HAS Parti kapandı

HAS Parti kongresinde parti delegelerinin 179 delegenin 165'inin oyuyla kapatılma kararı çıktı.

HAS Parti kapandı
HAS Parti kongresinde oy kullanan 179 delegenin 165'i fesih yönünde oy kullandı. Böylelikle HAS Parti olağanüstü kongre ile kendini feshetmiş oldu. HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, “Bugün çok şükür karşı karşıya kaldığımız bu davet ve teklif, HAS Parti'nin sayısal gücünden öte HAS Parti'nin sözünün kıymetinden, sözünün itibarından dolayıdır” dedi.
HAS Parti Olağanüstü Kongresi, parti genel merkezinde başladı. Genel Başkan Numan Kurtulmuş, parti binasına alkışlar eşliğinde geldi. Partinin kapatılmasını isteyenler ile istemeyenler arasında arbede ve tartışma yaşandı.
İstiklal Marşı ve saygı duruşunun ardından oluşturulan divan başkanlığına Ahmet Demircan seçildi.
Kongrede kayıtlı 218 delegenin oy kullanması bekleniyor. Kongrenin gündem maddeleri arasında, partinin feshi ve faaliyet raporlarının okunması yer alıyor.
Öte yandan parti dışında kurulan dev ekrandan, binaya giremeyen partililere kongre canlı olarak sunuluyor. Parti çevresinin Türk bayrakları ve parti amblemleri ile süslendiği görüldü.
Bekaroğlu: Ben ikna olmadım
Eski HAS Parti İstanbul İl Başkanı Mehmet Bekaroğlu, partisinin kapatılıp Ak Parti'ye katılması noktasında kendisinin ikna olmadığını söyledi.
Bekaroğlu, Genel Başkan Numan Kurtulmuş'un ardından kongrede konuşarak kendisinin ve bazı arkadaşlarının partinin kapatılmasına karşı olduklarını bildirdi.
İki yıl önce bir amaç için biraraya geldiklerini ve bunu gerçekleştirmek için çok çalıştıklarını anlatan Bekaroğlu, bir başka partiye katılmak isteyenlerin katılabileceğini, ancak partinin geleceği ile ilgili kararı kalanların vermesi gerektiğini ifade etti.
AK Parti'nin Türkiye'nin en güçlü iktidarını oluşturduğunu, ancak Türkiye'nin daha iyi yönetilen, daha demokratik ve şeffaf bir ülke olamadığını iddia eden Bekaroğlu, kendisinin AK Parti'ye katılmak konusunda ikna olmadığını vurguladı.
Partililer arasında arbede yaşandı
Yasa gereği oy kullanan delegenin yarısından fazlasının “Evet” demesi halinde partinin kapatılabileceğini anlatan Bekaroğlu, kayıtlı delegelerden 180'inin salonda olduğunu da belirterek partinin kapatılmasını istemeyen delegelere oy kullanmama çağrısında bulundu.
HAS Parti'nin misyonunu devam ettireceklerini bildiren Bekaroğlu'nun konuşmasının ardından, partinin kapatılmasını isteyenler ile istemeyenler arasında kısa süreli arbede ve tartışma yaşandı.
Fesih oylaması başladı
Parti Genel Merkezi'nde, kongre gündeminin 9. maddesi olan oylama öncesinde, partinin kapatılmasından yana olanlar ile partinin devam etmesi görüşünde bulunanlar, sırayla söz aldı.
Konuşmaların ardından delegeler oy vermek için sandık başına gitti.
Oy verme işleminin tamamlanması ve oyların tasnif edilmesinin ardından sonucun açıklanması bekleniyor.
Kurtulmuş, HAS Parti'nin parti genel merkezinde yapılan olağanüstü kongresindeki konuşmasına Bingöl'de şehit olan askerlere rahmet dileyerek başladı.
Ardından Hz. Muhammed'e hakaret eden filme yönelik tepkilere değinen Kurtulmuş, filmin İslam düşmanlığını körüklediğini ve masum bir sanat çalışması olmadığını söyledi.
Kurtulmuş: İslamafobiya tesadüfen gelişen bir düşmanlık değil
Kurtulmuş, “İslamafobiya tesadüfen gelişen bir düşmanlık değildir. Dünya genelinde İslam düşmanlığı artırılıyor” dedi.
