Hem ziyaret hem tedavi
Birkaç yıl öncesine kadar kalp damar cerrahı bulunmayan Şanlıurfa, şimdi batı illerinden gelen hastaları ağırlıyor. Yıllar önce memleketinden ayrılarak büyük şehirlere yerleşen Urfalılar da, uçakla seyahat fırsatını değerlendirerek hem yakınlarını ziyaret ediyor hem de rutin kontrollerini yaptırıyor.
Kalp damar cerrahi uzmanı bulunmadığı için başta İstanbul ve Ankara olmak üzere büyük şehirlerde şifa arayan Şanlıurfalılar, bölgedeki sağlık yatırımları sayesinde uzak şehirlerde yaşadığı sıkıntılardan kurtuldu. Bir yandan da bölgede isim yapan doktorlar sağlık turizminde tersine göçe öncülük ediyor. Bu öncülerden biri de İstanbul’daki Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp-Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesinden memleketi Şanlıurfa’da kurulan OSM Ortadoğu Hastanesine dönen Op. Dr. Murat Akçar. Bölgedeki sağlık yatırımlarına dikkat çeken Akçar, Şanlıurfa’da çalıştığı hastanenin İstanbul’daki özel hastanelerden geri kalır yanının olmadığını ifade ediyor. Batı illerinden çok sayıda hastanın tedavi için Güneydoğu’ya geldiğini anımsatan Akçar, bölgenin birçok alanda olduğu gibi sağlık alanında da önemli gelişmelere sahne olduğuna dikkat çekiyor.
Sağlık turizminde tersine göçün başladığına işaret eden Op. Dr. Akçar: “İstanbul’da görev yaptığım sırada Urfalı hemşerilerim tedavi için bana gelirdi. Her gün Güneydoğu illerinden gelen çok sayıda insanımızın tedavisi için çalışıyorduk. Şimdi hem kalp-damar cerrahisi hem de diğer özellikli işler için bölge insanı il dışındaki hastaneleri gitme gereği duymuyor. Çünkü oradaki imkanlar artık burada da bulunuyor. Özellikle 2010’un sonlarından itibaren sağlık turizminde tersine göç yaşanıyor. Batıdaki hastanelerin çok fazla yoğun olduğunu ifade eden birçok insan tedavi için Şanlıurfa’ya geliyor. Güneydoğu için 2 farklı portföyden söz etmek mümkün. Birinci seçenekte özellikli tedaviler için batı illerinden gelenler bulunuyor. Bu insanlar batıdaki hastanelerde şifa bulamayarak farklı bir seçenek olması yönü ile bölgedeki ünlü doktorları tercih ediyor. İkinci seçenekte ise yıllar önce İstanbul gibi büyük şehirlere yerleşen bölge insanı yer alıyor. Bu insanlar da genellikle rutin kontroller için bölgedeki hastaneleri tercih ediyor. Tatilini memleketinde geçirdiği dönemde rutin kontrollerini yaptıranlar da var. Sırf tedavi için gelip yakınlarını ziyaret edenler de… Önümüzdeki yıllarda bu trafiğin daha da artacağını düşünüyorum.“ dedi.
Hem ziyaret hem tedavi
İzmir’de doğup büyüyen 53 Yaşındaki Emekli Öğretmen Fadile Çömez yıllardır memleketi Şanlıurfa’ya gelmek için bir bahane aramış. Kalp, şeker ve tansiyon rahatsızlığı olan Çömez, ayda bir sağlık kontrolünden geçmesi gerektiğini belirtiyor. İzmir’deki bir özel hastanede yaşadığı son olay onu memleketine gelmeye ikna etmiş. Çömez yaşadıklarını şöyle anlatıyor: İzmir’deki hastaneler de çok büyük ve modern ama aşırı yoğun. O kadar yoğunlar ki muayene olmak için sabahın erken saatinde sıraya girmeniz gerekiyor. Bir hastanın sabah erkenden kalkarak orada sıraya girmesi çok yorucu oluyor. Birinci gün muayene olmak için sıraya giriyorsunuz… Ertesi gün kan tahlili yaptırmak için… 3. Gün kan tahlilinin sonucunu almak için… 4. Gün sonuç göstermek için derken tedavi süresi uzuyor. Her gün saatlerce sıra beklemek durumunda kalıyorsunuz. Son yaptığım kontrollerde tam 1 hafta boyunca hastanede sıraya girmek zorunda kaldım. Şanlıurfa’daki OSM Ortadoğu Hastanesinin şartları ile karşılaştırdığımda arada büyük fark olduğunu görünce bir sonraki kontrollerimi memleketimde yaptırmaya karar verdim. Uçak masraflarım dâhil kontroller için daha az ücret ödemek durumunda kaldım. Tüm tetkiklerim 1 gün içinde sonuçlandı. Şimdi gönül rahatlığı ile yaşadığım şehre döneceğim. Hem şunu söyleyeyim bu hastanenin de İzmir’deki hastanelerden geri kalır yanı yok. Hatta oradaki hastanelerden daha temiz diyebilirim. Buraya gelmek benim için de iyi oldu.
Burada daha önce hiç görmediğim akrabalarımla tanışma imkanı buldum. Kendi memleketimi daha yakından tanıma ve gezme imkânı buldum. Bundan sonraki kontrollerimde memleketime geleceğim.”
“Daha önceden Urfa’yı görmeseydim buraya gelmezdim”
Aynı hastaneye İki kardeşi ile birlikte Denizli’den gelen 74 yaşındaki Melahat Vural da Şanlıurfa’daki bir hastaneye gelme konusunda, 2009 yılında Şanlıurfa’ya yaptıkları gezinin etkili olduğunu söyledi.
Belediye başkanı olan oğlunun okuduğu bir gazete haberinden sonra kendisini tedavi için Şanlıurfa’ya göndermek istediğini öğrenince çok şaşırdığını dile getiren Vural: “Önce gelmek istemedim. Denizli İzmir ve İstanbul’da neredeyse gitmediğim doktor kalmadı. Urfa’da şifa bulacağıma inanmıyordum beni zor ikna ettiler ama şimdi çok memnunum. Buranın diğer hastanelerden bir farkı yok. Doktorum 10 günlük bir tedavi programı önerdi tedavim devam ediyor. Burada daha önce hiçbir yerde görmediğim ilgiyi görüyorum.” dedi.
Psikolojik eşik aşılıyor
Sağlıkta “güven” duygusunun önemine işaret eden OSM Ortadoğu Hastanesi Başhekimi Uz. Dr. İbrahim Halil Baysal da bölge insanının son teşhis için büyük şehirlere gitmeyi alışkanlık haline getirdiğini hatırlatarak bu durumun her geçen gün azaldığını belirtti. Güneydoğu algısının her alanda olduğu gibi sağlık alanında her geçen gün yerini güvene bıraktığını dile getiren Baysal: “Daha önceki yıllarda bu bölgedeki herhangi bir hastanede yaşamını yitiren hasta için hasta yakınları yetersiz kalındığı düşüncesine kapılarak hastalarını il dışındaki bir hastaneye götüremediği için hayıflanıyordu ancak gelinen noktada bu hayıflanma iyiden iyiye azaldı. Buradaki imkanları yakından takip eden hasta yakınları hastalarını il dışına götürmekten vazgeçiyor.” dedi.