Hedefi Şaşmayan Silah: BOYKOT

Hedefi Şaşmayan Silah: BOYKOT

                Boykot tarih boyu başvurulmuş olan boykot, etkisi idrak edilip, hakkı verilerek uygulandığı takdirde, asla hedefini şaşmaz. Bu silaha karşı direnmek neredeyse imkânsız gibidir. Bir önceki yazımızda kâfirlerin Müslümanlara karşı uyguladıkları bazı boykot örneklerini kısaca yazdık. Şimdi Müslümanların düşmanlarına karşı uyguladıkları bazı boykot örneklerine hatırlayalım.

  1. Beni Hanife’nin lideri Sümame bin Üsal el Hanefi (ra) nin Mekke müşriklerini boykot etmesi; bu zat Müslüman olduktan sonra umre yapmak üzere Mekke ye gitmişti. Mekke müşrikleri ona: “ Ey Sümame sen dininden çıkıp sapıttın mı?”  dediler. O da: “Hayır aksine ben en hayırlı din olan İslam’a girdim” dedi ve şöyle devam etti; “Şunu iyi bilin ki, yeminle söylüyorum, Resulullah (sav) emretmedikçe bundan böyle Yemâme’den size bir gram gıda vs. maddeler gönderilmeyecektir.” Daha sonra Yemâme’ye dönünce, ikinci bir emre kadar Kureyş’e bir şey satılmamasını emretti. Kureyş buna bir yıl bile dayanamayıp hemen Resulullah (sav) a müracaatla yalvarıp yakardılar. Resulullah (sav) Sümame (ra) ye bir mektup yazarak boykotun kaldırılmasını emretti de Kureyş nefes aldı.
  2. 70 küsur yıl öncesinden ümmete boykot çağrısı yapan şehit imam Hasan el Benna, eğitim risalesinde sıraladığı 40 vecibenin 22. maddesinde şöyle der: “İslam’ın iktisadi müesseselerini ve mamullerini teşvik ederek İslam’ın genel servetine katkıda bulun. Ne olursa olsun bir kuruşunun dahi gayri Müslimlerin eline geçmemesine çalış. Sadece İslam vatanının ürettiklerini kullan ve tüket.” İleriyi gören İslam önderleri çok önceden bizleri uyarmışlar ancak biz kavrayamamışız.
  3. İkinci intifada’dan bu yana Yahudi mallarına uygulanan kısmi boykot birçok yerde ses getirmiştir. Furkan savaşı diye isimlendirilen Gazze katliamından sonra Mısırda yüz elli şubesi bulunan İngiliz şirketi bir mağazalar zincirinin kapatma kararı aldığı basına yansımıştı. Onun dışında zaman zaman ümmetin sıkıntıları harladıkça, Yahudi mallarına yapılan boykot çağrıları da önemli bir işlev görmektedir. Bu şirketler dışarıya pek yansıtmasalar da milyarı bulan zararları olmaktadır.
  4. Son ırak işgaliyle kabaran boykot dalgası sonrasında Coca Cola, pazarının yüzde yirmi beşini kaybettiğini belirterek BM’yi dava edeceğini söylemişti. Bu da yine Yahudi mallarına konulan boykotların, sessiz sedasız ama çok etkin bir silah olduğunun delilidir.
  5. Gazze katliamıyla başlayan boykot dalgasında bir ay zarfında, Yahudi şirketlerinin kayıplarının 376 milyar dolar olduğu haberleri sosyal medyaya yansımıştı. Şu an ki 3. İntifada da boykota gereken hassasiyet gösterilirse, etkisi çok büyük olacaktır.

Sonuç olarak; boykotun gücünü kavramak, insanları bu konuda bilinçlendirip uyarmak ve hep beraber boykota devam etmek zorundayız. Elbette boykot dışında yapacaklarımıza devam edeceğiz buna bir engel yok. Ama tüm yaptıklarımızın yanında boykotu da unutmayalım. Her an canlı ve diri tutalım.

Buna ek olarak ümmeti maddeten ciddi oranda zaafa uğratan bir konu da, lüks, israf ve konfordur. Hayatımızın her yanını sarmalayan moda, akıl almaz bir tüketim çılgınlığı doğurmaktadır. Bu da gündemimizde olması ve arada bir zihinlerde tazelenmesi gereken bir konudur.

Lüks ve israftan kurtulup, boykot silahını gereği gibi kuşandığımız zaman düşman kendiliğinden kaybedecektir. Düşünün sadece enerjide düşmana karşı bir haftalık, bir aylık boykot düşmanı dize getirmeye yeter. Düşmanın tüm dayanağı maddedir, paradır. Para muslukları ise çoğunlukla bize sattıkları Cola, cips, burger vb. abur cuburlardır. Bu alanda yenildiği zaman Allah (cc) ın ayetleri tecelli edecektir.

Firavun, (Mısır) toprağında gerçekten azmış, halkını çeşitli zümrelere bölmüştü. Onlardan bir zümreyi güçsüz buluyor, bunların oğullarını boğazlıyor, kızlarını ise sağ bırakıyordu. Çünkü o bozgunculardandı. Biz ise, o yerde güçsüz düşürülenlere lütufta bulunmak, onları önderler yapmak ve onları (mukaddes topraklara) vâris kılmak istiyorduk. Ve o yerde onları hâkim kılmak; Firavun ile Hâmân'a ve ordularına, onlardan (İsrail oğullarından gelecek diye) korktukları şeyi göstermek (istiyorduk). (Kasas 28/5)

Evet, kadim firavunlar, daha çok İsrail oğullarına zulmetmişlerdi, kaybettiler. Mazlum olmanın ne demek olduğunu en iyi bilmesi gereken İsrail oğulları, asırlardır firavunlaşmış, Müslümanlara zulmetmektedirler. Firavun kaybettiği gibi, bu günün firavunları da kaybedeceklerdir. Firavunların yıkılışını çabuklaştır Allah’ım! (cc) Selam… Dua… BOYKOT