Hasan Kırmızı: Urfa'nın Turizm potansiyeli ortaya çıkarılsın
Harran Üniversitesi Şanlıurfa Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Turizm ve Otel İşletmeciliği Programı Öğretim Görevlisi Hasan KIRMIZI, Türkiye’nin Turizm Marka Şehirlerinden olan Şanlıurfa’nın, dünya turizminin marka şehri olma potansiyelini ortaya çıkarmak gerektiğini belirtti.
Konu ile ilgili olarak yazılı bir açıklama yapan Öğretim Görevlisi Kırmızı şunları belirtti:
Ülkemizde hızla gelişmekte olan turizm sektöründe, medeniyetlere ait fiziki ve kültürel varlıklarımızın korunması, toplumsal anlamda turizm bilincinin geliştirilmesi, iç turizmin canlandırılması ve halkımızın turizme katılımının sağlanması amacıyla 15-22 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan “Turizm Haftası” nedeni ile Şanlıurfa turizmi adına bazı görüş ve önerilerimi siz değerli basın mensupları ile paylaşmayı ihtiyaç görmekteyim.
İşsizliğin diğer bölgelerimize oranla daha yoğun yaşandığı Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde kırk sektörün ortak lokomotifi görevini üstlenmiş olan turizm sektörü; istihdam arttırıcı bir sektör olarak ekonomimizin daha iyi durumlara gelmesinde önemli rol oynayabilir.
Şanlıurfa, yüksek turizm potansiyeli taşıyan bir ildir. Şehrin tarihi ve turistik değerlerine yönelik, verimli ve yenilikçi projelere ihtiyaç bulunmaktadır. Turizm konusunda yeni arayışlar, girişimler ve üretkenliğin arttırılmasıyla, bölge turizmi gelişebilir. Bu tür çalışmalar, genelde Türkiye’nin ve özelde ise bölgemizin kalkınmasını hızlandırabilir.
Kamuoyumuzun dikkatini, Türkiye’nin Turizm Marka Şehirlerinden olan Şanlıurfa’nın, dünya turizminin marka şehri olma potansiyeli taşımakta olduğunu ve bu potansiyelin harekete geçirilmesi için yapılması gerekenlere dikkat çekmeyi kendime görev biliyorum.
Dünya ve Türkiye ölçeğinde Şanlıurfa turizmi daha olumlu göstergelere sahip
ŞANLIURFA TÜRKİYENİN ve DÜNYANIN EN ÖNEMLİ MARKA TURİZM KENTİ OLMA YOLUNDA
Şanlıurfa, turizm pastasından payını büyütüyor. Göbeklitepe ve Taş Tepeler’in dünya da bilinirliği artıkça da Şanlıurfa; Türkiye ve dünya turizm pastasından daha büyük pay alacaktır.
Turizm, basitçe, insanların dinlenmek, görmek ve tanımak gibi amaçlarla yapılan geçici süreli gezilerinden doğan ekonomik bir faaliyettir.
Turizmin, yüksek istihdam oluşturma, gelir dağılımını düzenleyici etkileri ve birçok sektörü harekete geçirmesi nedeniyle, ekonominin ve kalkınmanın lokomotifidir. Ayrıca farklı kültürleri bir araya getirmesi ve sosyal /toplumsal barışa hizmet etmesi gibi daha birçok faydasından söz edilebilir. Ülkelerin ve kentlerin, kendilerini daha iyi tanıtmalarının en iyi yoludur.
Şanlıurfa, sayısız medeniyetlere ev sahipliği yapmış ve zengin tarihi yapılara ve kültürel mirasa sahiptir. Bu zenginliği ile Türkiye ve dünya şehirleri arasında benzersiz bir potansiyele sahiptir.
Üç dinin atası Hz. İbrahim ile adından söz ettiren kadim şehir Urfa, son yıllarda da özellikle Göbeklitepe ile başlayan, Karahan tepe ile süren ve Taş Tepeler ile her geçen gün hem Türkiye’deki hem de dünyadaki bilinirliğini artırmaktadır. Bunun en somut göstergesi Şanlıurfa’yı ziyaret gelen turist sayısında görmek mümkündür.
