HAYATIMIZ YAŞADIKLARIMIZDIR

HAYATIMIZ YAŞADIKLARIMIZDIR


Yeryüzünde yaşamak her insanın hakkıdır. İnsanın dışındaki varlıklar insanın hizmetine verilmiştir, Çünkü insan yeryüzünün halifesidir, ahseni takvim üzerine yaratılmıştır. İlerlemesi, gerilemesi, olabilir insanın. Dünyayı gül gülistan yapabileceği gibi, yaşanmaz cehennem ateşine çevirmesi de mümkündür. Farklı algıları olmakla beraber, Hayat beş duyu ile şekillenir. Görüyoruz, duyuyoruz, kokluyoruz, dokunuyoruz, tadını alıyoruz. İnsanın dört devresi vardır. Anne karnı, kapalı devir. Her şeyi mükemmel verilir, müdahale olamaz, Çocukluk devresi, henüz iyiyi kötüyü ayırt edemiyor, mesuliyet duygusu da yoktur.
Gençlik devresi, Mesuliyetin başlangıcı, ilkbaharı andırır, İhtiyarlık devresi ki kış mevsimini andırır. İhtiyarlık Olgunluk devresidir ki, ahırete bir adım daha yakın kâmil insan görünümü, sıkıntılı bir devredir,  Görmeyle, işitmeyle yanı duyularla, ya üzüntü, yâda sevinç duyarız. İyi düşünen iyi görür. Bir düsturdur. En büyük nimet olan akıl ise tüm vücudun komutanıdır. Duyularımızla, gördüklerimizle üzülmemek, sevinmemek elde değil, Üzülmemek, sevinmemek için duyusuz olmak gerekir ki, o zaman insan insanlıktan çıkar.
İnsanı diğer varlıklardan ayıran özellik, akıl sahibi olmasıdır. İnsan tarifi meziyetleri, kabiliyetleri ile anlatılamazken, Küçük bir dünya misali, insan ne yapıyor bakalım da görelim. Hele insanı insanlıktan koparan, kemiren, insanı insanın kurdu yapan, Şeytani düşünce, Nefis esareti, Şöhret düşkünlüğü, şehvet azgınlığı, Ruhları istila etmişse vay o insanın haline. Bu hasletler insanı azdırır, zararlı kemirgen varlıklar yapar, saldırgan canavar olur. Bu insan tipinde iyilik adına bir şey bulamazsınız. Tek zevk alacağı egosunu tatmindir. mevlam hepimizi muhafaza eylesin.
Yeryüzü çok geniştir, yaratan halık, insana her şeyi yeryüzü sofrasına sermiştir, her canlıya yeter de artar bile, işte insan bunu bozuyor. yaşayışımız la görüyor şahidiz. Televizyon ekranında eşi öldürülen bir kadın, insan hakları komisyonunda ağlayarak şöyle diyor. Kocam niçin öldürüldü, neyi paylaşamıyoruz, daha genç yaşta çok emelleri vardı. niçin hayatı söndürüldü. Diyor. Acınacak bir durum. Ölen niçin öldü, öldüren niçin öldürdü belli değil, Diğer taraftan şikeciler malı götürmüş, taraftarları çokmuş, hemen meclis toplanmış, kişiye özel anlamına gelecek kanun çıkarmış, şikecilerden bazıları hemen salıverilmiş, neticede büyük bir iyilik, yaşamak için tam doping yazıklar olsun.
