Hayat Acı Tatlılarla Doludur
Acı tatlı zıt kelimelerdir. Acıda huzursuzluk, tatlıda rahatlama vardır. Kastım yeme içmede ki, acı tatlı değildir. Hayatın acı tatlı anılarının olmasıdır. Her şey zıddı ile bilinir kuralıdır. Şu dünya hayatında hayat tüm ne acı nede tatlı olur. İkisi birbirini ikmal eder. Ramazan ayı boyunca Mukaddes beldeler Mekke Medinedeydim İslam dininin doğuş yerinde bile acı ve tatlı hayat vardır. Yakındığım, gördüğüm tek şey insanların uydurulmuş dinle donanımı, yaşayışı, indirilmiş dinin ise garip oluşu ve kale alınmamasıdır. Buda hayatın en acı yanıdır. Umre ziyaretimde umreciler, çokça umre ve tavaf yaparlar. Bununla cennetin garantilendiğini sanırlar. Ramazan ayı boyunca Kuranı anlatan yorumlayan, hadis anlatan, fıkıh anlatan yorumlayan din kisvelileri hiç görmedim. Kuran ayında Kuran okunacak hiç anlatılmayacak, nasıl bir din anlayışıdır. Anlamış değilim. Ramazan ayı boyunca tüm İslam ülkeleri aynı durumdadır, Tüm Camilerde Kuranı oku fakat anlatma, ondandır ki, insanlar uyuşmuş, narkozlanmış, uyanacağı hayli zaman alacağa benziyor.
Gerçek İslam anlatılsa saltanatlar deprem geçirir beşeri sistemin istediği oranda din anlayışı mevcut. Umre ile ilgili bir örnek vermek istiyorum. Konu anlaşılsın diye, Medinede elli kişilik bir gurup gördüm. Hepsi sofi ve ehli tasavvuf umre süreleri yirmi gün, umre bedeli 2300 Dolar, Umre özellikleri otelleri beş yıldızlı, iftar ve sahurlarda açık büfe en az 12 çeşit yiyecek, haremlere çok yakın meskenler, Bu ekipte din anlatımı yok. Bunda ne var denilebilir. Tasavvuf ehli böylemi olmalı, bu kadar mı dünyevileşmeli, gerçek tarikatta bunlar yok. Bu umre çeşidinde israf var, gösteriş var, rahatlık arama var, dünya zevklerine düşkünlük var. Tarikattan benim anladığım çile, sıkıntılı hayat hele umrede nefis terbiyesi olmalıdır. Ramazan ayı boyunca dini konuları anlatmada bana ve tüm din görevlilerine dini anlatma fırsatını veren TUR CENTER Şanlıurfa şubesine, Şirket koordinatörü Sayın Mustafa YETKİN beye, çok teşekkür ediyorum. Diyanet dâhil keşke tüm acenteler böyle olsa. En ilgi çekici durum ise kadınlarla ilgili olanıdır. Kadınlar hastalık, yaşlılık, tansiyon, şeker hastalıklarını dinlemeden aralıksız teravih kılmaları, Cuma günü erkeklerden fazla kadınların Namaza durmalarıdır. Sanki Mekke Medinede kadınlara Cuma namazının farz olmuş ayeti inmiş. Diyanet camiasının bu konuya el atması, anlaşılır bir dille anlatması elzemdir diye düşünüyorum.
İşte bu olan bitenler hayatın acı tatlı yanlarıdır. Umreden Bayramın birinci günü döndük. Şanlıurfada sıcaklar aynen Arabistan gibi belki daha fazla. Siyaset sıcaklığı tüm hızı ile devam ediyor. Siyaseti dinin emrine verenlerin, siyasi çalışmayı cihad şuuru ile yapanların yitirdikleri hiçbir şeyi yoktur. Siyaseti dininde üstünde gören, demokrasiye iman eden liderlerini, tapınak haline getiren zihniyetin ise, uhrevi olarak çok şeyini kayıp etmiş ve yitirmiştir. Çünkü hevaları adına kurdukları hayalleri suya düşmüştür.
Dünyada bil hassa İslam coğrafyasında her gün Müslüman ve insan kanı akıyor, akıtılıyor. Küresel kan dökücü aktörlerin planları tam oturuncaya kadar bu böyle devam edecek. Suruçtaki olayı şiddetle kınıyorum. Kim insan öldürüyorsa katildir. İnsanlık adına benim katilim hiçbir zaman iyi olamaz, katil katildir. Müslümanlarda ümmet bilinci, Kuranı hâkim kılma anlayışı olmadığı müddetçe kaoslar devam edecektir. Dört günlük bayram tatilinde trafik kurbanları 64 Can. Buda terörün başka çeşididir. Dedik ya hayat acı tatlı gerçeklerle doludur. Çiğnediğimiz lezzet aldığımız yiyecekler midemizi ve barsaklarımızı rahatsız edebilir. Bir tat alma uğruna. Tüm vücut muzdarip olur. Bindiğimiz gemi delinmek isteniyor geminin içinde seyredenler, delicileri alkışlayanlar kurtulacaklarını mı sanıyorlar. İnsanın yaşam hakkı her şeyin üstündedir. İnsan insanın kurdu olursa tatlı olan hayat acı olur. Acı tatlı yaşantı en çok insanın iradesinde olan bir şeydir. Hayat yaşantısını acılaştıranlara yazıklar olsun. İnsanlık için hayat yaşantısını tatlılaştırmak isteyenlere selam olsun