Dünya Turizm Örgütü ve resmi ziyaretçi sayılarına baktığımızda 2019 yılında dünyada yaklaşık 1,5 Milyar insan turizm faaliyetine katılmıştır. Aynı yıl Türkiye 51,7 milyon turist ağırlamış ve Şanlıurfa ise 1 Milyon 50 bin turist ağırlamıştır. 2020 yılı, pandemi nedeniyle dünyada bir kapanma ve turizm faaliyetlerinin oldukça azaldığı bir yıl olmuştur. 2021 yılı ile başlayan normalleşmenin ardından, yeniden hareketlenen turizm, ortaya, Türkiye ve Şanlıurfa için ümit verici bir durumu çıkarmıştır. Şöyle ki, 2021 yılı resmi istatistikleri incelediğinde, dünyada 412 milyon insanın turizm amaçlı seyahat ettiği görülüyor. 2021'de Türkiye’yi 30 milyon ve Şanlıurfa’yı ise 737 bin turistin ziyaret etmiş olduğu görülmektedir. Burada dikkatinizi çekmek istediğim nokta; 2019 yılındaki zirve rakamlar sonrası “dünya ve Türkiye ortalamasına göre Şanlıurfa’nın turist kaybında göreceli bir avantaj elde ettiğidir. 2019 ve 2021 rakamları kıyaslandığında, dünyada %72'lik bir turist kaybı, Türkiye genelinde %42'lik bir kayıp gözlenirken Şanlıurfa’nın % 30'un altında bir kayıp verdiği görülmektedir. Bu durum, Şanlıurfa’nın daha az turist kaybettiği bir diğer anlamda, 2020'deki gerileme sonrası, daha fazla turist artışı sağladığı şeklinde yorumlanabilir. Peki bu durumun sebebi, dünya genelinde yaşanan pandeminin turizmde meydana getirdiği değişimlerin etkisi veya Şanlıurfa turizmindeki gelişmeler olabilir mi?
Pandemi sonrası turizmde yaşanan değişimleri gözlemlediğimizde uzmanlar şu konularda hemfikir olmaktadır. birincisi kitlesel turizm yerini daha çok bireysel turizme bırakacak. Aynı zamanda profesyonel lisanslı bir turist rehberi olarak, konuyla ilgili olarak; küçük, birbirini tanıyan yakın aile grupları ve aile gezilerinin artığını söyleyebilirim. İkinci bir konu da “deniz, kum, güneş turizmi” yanında “kültür turizmi”nde daha fazla bir artış eğilimi var. Ayıca, “özel ilgi turizmi” artıyor. Örneğin, gastronomi, doğa, eğlence ve farklı özel ilgi alanlarına talep artıyor. Son olarak pandemi ile evde kalan paralı turistin daha hijyenik ve sağlıklı imkanlar sunan özel hizmetlere yöneldiği gözleniyor.
Pandemi sonrası değişimlerle birlikte, “Atiye”, “Rafadan Tayfa” gibi dizi ve sinema filmi ile ve ayrıca yazılı ve görsel basında sıkça tartışılan Göbeklitepe, Harran, Karahantepe ve yakın geçmişte Turizm Bakanlığının lansmanını yaptığı Taş Tepeler, Şanlıurfa’ya olan ilgiyi artırmıştır. Bunun artarak devam edeceği öngörülebilir. Bütün bunların, kadim şehir Şanlıurfa’ya marka kent olma yolunda, önemli bir imkan sunduğu söylenebilir.
Bir şehrin marka kent olabilmesi için her şeyden önce, “ayırt edici özellikleri”nin olması gerekir. Hz. İbrahim, Balıklıgöl, Harran, Göbeklitepe, Karahantepe gibi benzersiz değerleryle Şanlıurfa, ayrıt edici birçok zenginliğe sahiptir.