Müslümanları, vakur bir şekilde tepki göstermeye çağıran ve tuzağa düşmemeleri konusunda uyaran Kurtulmuş, İslam dünyasının peygamberine ve dini değerlerine sonuna kadar sahip çıkacağını ifade eden Kurtulmuş, “Bu karanlık odayı, tarihin karanlıklarına gömecek. İslam düşmanları Ebu Leheb'den ders alsınlar. Peygamberimize eziyet eden Ebu Leheb'in eli kurumadı, nesli kurudu. Çağdaş Ebu Lehebler unutmasın, onların da soyları, elleri kuruyacak. Tepkileri en olgun, en demokratik şekilde İslam dünyası ortaya koymalı” diye konuştu.
'Yapıcı ve yol gösterici bir muhalefet anlayışı ile hareket ettik'
Kurtulmuş, HAS Parti'nin 1 Kasım 2010 tarihinde kurulduğunda siyasette yeni bir soluk olmak üzere yola çıktığını, halkın oylarını alamadıklarını, ancak güvenine sahip olduklarını söyledi.
Hiçbir yerde başlarının öne eğilmediğini, partilerine ve kendilerin yönelik en ufak bir eleştirinin gelmediğini, projelerini ortaya koyduklarını belirten Kurtulmuş, kurumsal kimlik ve şahısların peşinde koşmadıklarını ifade etti.
Kurtulmuş, yapıcı ve yol gösterici bir muhalefet anlayışı ile hareket ettiklerini, doğru bildiklerini sonuna kadar savunduklarını, yanlışların ise karşısına çıktıklarına dile getirerek, şöyle konuştu:
“Biz medeniyetimizin kadim bir sesinin peşinde koşuyoruz. Biz 'Ey Allah'ın kulları' diye başlayan kadim bir sesin peşinde koşuyoruz, koşmaktayız. Biz tüm insanları yaradılışta eşit gören, yeryüzünün ve bütün kainatın insanların emrine amade kılındığını bilen bir görüşün peşinden koşmaktayız. Biz ne piyasayı ne siyasayı ne serveti ne devleti önceleyen, 'önce insan' diyen kutsal bir sesin peşinden koşuyoruz. Biz herkesi hazreti insan olarak gören bir sesin peşinden koşuyoruz. Özgürlüğü adaleti, hakça paylaşımı, vicdanı, irfanı ve erdemi esas alan bir kutlu sesin peşinde koşuyoruz.
Biz siyaseti kişisel hesapların ve ikbalin aracı olarak değil, medeniyetimizi ihya ve inşa etmenin bir imkanı olarak görüyoruz. Servet, makam, mevki, şan, şöhrete dönüp bakmıyoruz.”
'HAS Parti suya yazılmış bir yazı değil'
Gönüllerinin yoksuldan mağdurdan yana olduğunu, zihinlerinde yeni bir dünyayı kurmanın mümkün olduğu düşüncesinin bulunduğunun altını çizen Kurtulmuş, “Ufkumuzu ötelere açıyoruz. Saray Bosna'yı, Somali'yi, Gazze'yi, Kudus'ü, Şam'ı, Halep'i, Sudan'ı, Bakü'yü, Süleymaniye'yi, Basra'yı ve Arakan'ı görüyoruz” dedi.
Has Parti'nin suya yazılmış bir yazı olmadığını, söylediklerinin bu milletin vicdanı ve zihninde karşılığı bulunduğunu dile getiren Kurtulmuş, sözlerinin adalet eşitlik ve refahın hakça paylaşımı olduğunu ve bu değerler etrafında biraraya geldiklerini anlattı.
Kurtulmuş, partinin kuruluşundan sonra mali açıdan ve insan gücü bakımından zorluklarla karşılaştıklarını belirterek, “Ne özel helikopterimiz oldu ne de uçaklarımız” dedi.
Kendilerini ifade edecek medya ve tanıtım mecrası da bulamadıklarını, arkalarında güç odakları olmadığını, Hazine yardımı dahi alamadıklarını söyleyen Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Seçim sonucu bizim sözümüzün karşılığı değildi. Sözümüz bu toprakların binlerce yıllardır yaşanan ve bizim medeniyetimizin bu topraklarda damıtarak getirdiği en rafine sözler, ne doğru sözlerdi. Gittiğimiz her yerde itibar gördük. Halk bizi dinledi. Selam verdik, itibar gösterdiler. 'Ne iyisiniz' dediler. Güven doluydular. Ama maalesef oyunu bize veremedi. Türkiye'nin içinde bulunduğu siyasi şartlar, aşırı kutuplaşma ve özellikle istikrar anlayışı, 'bir dahaki sefer ya da daha sonra size oy vereceğiz' gibi sözler söylendi. Bize ciddi şekilde bu sözler söylendi.”
'Seçim sonucundan sonra HAS Parti'nin ayakta kalması gerçekten zor'
Seçimden sonra herkesin endişe duyduğunu ifade eden Kurtulmuş, sözlerine şöyle devam etti.
