Helal süt emen AKP'ye destek olmaz-VİDEO-
MHP'lilerin ve helal süt emmiş hiç bir ferdin AK Parti'ye destek olmayacağını söyledi. İşte Bahçeli'nin sözleri:
Haber 7
AK Parti'nin anayasa değişiklik
Partisinin grup toplantısında
Anayasa paketine AK Parti ve CHP'den en az 25'er vekilin evet diyeceğini belirten Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ı isim vermeden ağır bir dille eleştiren Devlet Bahçeli, "Ne var ki daha işin başından itibaren hayasızca sürdürülen bir kampanya ile sözde partimize mensup milletvekillerinin bile Anayasaya destek vereceklerine dair alçakça şaiyalar yayılmaya çalışılmaktadır" dedi.
Devlet Bahçeli anayasa değişikliği konusunda şunları söyledi:
"EŞİ GÖRÜLMEMİŞ REZALET"
Geçtiğimiz hafta içinde AKP tarafından hazırlanıp topluma dayatılmak istenen "AKP Anayasası" TBMM Başkanlığına önce sunulmuş ve ardından imzalardaki şaibeler nedeniyle birkaç gün sonra geri çekilmiştir.
Bu metin içinde bulunan maddelerin içeriğine ait değerlendirmeler başka bir tartışmanın konusudur. Ne var ki, Anayasa gibi çok ciddi bir sözleşme metnini sahte imzalarla sulandıran bir zihniyetin Anayasa değişikliği ile sağlamayı amaçladığı gelişmeler hakkında ne kadar inandırıcı olabileceği herkesi düşündürmelidir.
İmza atan milletvekillerinin bile haberinin olmadığı düzmece metinlerin, muhalefet tarafından farkına varılmış olması üzerine teklif dün yeniden ele alınarak Başbakanın da imzasıyla ve ilave iki madde ile birlikte tekrar Meclis Başkanlığına sunulmuştur.
Bu Cumhuriyet tarihinde eşi görülmemiş bir rezalet olarak kayda geçecektir. Anayasa gibi önemli bir değişimi hedefleyenlerin ne derece ahlak ve ilkeden mahrum olduklarını da herkese gösterecektir. Bu olay da göstermiştir ki, ne derece güzel değişiklikler hazırlarsanız hazırlayınız, arkasında bunları uygulayacak erdemli ve liyakatli kadrolar ile yüksek siyaset ahlakı olmadıkça, sonuç alınması mümkün olmayacaktır.
"İŞİN BAŞINDA ÇUVALLADILAR"
AKP zihniyeti daha işin başından çuvallamış ve niyeti konusunda milletimizde kuşkuları artırmıştır. Türk milletinin temsilcileri olan milletvekillerinin attıkları imzaların kendi partileri tarafından geçersiz sayılması onlar için tam bir utanç vesilesidir. Ne var ki bu teklifler de, Milliyetçi Hareket Partisi tarafından ciddiye alınmayacak, üzerinde ayrıca ve ilave bir yorum yapmaya değer bulunmayacaktır.
"TUTUMUMUZ BELLİ"
Zira bizim Anayasa değişiklikleri konusunda baştan beri tutumumuz bellidir ve değişmemiştir. Bunları şu başlıklar halinde şöyle özetlemek mümkündür:
Anayasalar toplum sözleşmeleridir. Yalnızca bugün yaşayanları değil, yarın doğacak kuşakları da etkileyecek, siyasetin ve zamanın üstünde ve ötesinde metinlerdir.
Anayasayı değiştirenlerin siyasetten çekilmiş oldukları dönemlerde bile ürettikleri anayasalar toplumu yönlendirmeye devam edeceklerdir. Anayasa hazırlamanın sorumluluğu büyüktür ve milletlerin geleceğinde hayati öneme haizdir. Bu nedenle toplumu oluşturan herkesin ve her kesimin azami talep ve beklentilerini önce dinlemek, sonra değerlendirmek ve sonra da karara varmak esas olmalıdır.
Bu durumda, uzlaşma arayışları, uzlaşma ahlakı, uzlaşma kültürü, uzlaşma ortamı ve bunların üzerinde yapılacak ittifak Anayasaların etik ve toplumsal kaynağı olmak durumundadır. Mevcut anayasa değişiklik teklifi bu haliyle tam bir AKP anayasasıdır ve tümüyle dayatmadır.