2006 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanan “Türkiye Turizm Stratejisi 2023 Eylem Planında” 2023 yılına Şanlıurfa’nın, 14 diğer il ile birlikte marka kent haline getirme hedefi konmuştur. O halde, Şanlıurfa marka kent olma çalışmalarına hız vermelidir.
Peki bir turizm kenti olmak için neler gereklidir? Bu sorunun cevabına, bir turistin ihtiyaçlarından hareketle ulaşmak mümkündür. Turistin ihtiyaçlarına bakıldığında, şüphesiz güvenlik, huzur ve barış ortamı en başta gelen konudur. Bununla birlikte, iyi bir alt yapı ve ulaşım olanakları, ardından nitelikli ve yeterli üst yapı ister. Örneğin, turist hastalanırsa, ihtiyaç duyduğu hizmeti alabileceği, donanımlı sağlık kuruluşları ister. Yine kaliteli ve nitelikli hizmet veren; temiz oteller, lezzetli ve çeşitli restoranlar/lokantalar, seyahat işletmeleri ister; hediyelik eşya ve el sanatları ister; temiz bir çevre, güzel peyzaj ister ve belki de en önemlisi, güleryüzlü ve yardımsever şehir sakinleri (Urfalılar) ister...
Özellikle tarihi ve sayısız medeniyetin bıraktığı, kültürel zenginlikleri ile Şanlıurfa, dünya ve Türkiye kentleri arasında önemli artılara sahiptir. Ancak zayıf yönlerini de göz ardı etmemek gerekir. Şanlıurfa, zayıflıkların üstesinden gelebilmesi halinde, sahip olduğu artılarıyla Türkiye’nin ve dünyanın marka şehirleri arasında önemli bir yer edinme potansiyeline sahiptir.
Peki Şanlıurfa’nın marka turizm kenti olması yolunda üstesinden gelmesi gereken, zayıflıkları nelerdir?
Bir şehrin en büyük zenginliği, o şehrin sakinleridir, idarecileridir. Turizm bilincine sahip gezmeyi, yemeyi, içmeyi ve eğlenmeyi bilen, kısaca turizmi bilen hemşehrilerin, kendi kentlerini marka kent olmasında kilit taşı görevi göreceği rahatlıkla söylenebilir. Hiçkimse bilmediği ve önemini kavramadığı bir şeyi sahiplenemez ve savunamaz. Gelişmesi için çalışamaz. Bu nedenle yerel yönetimlerin, zorunlu ihtiyaçlar dışındaki tüm kaynaklarını şehrin insanının gelişimine aktarması yaşamsaldır.
Özellikle Balıklıgöl, Harran ve Göbeklitepe’de görülen sahte rehberlik faaliyetlerine engel olunmalıdır. Şanlıurfa Bölgesel Turist Rehberleri Odası (ŞURO), İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün, TURSAB Bölge Yürütme Kurulu ve kolluk kuvvetlerinin destekleriyle denetimlerini etkili bir şekilde sürdürmektedir. Ancak Balıklıgöl'deki ve Harran'daki çocukların, yetişkinlerin rehberlik faaliyeti, zabıta ve kolluk kuvettlerinin de kararlı tutumuyla önlenmelidir. Belediyeler ve kamu kurumlarının, her türlü tanıtım ve gezi organizasyonlarında lisanslı rehberlik hizmeti alması yasal bir zorunluluktur.
Haşimiye'deki kasapların, Şanlıurfa'nın önemli bir alameti farıkası olan sıra gecelerinin, Şanlıurfa’nın bir diğer artısı olan sokak ciğercilerinin, hizmet ortamlarına, mekan kalitesine ve hijyen koşullarına, ayrıca sıra gecesi, müzik ekibinden (özellikle davulcuların) turizm etiğine uymayan keyfi uygulamalarına son verilmeli ve bu faaliyetlere bir standart getirilmelidir. Yerel yönetimlerin bu konuda insayatif alması, kontrol ve denetim makenizmalarını işletmesi gerekmetedir. Şüphesiz bu konularda en büyük sorumluluk, işletme sahipleri ve bu işletmelerin yönetimlerindedir.