Bir gazeteci potinli birine turp gibidir. demiş,senmisin dokunmazlara dokunan, hemen mahkemeye verilip gazete tazminata mahkum edilmiş,adalet dediğin böyle olur. Bir bayan doktor araştırmasında başörtüsü kadınlarda kemik erimesi yapıyormuş diyor, İstanbul’un Fatih semtinde bu oran daha yoğunlukta imiş, vay diline sağlık irtica ile mücadeleye tam bir kanıt, araştırmaya devam sayın doktor hanım. Hamile kadının köyü il ve ilçeye 35 Km. Uzaklıkta, köyün yolu yok, doğum sancıları çeken kadın çocuğu ile beraber vefat etmiş, kadının kocası durumu mahkemeye intikal ettirmiş, üç senedir mahkeme devam ediyor. Daha netice alamamış. Yapılmayan yol, kadının katili, yetkililer göreve. Baba akşam eve gelmiş, hanım evde ekmek yok deyince, koca evden çıkmış havada soğuk kış, yakacakta lazım diyerek cebinde para yok, ne yapsın kimseden borç’da alamam düşüncesi ile çekilmez bu hayat deyip, intihar etmiş, maktulun katilleri sebep olanlardır, yaşasın demokrasi
Kim olursa olsun suç karşılığı cezasını çekmelidir, Şiddete maruz kalan bir kadın anlatıyor, siz erkekler çok zalimsiniz. Eşim eskiden fakirdi iyi geçiniyorduk. Sonra devlet destekleme vermeye başladı, yeteri kadar tarlamızda yoktu, icarla tarlalar kiraladı, çokça destekleme aldı, o gidişle hiç eve dönmedi, şu an büyük bir şehirde ikinci evlilikle yaşıyor, başımda yedi nüfus bıraktı, tüm sıkıntılara rağmen çocuklarımı evlendirdim. Şu an nikâhında yaşıyorum diyor ve bu zulüm değil de nedir? Zulmün daniskasıdır.  Allah korusun bu yaşam tarzının dinle alakası yoktur.
Mahallemizde cami var. Ezan ve vaaz merkezi sistemle veriliyor. Din görevlisi cemaat’ten kopuk, hiç haz alınmıyor. İmanlı cesur bir valimiz denetim sırasında bu durumu görünce, hemen imamı çağırmış, olmaz böyle bir şey, ezanı kendin okuyacaksın, vaazı kendin vereceksin imam efendi demiş vay diline sağlık, sayın valim. Sizin gibilere çok ihtiyacımız var. Yinede tedbirli olalım laik severler duymasın. Haydi, kızlar okula güzel bir anons, eğitim öğretiminde hiçbir sorun yokken, kız çocuğu tıp fakültesi ikinci sınıfında çağdaş rektörün hışmına uğramış, senmisin başına bez parçası takan, laikliğe aykırı öğrenci istemiyorum çık dışarı hemen, tasdiknamesi verilmiş kızcağız, ağlayarak evine dönmüş, şimdi evinde oturuyor. Bunun gibi binlercesi var, okumak sevenlere duyurulur.
İnsan hakları böyle olur ya, adam altmış yedi yaşında üzerine hac farz olmuş, hacca gidecek, müftülüğe müracaatla tam dört yıldır beklemede, hac toto lotosunda ismi çıkmadı, çıktığı sene adam vefat etmişti, hac borcu ile vebalı yapanlara, Her mahallede kadın destek üniteleri açılmış kadına şiddet tam gaz devam ediyor. Acep neden, yanlış ilaçtan olsa gerek, geçmişte olduğu gibi bir İle devletçe gelen paralar o İle harcanır, gel gör ki, gelen paraları takiple sisli dumanı bekleyen kurtlar işini kaynağında bağlamışlar. Tüm ihaleleri alıyorlar, yapılacak işler başka bahara, vay adil devlet vay. Köyde diş ağrısından yatamayan delikanlı, köyün yaşlı amcası Ali amcanın klasik kelpetini ile dişini çektirmiş, bir ayda zor iyileşmiş, yoksulluk, parasızlık başa bela, işte hayatımız yaşantımızla böyle geçiyor. Hz. Yusuf’u kıskançlıktan kuyuya atan kardeşleri, Yusuf kendisini firavnun evinde buldu. Burada büyüyerek, sonunda Mısıra sultan oldu.
Yüksek kulelerden emirle, işaretle insanları yönetmeye çalışanlara ithaf olunur.