Hazırlanma sürecinde ve olgunlaşmasında Milliyetçi Hareket Partisi ile hiçbir arayış içine girilmemiş, önerilerimiz dikkate alınmamıştır. AKP içinde yandaşların işbirliği ile hazırlanan bir metin son dakikada karşımıza çıkartılmış ve sözde randevu talep edilerek işbirliği adı altında onayımız istenmiştir.
"MHP İMDAT KOLU DEĞİL"
Bu yöntem, her şeyden önce anayasanın maksadının ruhuna aykırı olduğu gibi, aynı zamanda Milliyetçi Hareketin siyaset ahlakına da aykırıdır. Milliyetçi Hareket, 22 Temmuz 2007 seçimlerinden itibaren TBMM çatısı altında bulunmaktadır. Partimiz, varlığımızı aradan geçen iki buçuk yılda hatırlamayanların, hatta bizi aşağılayanların şimdi başlarının sıkıştığı yerde çekecekleri imdat kolu değildir.
"PİYON HALİNE GELMEYİZ"
Milliyetçi Hareketin hiçbir ferdi kendisini faşist olmakla suçlayan, kurucu genel başkanının işine gelen sözlerini alçakça istismar eden, parti amblemimize tabela diyen, bizi kafatasçı olarak suçlayan çürümüş zihniyetlerin kokularına katlanamaz. Bilinmelidir ki, partimiz, oluşumunda katkısının bulunmadığı hiçbir siyasi fikre veya hazırlığa asla açıktan destek veremez, figüran olamaz ve birilerinin piyonu haline gelmez.
Bizim siyaset ahlakımızda, muhterem kadrolarımız bedeli ne olursa olsun bu tür dayatmaları kesinlikle reddeder. Anayasalar, siyasal ve toplumsal huzurun, barışın, kardeşliğin, uzlaşmanın ve işbirliğinin hiç değilse asgari düzeyde yaşandığı iklimlerde vücut bulacağı moral değerler ve manevi atmosferde sağlıklı olarak oluşur ve devam ederler.
Bu dönemde TBMM'de bulunan siyasi partiler arasında kurulacak "Anayasa Değişiklik Komisyonu" vasıtasıyla olgunlaştırılıp, önümüzdeki dönemde de yasalaşması fikrimizi aynen koruyoruz, bu düşüncemizin şimdi de arkasındayız. Anayasa, adı üzerinde ülkemizdeki bütün münasebetlerin üzerine şekillendiği temel değerlerin hukuki dayanağıdır. Bu yönüyle etikten ayrı düşünülmesi söz konusu olmamalıdır.
"ALÇAKÇA ŞİAYLAR"
Ne var ki daha işin başından itibaren hayasızca sürdürülen bir kampanya ile sözde partimize mensup milletvekillerinin bile Anayasaya destek vereceklerine dair alçakça şaiyalar yayılmaya çalışılmaktadır. Kapı kapı gezen bazı zavallılar ise Milliyetçi Hareket Partisi'ne gönül vermiş milyonları etkileyeceklerini düşünmektedirler. İşin yalnızca bu yönü bile AKP ve bir avuç işbirlikçisi dışında Anayasanın geçmeyeceğine dair bir panik içine girdiklerini, derin korkular yaşadıklarını şimdiden göstermesi bakımından ibret vericidir.
"HELAL SÜT EMEN YANINDA YER ALMAZ"
Kendi milletvekillerini iknada başarılı olamayanlar, kendi aralarındaki insanları ikna edemeyenler şimdi başka mecralarda şansını boş yere deneme arayışındadırlar. Buradan inanarak tekrarlıyorum ki, Milliyetçi Hareketin hiçbir mensubu, aziz milletimizin helal süt emmiş hiçbir ferdi; Habur'da terörist karşılarken ve kucaklarken gördüğü, Başımıza çuval geçirilirken suskunluğuna şahit olduğu, Katile sayın, şehide kelle diyen bir zihniyetin yanında kesinlikle yer almayacaktır.
Erdoğan'ın önce başbakan, sonra eşbaşkan, şimdi ise başyargıç olma hezeyanlarına, bu dünyada hesaptan kurtulma arayışlarına asla ve asla destek olmayacaktır.