Turizm kenti Şanlıurfa İçin neler yapılmalı ve kim yapmalı?
Şanlıurfa; Orfeus mozaiği ile, ilk kilise müziğinin yapıldığı kent olması ve yüzlerce sanatçı ve sıra gecesi ile bir müzik kentidir. İlin tüm bileşenleri, hangi partiden olursa olsun politikacısı, bürokratı, STK temsilcileri, işletmecisi ve halkı ve tabii ki yerel yönetimler, Şanlıurfa’nın, Müzik alanında, UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağına dahil oluncaya kadar, çabalarını artırarak sürdürmelidir.
Efes, Roma Devrinde Asya eyaletinin başkenti, çağının en önemli politik ve ticaret merkezi idi buna karşın, Hz. İbrahim Kenti Harran, Orta Çağ’da dünyanın bilim, inanç ve ticaret merkeziydi. Harran’ın kuruluşunu Abu-l Farac, Nuh peygamberin torunlarına dayandırır. İki kere başkent olmuş ve İslam dünyasına hükmeden Halife, Harran’da ikamet etmiştir. Sin kültünün dünyadaki önemli merkezidir. Orta Doğu'nun ayakta kalmış tek saray kalesine sahiptir. UNESCO geçici listesindedir. Arkeolojik sit alanı olmasına rağmen kaçak yapılaşmalar durmak bilmemektedir. Şehrin yöneticileri ve Harranlılar tercih yapmalı; UNESCO dünya kültür mirası listesinde bir Harran mı yoksa betonlaşmaya kurban edilmiş bir Harran mı?
Diyarbakır, Mardin ve Şanlıurfa üçgeninde bulunan, ancak fiziki haritada, Şanlıurfa sınırları içinde yer alan Karacadağ'ın Jeopark olabilmesi için, Karacadağ Kalkınma Ajansı, GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Dicle Kalkınma Ajansı ile İpekyolu Kalkınma Ajanslarının ortaklaşa oluşturdukları Mezopotamya Markası çalışmaları kapsamında, UNESCO'ya başvurusu yapılmıştır. Takip edilip olumlu sonuçlandırılması önemlidir.
İddian büyükse, BÜYÜK çalışacaksın ve BÜYÜK olacaksın!
Medeniyet şehriysen, geçmişin tüm insanlığın mirasını kapsıyorsa, o zaman buna göre bir tutum alman gerekir. Mübarek Ramazan ayındayız. İslam hoşgörü dinidir. Bu şehir, üç dinin atası olan Hz. İbrahim kentidir. Özellikle Hz. İbrahim’e olan saygının bir ifadesi olarak, daha önce de DSP, ANAP, MHP Koalisyon Hükümeti dönemi Turizm Bakanı olan Erkan Mumcu’nun ortaya attığı “Kutsal Kent Şanlıurfa Dinler ve Kültürler Parkı” fikri, parkın içinde, camii, kilise ve havra da olacak şekilde hayata geçirilmelidir. Komşu il Mardin’de faaliyette bulunan sayısız kilise vardır. Hatta bunun için, GAP Vadisi 4. Etap yakınındaki Küme evler, sahiplerinin de, uygun koşullarda ve rızaları alınarak, tamamen Urfa mimarisinin seçkin evleri, Urfa taşı ile, bir turistik Urfa köyüne dönüştürülebilir. Bağ evleri, sıra gecesi, oda geleneği vb daha birçok kültürel unsurun yerleştirilebileceği turistik köy, ziyaretçiye, Urfa’nın her yönüyle tanıtıldığı bir alan haline getirilebilir. Böylece şehir içinde, eski Urfa ev mimarisi uygulanarak projelendirecek ve işlevlendirilecek bu alan, hem sakinler için, turistler için hem de kent için büyük bir kazan kazan anlayışıyla dönüştürülebilir. Eğer burada bu mümkün değilse, Gercüş Kilisesi atıl durmaktadır, restore edilip işlev kazandırılabilir. Şanlıurfa’nın inanç ve kültür zenginliğinin mutlaka ortaya çıkarılması gerekmektedir.