“Şimdi böylesine bir seçim sonucundan sonra HAS Parti'nin ayakta kalması, sözünü devam ettirmesi gerçekten zor görünüyordu. Ama şunu ifade edelim ki dünyanın neresinde olursa olsun sayısal olarak bu kadar az oyla seçimden çıkmış parti silinir gider. Sözünün hiçbir itibarı kalmazdı. Ama bugün çok şükür karşı karşıya kaldığımız bu davet ve teklif HAS Parti'nin sayısal gücünden öte HAS Parti'nin sözünün kıymetinden dolayıdır, sözünün itibarından dolayıdır.
Seçimden sonra uzun uzun partinin geleceğini tartıştık, bu salonda da tartıştık. Ben ve bazı arkadaşlarım partinin kapatılmasının daha doğru olduğu kanaatindeydik. Hatta çok ısrarla 'bu parti kapatılsın' diyen arkadaşlarımız oldu. Her süreçte olduğu gibi o süreçte de en geniş şekilde istişarelerimizi yaptık. Genel idare kurulumuzun, kurucular kurulumuzun kahir ekseriyeti partinin bir müddet daha yoluna devam etmesi kararına vardı.
Benim görüşüm, kişisel olarak bu istikamette olmamasına rağmen bunu, açık yüreklilikle paylaşıyorum, bu salonda değil, Türkiye kamuoyunda paylaşıyorum. Bizim arkadaşlarımızın çoğunluğu da devamdan yana karar aldığı için ben seçimden sonra seçimden öncekinden çok daha fazla çalışarak bu kararı yerine getirmeye çalıştım. Şartlarımız daha da zorlaştı. Yokuş daha da dikleşti. En zor şartlar altında dahi bu sözü yere düşürmeden, gece gündüz çalıştığımızın herhalde hepiniz şahidisiniz.”
Kurtulmuş, Türkiye'nin içinde bulunduğu şartları değerlendirerek, Avrupa ve ABD eksenli yaşanan iktisadi krizin yanı sıra yaşanan medeniyet krizinin de Türkiye'yi önemli ölçüde etkilediğini söyledi.
“Arap Baharı” ile başlayan süreçte, 1. Dünya Savaşı'nda ortaya çıkan statüko ve dünya dengelerinin köklü bir değişime uğradığı bir dönemde, Türkiye'nin kendisini yaşananların dışında tutmasının mümkün olmadığını anlatan Kurtulmuş, Türkiye'nin küresel ve bölgesel sorunların yanı sıra 30 yıldan fazla bir zamanda da terörle mücadele ettiğini kaydetti.
“Türkiye'de vesayetçi, güvenlikçi, dar kafalarla kurulan eski sistemin, yeni Türkiye'nin kurulmasını engellemek için elinden geleni yaptığını” ifade eden Kurtulmuş, “Türkiye, tarihinin en önemli dönüm noktalarından birinden geçmektedir. Kısa vadede hesapları olan ve kendisini düşünen siyasetçilere yakışan, bir kenarda oturup beklemek, kendini riske etmemektir. Ancak biz, sorumluluk bilincimizi, milletimize olan taahhüdümüzü ve Sayın Başbakan'ın samimi ve iyi niyetli davet ve talebini ciddiye aldık, değerlendirdik ve Ak Parti ile bütünleşme yönüne doğru eğilimimizi kamuoyu ile paylaştık” dedi.
Kurtulmuş, “Bu süreç, bir koalisyon, işbirliği süreci değildir. Bu süreç, yeni güçlü Türkiye'nin kurulması yönünde bir bütünleşme sürecidir. Bunun için bir koalisyon değildir, bir pazarlık konusu değildir. Ben, şahsım için hiç bir şekilde bu süreçlerde bir pazarlık içinde olmadım. Bizim gayemiz, yeni Türkiye'nin inşasına karınca kararınca katkıda bulunmak, milletimizin gösterdiği istikamette sorumluluktan kaçmamaktır” diye konuştu.
Numan Kurtulmuş, kendisi ve arkadaşlarının makam, mevki peşinde koşan insanlardan hiçbir zaman olmadıklarını, kendilerine 1999 yılından bu yana defaten yapılan “birlikte siyaset yapalım” tekliflerine olumlu yanıt vermediklerini, kendi doğrularıyla siyaset yaptıklarını savunarak, “Ancak biz, bütün bu süreçlerde Sayın Başbakan'ın bu samimi teklifine olumlu yanıt verdik. Bu teklif aslında sözümüzün gücünü ve itibarını göstermektedir. Bu teklif, yeni Türkiye'nin inşasını birlikte gerçekleştirme teklifidir” değerlendirmesinde bulundu.