan bir yer olması değildir. Tam tersine padişahların evlenecekleri genç kızların eğitildiği ve özenle yetiştirildiği bir mekan olmasıdır.



Bu iki insaflı Batılı araştırmacı kadar olamayan, Sultanın özel hayatının gizliğini resmen ihlal eden, “kurgu” kılıfının arkasına sığınan ve haremle ilgili gerçekleri `saptırarak ve çarpıtarak çeken` dizi yapımcılarının ve onları yayınlayanların utanıp özür dileyeceklerini bilemeyiz ama, körü körüne bu diziyi yapanları savunan liberal, sol, demokrat ve bazı muhafazakar aydınların bu ülkeye, milletimize ve Kanuni Sultan Süleyman’a büyük bir özür borçları olduğuna inanıyoruz.



Kendi babalarının veya kedilerninin olduklarından farklı bir şekilde gösterilmelerini içlerine sindiremeyen bu empati yoksunu zavallıların, sıra tarihi bir şahsiyete gelince özgürlük (!) savunucusu kesilmeleri tam anlamıyla bir aymazlıktan başkası değildir.



Bir liderin gizli çekilmiş kamera kayıtları ortaya çıkınca “özel hayatın gizliliği” diye feryat edenlerin ve kıyameti kopartanların sıra  Kanuni Sultan Süleyman’a gelince sus pus olmaları ve büyük bir zevkle “kurgudur canım” diyerek `röntgenciliğe soyunmaları` tam anlamıyla bir iki yüzlülüktür.



Bir padişahın ya da herhangi bir kimsenin “kurgu” ve “dizi film” adıyla, yahut “gizli kamera” vasıtasıyla yatak odalarının mahremiyetlerinin ihlal edilerek utanmadan seyredilecek olması utanç verici bir durumdur ve bunu yapanların `sapık röntgenci`lerden hiç bir farklarının kalmayacağını da bilmeleri gerekmektedir.



Bu vesileyle Hollandalı gazeteci Henk Boom ve Amerikalı tarihçi Leslie B. Pierce’i bu hakkaniyetli yaklaşımlarından dolayı tebrik ediyor, onlar kadar tutarlı, objektif, adil ve tarafsız olamayan bu sözde aydınları da çifte standardı terketmeye, insafa ve vicdanlı olmaya davet ediyoruz. Artık `aşağılık kompleksi`nden kurtulmalarının vakti gelmiş olmalıdır. Tarihinden ve geçmişinden utanan bu sömürge aydınları gerçekleri anlamalı ve körü körüne kolonyalist ve emperyalistlere özenmekten vazgeçmelidirler.



Kendi yerli ve mağdur kimliğinden nefret eden, kimliğini sömürgeci ve emperyalist Batı'nın kimliğiyle özdeşleştirmeye çalışan, adeta mandacılığı savunacak kadar alçalan, Batı medeniyeti dışında kalan ezilmiş ve sömürülmüş uluslara neredeyse tiksinerek ve iğrenerek bakan, röntgenciliği savunan, empati nedir bilmeyen, cahil olduğu halde kendini `aydın`(!) sanan, iki yüzlü ve omurgasız bu kimselere sadece acıdığımızı ifade ediyor ve Kanuni Sultan Süleyman’ı rahmetle ve minnetle anıyoruz.



Kamuoyuna saygıyla duyurulur.







DİYANETHABERLER.COM