Turizm kenti olmak isteyen kentin tüm bileşenlerinin, eve misafir kabul edecek olan bir ev hanımı titizliğiyle hazırlıklar yapması gerekir. Misafirin/Turistin rahat edebileceği şekilde hazırlıklar yapmak yeterli olacaktır. Marka kent kriterlerinin en başında alt yapı gelmektedir. Şehir peyzajı ile başlayan bir dizi düzenleme gerekmektedir. Şanlıurfa Müzesi neolotik dönem eserleriyle Dünyanın önde gelen müzelerindendir. Ve Şanlıurfa'yı gezmeye müzeden başlayan turistin ilk algısı önemlidir. Burada yerel yönetimlerin müze bakanlığa bağlıdır düşüncesiyle oradaki peyzajı göz ardı etme lüksç olmaması gerekir.
İl yönetimi, yerel yönetimler ve şehrin imkan sahibi olan tüm bireyleri, şehirdeki tarihi ve kültürel turizm değerlerinin ortaya çıkarılması, korunması ve hizmete sunulması noktasında önemli görevler üstlenmeleri beklenir. Kazı çalışmaları veya her tür araştırma desteklenmelidir. Yatırımcıları ve girişimcileri davet ederek, teşvik ederek ve yatırımları kolaylaştırarak, hatta halkın daha fazla girişimci olmasının yolları aranarak, turizm işletmelerinde istenen nitelik ve nicelik yakalanmalıdır.
Genç nüfusa sahip Şanlıurfa'nın ve bölgenin kalkınması, emek yoğun sektör olan turizm, il ve bölge ekonomisinin gelişmesinde lokomotif sektör olarak belirlenmelidir.
Turizm paydaşlarının çalışmaları
Şehrin tüm paydaşları, turizm için dayanışma ve birlik içinde hareket ederek sinerji yaratmalıdır. Birbirini kötülemeyi bir yana bırakıp, birbirlerinin varsa eksiklilerini gidermek için çaba göstermelidir. Tüm paydaşlar, kazan kazan modeli ile hareket etmeliler. Acente, rehber, otel, restoran, hediyelik ve basın tabii ki vb… Kamu, özel sektör ve halk birlikte dayanışma içinde olmalı. Ve şehir için negatif söylemleri dile almamak ve pozitif konuşmayı benimsemek gerekir. Örneğin, «Bu şehirde ne buluyorlar da geliyorlar!» diyen bir Urfalı olur mu? Önce Şanlıurfalılar kendilerini ve kentlerini benimseyecek ki, sonra şehrinin bir turizm elçisi olsun. O zaman şehir turizm şehri olur. Urfalı, Hz. İbrahim’in misafir severliğini ve Hz. Eyüp’ün sabrını gösterebilmelidir.
Yerel yönetimlerin, halkın turizm bilinci oluşmasında ve kentlerini daha fazla benimsemeleri ve kentin olumlu tanıtımında daha fazla katılım sağlamaları için çaba göstermeleri gerekmektedir. Ben bir ilin yerel yönetim yetkilisi olsam, Urfalıların gezi kültürünü benimsemesi ve Urfalıların gezmesini olanak sağlar, teşvik ederdim. Yakın çevre illerine seyahatlerini sübvanse ederdim. Türkiye ne zaman gezmeyi öğrendi, turizm krizleri, daha az zarar vermeye başladı. Bir kentin sakinlerinin turizmi bilmeden ve yaşamadan, o kentin, turizm kenti olması zordur.
