Helal Rızık
Rızkı veren Allahtır. Nankörlük yapılırsa rızık kesilir. Helal rızık elde etmek her Müslümanın görevidir. Helal rızık elde etmek şuur meselesidir. Helal rızık nesli bile ilgilendirir. Asrımızda helal rızık bulmak, elde etmek biraz zordur. Kapitaizm insanlığı her alanda kaplamış, delik çok büyük yama ise az geliyor. Dünyevileşme insanoğlunu haramla boğuşturuyor. Bugün haramın girmediği yer yoktur sanırım. Ferdi olarak yapılan helal çalışmalar, istisnalar hariç. Emekli olmuşum aldığım maaş bile şüpheli, dinimizde bir takva var alanı çok dardır, birde fetva var biraz çıkış yolludur. Televizyon fetvacıları İslam dışı fetvaları kussalar bile halkımız pek itibar etmiyor. Geleneksel de olsa haramlardan kaçınmaya çalışıyor. Öyle ise haramları işlemek ihtiyari veya gayri ihtiyari diye ikiye ayırıyoruz. İhtiyari haram işlemek: isteyerek, bilerek, haram karşılığı cezayı hafife alarak günah işlemek tır ki, insanı küfre götüren yoldur, gayri ihtiyari günah işlemek ise, istememekle beraber, günahın insana bulaşmasıdır.
Bankalar, televizyonlar, çarşı, pazardaki üryanlar gibi, görmeme gözlüğümü takalım? Bir Anne babanın çocuklarına karşı en büyük görevi onlara helal rızık yedirmektir. Evine getireceği gazeteden bile sorumludur. Anne babalar helal haram demeden özen göstermeden, haram bir yaşantı geçirdiği için herkes açtır. Zenginde fakirde tok değildir. Bereketsizlik zirve yapmıştır. Fakir zengine özenmiş, kredilere boğulmuş, kredi kartına mahkûm olmuştur. Şeri hükümlerle yönetilmeyen rejimlerin tüm işlemleri, ilişkileri, kesilmemiş leştir. Neresinden faydalanırsanız necistir, haramdır. Fetvada belki çıkış yolları vardır. Bu konularda sağlam İslami kaynaklarda her şey belirtilmiş, ben sadece dinden anladığımı yazıyorum. İnsanı harama sürükleyen ne varsa yok edilmesi devletçe yani yönetimlerce olur. Bir taraftan kapitalist, sömürü düzeni haramın kesesini sonuna kadar açacak, Müslümana da sen bundan kaçın denilecek, bu samimiyetsizliktir. İnsana değer vermemektir. İnsanları kandırmaktır. Müslüman lider olacaksın Müslümanın oyunu alacaksın haramları koruyacaksın, helal yolda adım atmayacaksın, Dinle ilgili emir nehiyleri taksitle vereceksin, oy almak için halkı kandıracaksın. Bunların hepsi Cumhuriyet döneminde olmuş ve günümüze kadar gelmiştir.
Sol kesimce ezan Türkçe okutulmuş, sağcı dindar bir lider gelmiş, ezanı aslına çevirmiş, halktan iktidarı almış bedelini de canı ile ödemiştir. Halkın bakışı nedir bu ezan konusuna sanki Ülkeye şeriat gelmiş, Bir taraftan kapitalist, ladin, sömürücü, ırkçı sistem korunurken, diğer taraftan halkın havası güzel alınmıştır. Bu günde yapılanlar aynıdır. Zamanın değişmesi dini değiştiremez, dini kendimize değil biz dine uymalıyız. Dinimizde hardal tanesi kadar midesinde haram olanın kırk gün duası kabul olunmaz deniliyor. Hardal tanesi de, çok küçük bir şey susam tanesi gibi. Helal haram demeden, keseyi, mideyi, kasayı dolduranlar ahirette hesabını vereceklerdir. Hem kendileri hem de haramları işlemede, öncü oldukları için toplum fertlerinin işlediği haramlardan da hesaba çekileceklerdir. Oy almak için eylem söylem ayrılığı ile kurtuluş yoktur. Ticarette, siyasette, hayatın tüm alanlarında helal kazanç gelir kaynağımız olmalıdır. Siyasete ceketle girenler, çıkışları yatlı, katlı ise harama el uzatma, çarpma çırpma vardır demektir.
Bir insanın namus dairesinde ne olursa olsun meşru dairede çalışarak, çalışırken Allaha isyan etmeden, çalışıyorum diye Namazı bırakamamak. Çalıştığı işin hakkını vererek, (Patron namaz kılmama müsaade etmiyor,) bırakmıyor dese mazeret değil. İbadetini geçirmeden bir insan çalışır Kazandığı geçirdiği zaman Çocuklarına yedirdiği kendisi için ibadet hükmündedir. Bunun tersi olursa kazancı haramdır, kazancı aile efradına yedirdiği için sorumludur. İçki fabrikasına yönetici olanlar, İş yerinde namaz bile kılanlar, zikir çekenler, fabrikayı korumada kendilerine fetvacı türetenler, Fabrikanın üretimine dokunmadan günahtan kurtulacağınızı mı sanıyorsunuz. Halkın verdiği vergilerle saraylar yapanlar, özel uçak alanlar, dünyayı turlayanlar, etrafını zengin edenler, dokununca hem aklayanlar hem de paklayanlar, büyük devletin gereği budur diyenler hangi devletin, sistemin, rejimin koruyuculuğunu yaptıklarına iyi baksınlar, yapılanlar dinin neresine uyuyor bir baksınlar.
Helal haram muhasebesini yapsınlar ondan sonra büyük devletten bahsetsinler. Sanayide sömürülenlere bağımlı olanlar büyük devlet olamazlar, toplumun bünyesine uygun bir anayasa bile yapamayanlar büyük devlet olamazlar, Faiz lobisini daha da şişirenler, üretmeden tüketenler, halkına adil paylaşım yapamayanlar, büyük devlet olamazlar, kanunlarını AB standartlarına göre ödevmiş gibi yapanlar büyük devlet olamazlar. Öz yurdunda sömürülenler, ötekileştirilenler, darbelere karşıyım diyenler, darbe kanunu ile seçime girenler, siyaset barajını düşürmeyenler, büyük devlet olamazlar. Söyleyecekleri mi özetleyen asrın üstadını dinleyelim HAKİKİ İMANI ELDE EDEN ADAM KÂİNATA MEYDAN OKUYABİLİR Helal zeminlerde buluşmak dileklerimle