HÜDA PAR eğitim müfredatı sorunlarını raporlaştırdı
Eğitim müfredatından kaynaklanan sorunları raporlaştıran HÜDA PAR, toplumun inanç ve kültürüyle barışık, manevi içerikle desteklenmiş modern bir eğitim sistemi ve müfredatına ihtiyaç olduğuna dikkat çekti.
Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Eğitim İşleri Başkanlığı, Milli Eğitim Müfredatı İnceleme Raporunu açıkladı. Müfredattan kaynaklanan sorunların tespitine yer verilen raporun sonunda ise sonuç ve önerilere yer verildi.
Raporun hazırlanmasındaki amacın yaşanan sorunların olabildiğince asgari düzeye inmesi ve eğitim kalitesini daha üst seviyelere taşımak olduğu belirtilerek, "Kemalist ideolojinin dayatmalarından ve raporda yer alan diğer sorunlardan arındırılmış, Batı’ya özenti uğruna ahlaki, manevi ve geleneksel değerlerimizden taviz vermeyen bir eğitim sistemine kavuşmak en büyük temennimizdir." denildi.
Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda okutulan kitapların içeriğine dair tespitler ve halkın inanç değerlerine ve genel ahlaka aykırı hususlara da yer verilen raporda ayrıca idareden kaynaklanan sorunlar İdari Sorunlar başlığı altında anlatıldı.
"Eğitim müfredatında tek parti dönemi zihniyetinin hâkimiyeti sürüyor"
Eğitim sisteminin, kendi başına, uluslararası nitelikte yönetici, idareci, öğretmen, araştırmacı, sanayici, mühendis vs. yetiştirmekte yetersiz kalmasının en önemli sebeplerinden birinin müfredattan kaynaklanan sorunlar olduğu vurgulanan raporda, şu ifadelere yer verildi: "Son yıllarda yapılan birçok değişikliğe rağmen eğitim müfredatında ceberut tek parti dönemi zihniyetinin hâlâ hâkim olduğu görülmektedir. Kitapların neredeyse dörtte biri hatta daha fazlası tek parti döneminin, çoğu gerçekleri yansıtmayan resmi tarih tezlerini savunmaya matuftur. Bu gayeyle geçmişi karalama yolunu seçen verileri ve Atatürk sevgisini, Atatürk ilke ve inkılâplarını öğrencilere aşılama amacıyla hazırlanmış durumdadır. 2005’ten bu yana yapılan değişiklikler, bu yanlış veriler üzerine hüküm bina etme şeklinde gerçekleştiğinden aynı yanlışlar devam etmektedir. Farklı ırklardan öğrenciler kendi anadili ve edebiyatını öğrenme yerine on iki yıllık eğitim süresince sadece sistemin kendilerine sunmuş olduğu Türk Dili ve Edebiyatını öğrenmeye zorlanıyor. Müfredatta, Cumhuriyet’le beraber medeniyet, çağdaşlık, modernleşme gibi kavramlar üzerinden bu halkın inançları, değerleri 'gericilik ve yobazlık' şeklinde yansıtılmaktadır."
Ders kitapları eğitim gören çocuğun yol rehberidir
Eğitimde bir değişim süreci yaşandığı ancak ders kitaplarının içeriğine neredeyse hiç dokunulmadığına dikkat çekilen raporda, eğitim politikasının aynasının ders kitapları olduğu vurgulanarak, "Bir devlet ve hükümetin, sahip çıktığı inanç, desteklediği kültür; gelecek için öngördüğü hedefler kendisini en iyi şekilde ders kitaplarında gösterir. Ders kitapları, gelecekte hayatın teslim edileceği çocuğun yol rehberidir; ikilik kabul etmez, çelişki kaldırmaz. Bir çocuğa Allah düşmanları 'örnek insan', 'kurtuluş önderi' diye okutulurken, ona bunu dikte eden bilgiler aşılanırken, onun dünya görüşü bunun üzerine şekillendirilirken onun 'dinine-inancına bağlı' biri olarak yetiştirilmek istendiği iddia edilemez. Eğitim programı, bu kadar ağır bir çelişki içinde iken halk çocuğunu okullara güvenle teslim edemez." denildi.
Kişiliği şekillenme çağında olan bir çocuğa, yönlendirilmek istenen yerin zıddına direktifler verilmesinin felaket olduğu belirtilen raporda, bu durumun çocuğu, çelişkiler içinde bırakıp kişiliksizliğe sürüklediği vurgulandı.
"Yanlış temeller üzerine kurulan bina yıkılmaya mahkumdur"
Son yıllarda andımızın kaldırılması, İmam Hatip Okullarının açılması ve çoğaltılması, seçmeli dersler olarak din ve dil derslerinin konulması her ne kadar bu yanlışların bir kısmını düzeltmeye yönelik ise de yeterli olmadığı tespitine yer verilen raporda, "Zira bazı düzeltmelere rağmen birçok yanlış bile bile tekrar edilmektedir. Bu yanlışlar devam ediyorken, eğitim sisteminin sağlam temeller üzerine bina edilmeyip yazboz tahtasına dönüştürülmesi, nesillerimizin geleceği açısından tam bir felakettir. Çünkü yanlış temeller üzerine ne kadar sağlam bir bina inşa ederseniz edin, o bina yıkılmaya mahkûmdur. Bundan hareketle yapılması gereken ilk şey, mevzuat ve ders müfredatlarındaki ötekileştiren, toplumun inanç ve değerleriyle uyuşmayan kavramların çıkartılmasıdır.
Sonuç olarak toplumun inanç ve kültürüyle barışık, manevi içerikle desteklenmiş modern bir eğitim sistemi ve müfredatına acilen ihtiyaç vardır. Bu ihtiyacın karşılanması için gerekli çaba ve gayretin yürütülmesi gerekmektedir." denildi.
(İLKHA)