Kızıl koyun arkeo park alanının, Balıklıgöl'e kadar sosyal açıdan canlandırıcı projeler yapılması yararlı olacaktır. Bu konuda talep edilmesi halinde Harran Üniversitesi turizm akademisyenlerinden destek alınabilir. Benzer şekilde, GAP vadisindeki su kanalı yakın çevresi, DSİ iş birliğiyle ciddi şekilde planlanarak sosyal alanlar olarak düzenlenebilir.
Şehirde zeka ve çaba ürünü uluslararası çapta büyük organizasyonlara ihtiyaç vardır. Az da olsa, etkili ve sürdürülebilir etkinlikler planlanmalı ve uygulanmalıdır. Dünyaca ünlü şehir adlarıyla anılan festivaller var. Örneğin, Rio karnavalı Brezilya, Beyaz Geceler Rusya, Venedik Karnavalı İtalya, Portakal Çiçeği Adana Türkiye'de başarılı örneklerdir… Bu uygulamaların tecrübelerinden yararlanılabilir. Şanlıurfa’nın isot ve müzik birleşiminden bir festival önerilebilir.
Türk film ve dizi yapımcıları ile kontak kurularak ve uluslararası ölçekte tanıtım çalışmalarını sürdürmek gerekir. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Tanıtım Genel Müdürlüğü, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) ile sürekli bir iletişim içinde olunmalıdır. Bu kurum ve yetkili temsilcilerinin daha fazla kentte bulunmaları sağlanarak Şanlıurfa’nın turizm potansiyeline inanmaları ve Türkiye ve bölge için pozitif katkılar sunmaları sağlanmalıdır.
Turizmde marka kent olabilmek için, mutlaka şehir markalaşması üzerine uzmanlaşmış profesyonel ajanslardan destek alınarak yol haritası belirlenmeli; kentin bürokratları, yerel yöneticileri, sivil toplum örgütleri, kamu kurumları, esnaf ve kent sakinlerinin birlikte ve koordineli hareket etmeleri gerekmektedir.
Marka şehir olmak birkaç proje ve birkaç etkinlik ile gerçekleştirilebilecek bir durum değildir. Uzun soluklu bir çalışmayı gerektirir. Vizyoner kurum yöneticileri büyük işler için çalışırlar. Ekiplerini ve kent vatandaşlarını büyük hedefler için harekete geçirirler.
Altyapısını tamamlayan, diğer şehirlerden farklılıkarını ortaya koyan, nitelikli insan gücü ile donatılmış kaliteli hizmet işletmelerine sahip olan, ulaşımı yeterli ve dünya çapında tanıtım ile marka olma hedefi, zor da olsa başarılabilir bir hedeftir. Urfa dünya ölçeğinde bir marka kent olabilecek potansiyele sahiptir. Göstergeler ve gelişmeler bunu desteklemektedir.
Bu vesileyle 15-22 Nisan tarihleri arasında kutlanan Turizm Haftasının, ülkemiz, bölgemiz ve ilimiz Şanlıurfa’ya Halil İbrahim bereketi getirmesini dilerim.
Hasan Kırmızı kimdir?
Turizm İşletmecisi ve İşletme Bilim uzmanı, eğitimci ve yazardır. Aynı zamanda Profesyonel turist rehberidir.
Şanlıurfa Turizm Geliştirme Derneği, URFAM derneği ve birçok STK üyesi olarak gönüllü hizmetler yürütmektedir.
Çok sayıda projeyi yönetmiş veya projede yer almıştır. Turizm ve meslek alanında yayınlanmış kitapları vardır. Kitap çalışmalarını sürdürmektedir.
Özel sektörde turizmci olarak her kademede çalıştı ve yöneticilik yaptı. Turizm Bakanlığında, Karadeniz Teknik Üniversitesinde çalıştı. Halen Harran Üniversitesi Şanlıurfa Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu, Turizm ve Otel İşletmeciliği Programında akademisyen olarak ve Şanlıurfa Bölgesel Rehberler odası üyesi olarak çalışmalarını sürdürmektedir.
Evli ve dört çocuk babasıdır.